Başlıktaki “ZAMANA YAZILMIŞ…” ifadesindeki üç nokta yeri siz doldurabilirsiniz değerli okurlarım: Anılar mı dersiniz, yazılar mı dersiniz bilemem.
Bu konuda benim tercihim “ZAMANA YAZILMIŞ-ŞİİRLER”dir...
Çünkü “ZAMANA YAZILMIŞ”ın çok değerli yazarı/şâiri Mualla YILMAZ, 15 Eylül 2025 tarihli imzasıyla şahsıma takdim ederken aynı zamanda da “Yalnızca bilgiyi değil, insan olmayı da öğreten çok saygı değer Şerif KUTLUDAĞ öğretmenime derin saygı ve minnetle…” diyerek bizi onurlandırıyordu.
Kitabın takdiminde şunları yazmış sayın Mualla YILMAZ:
“…….
Bu nedenle bir yola çıktım, içimdeki sözcükleri kâğıda dökmek istedim Fark ettim ki şiir yazmak, aslında bir nevi kendini aramak, bulmak ve o sesim bir gün kaybolsa bile bir yere bırakmaktır. Kimi zaman sustuğum, kimi zaman sadece gözlerimle anlatabildiğim şeyleri yazıya emanet ettim. Çünkü sözcükler bazen bir sığınak, bazen bir davet, bazen de geçmişe açılan gizli bir kapıdır. Ve sonra düşündüm, bir gün çocuklarım bu satırları okusun istedim…
…..
Ayrıca bu kitap bir armağandır:
Kendime… Çocuklarıma… Torunlarıma…”
Şâirimizin bu son tespitinde ne kadar haklı olduğunu şiirlerini okudukça daha iyi anlıyorsunuz.
İşte Kendisini konu edindiği şiirlerinin isimleri: “Kendin Olmak” , “Kendim Olmak” , “Kendime Kaldım” , “Geciken Kendime” , “Kendine Dokunmak” , “Geç Kaldım Kendime”
Çocuklarına ve torunlarına yazdığı şiirleri: “Kızıma” , “Demirhana’a” , “ Evlat” , “ Neco-Tan” , “Ağlarken Çocuk Kalır İnsan” , “Annem” , “Çocukluk Yolu” , “Çocukluk”
86 sayfadan oluşan şiir kitabında yer alan 80 şiir dikkatli okunduğunda Mualla YLMAZ Hanımefendinin hayatının özetinin kilometre taşlarını görebiliyoruz.
Kitabın yayınını gerçekleştiren MASK Yayınlarının sahibi değerli dostumuz Aydın ŞİMŞEK kitabın arka kapağında şöyle açıklık getirir bu konuya:
“Bazen geç kalındığı sanılır ama birikimin demlenmesidir çoğu zaman bu. Hem zihnin derinliklerinde hem de bedenin acı ve sevinç döngüsünde olgunlaşır yaşananlar. Ve sonra zamanı gelir, dışarıya doğru bir ses, bir paylaşma, aynı sevinç ve kederi ötekiyle birlikte sahiplenme kaçınılmaz olur. Bu durum bazen yavaşça, bazen de imgelerin çoğulcu yapısıyla gerçekleşir Mualla YILMAZ’ın, “Zaman Yazılmış” şiirleri olgun bir dili okurun önüne getiriyor. Tam da hayatın içinden: Hepimizin aklı ve kalbi o şiirlerin içinden geçiyor…”
Şimdi de şâirimiz Mualla YILMAZ’ın görüşlerinin anlaşılması için birkaç alıntı takdim etmek isterim siz değerli okurlarıma:
SENELER GEÇTİ
“Seneler geçti
Birbirini izleyen gölgeler
Düşe kalka yürüdü zaman
Söylenmemiş sözler kaldı
En çok da kendimize…
………”
“Ömür biter yol bitmez!..” hesabı… İnsandan geriye ne kalır ki? İşte Mualla Yılmaz gibi yazdıysa, yazabildiyse yazılı olanlar kalır. Söz uçar gider yazılı olan kalır…
TOPRAĞIN SESSİZLİĞİ
“Oysa o ağaç
Geçmişin belleği, geleceğin nefesiydi
Halkın sofrası bu ülkenin vicdanıydı
Artık o tepede kuşlar konacak dal arıyor.
…….”
Doğanın simgesi olarak işlenen ağaç, varlığın canlı hayatın vatanı, görmediğimiz, bilmediğimiz milyonlarca canlıyı barındırırken iş gelir sonuçta insan olarak bizi de kapsar ve varlığıyla bizim yaşamamızı sağlar. “Benim sadık yârim kara topraktır!..” diye boşuna söylememiştir Âşık Veysel’imiz…
ORMAN AĞLARKEN
“Hiç gördün mü bir orman yanarken
Ağaçlar cayır cayır, çığlık çığlığa
Dallar kollar gibi uzanır göğe
“Yardım edin!..” der gibi her çığlıkta
….”
Özellikle bu yaz yaşadığımız sayısız orman yangınının bir çığlığıdır bu şiiri Mualla Yılmaz’ın. Ağaçlar da ağlar mı ağlar… Feryâd eder mi eder!.. Ya sesini duyuramayanlar, Uçamayanlar ve kaçamayanlar?
YENİDEN BAŞLAMAK
“Her sabah,
Gökyüzü yeniden giyinir maviyi
Ve güneş
Vazgeçmemiş gibi doğar ufuklara…
……..”
İşte insanoğluna verilebilecek en önemli hayat dersi vardır bu mısralarda… Yaşadıklarımız her ne olursa olsun, her durumda hayatı dirençle yaşayabilmeliyiz… Tıpkı Zümrüt-ü Anka kuşu/Simurg misali…
NE EKTİYSEN
“Derler ya,
İnsan ne ekerse onu biçer
Bir söz atarsın döner taş gibi
Bir kalp kırarsın döner baş gibi
Gülüp geçersin acı sanmazsın
Bir gün aynı yerden sen kanarsın…
………”
En yalın bir doğrudur bu mısralarda da bize söylenen: Buğday eken buğday biçer, “Rüzgâr eken fırtına biçermiş!..” misali…
Demem o ki, çok değerli şâirimiz Mualla YILMAZ çocukları ve torunları için verebileceği en önemli değeri: Ömrü boyunca verdiği hayat mücadelesinden çıkardığı sonuçları/dersleri şiirin imkânlarıyla sırlayıp salıvermiş sonsuzluğun göklerine…
Sayın Yılmaz görünürde kendi çocukları ve torunları için yazmış gözükürken aslında Türk Milletinin gelecek nesilleri için yazmıştır yazdıklarını. Keşke her hayat mücadelesini veren herkes benzer şekilde yazılı olarak gelecek nesillere bırakabilse…
Bu cesareti bir hanımefendi kimliğiyle sergilediği: “Bana kim ne der?” demeden “ZAMANA YAZILMIŞ” başlığıyla kitaplaştıran sayın Mualla YILMAZ’ı kutluyoruz. Okurunun çok olması dileğiyle…
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMLE…
Yorumlar
Kalan Karakter: