Bugün “24 Kasım”: Türkiye Cumhuriyeti devlet geleneği içerisinde öğretmenlerimizin değeri ve önemine dikkât çekilmesi maksadıyla 1981’de ihdas edilen ve o günden bugüne yaşanıp gelen “Öğretmenler Günü”dür. “5 Ekim”’in de “Dünya Öğretmenler Günü” olduğu bilgisini de hatırlatmak isterim.
İsrail’in Gazze’de iki aya yakın zamandır yaşattığı, insanlık vicdanını yaralayan insan katliamının yaşandığı süreçte insanlığa; en çok da İsrail oğullarına gönderilen Peygamberlerin öğretmenliğini paylaşmak istiyorum sizlerle değerli okurlarımla…
Âlemleri yoktan var ettiğine inanılan; Hristiyanlara göre Havva ile Adem’in işlediği günah nedeniyle cennetten çıkarılıp dünyaya günahkar olarak gönderildiği: Biz Müslümanlara göre ise; tek başına iken kendi güzelliğini görmeyi dilediği için âlemleri ve insanı yaratan bu sebepten dolayı da yarattığı her şey güzel olan Yaratıcı; Hâlık olan ALLAH, âlemleri yarattıktan sonra en son insanı yaratmıştır ve onu kendisine muhatap almıştır: Onun genetik yapısına inanma duygusunu vermiştir.
Diğer bütün canlıları belli özellikler yükleyerek yaratırken, insanı inanma, bilgiyi üretme, saklama, çoğaltma, alet yapma, kullanma ve inanma konusunda özgür bırakmıştır.
Onun bu özgürlüğü kullanma konusunda zaman zaman farklı yönelimleri olduğunu gördüğü için de İlâhî düzeni ve kendisini hatırlatmak için,
vahiy yoluyla verdiği bilgileri ve emirleri insanlara tebliğ etmesi ve hak dine çağırmakla görevlendirdiği, dünya ve ahiret ilişkilerinin Hak’kın rızasına göre yürütülmesi için kendisi tarafından elçilik göreviyle görevlendirilmiş/seçilmiş olan özel insanlardır: İnsanlığın öğretmenleridir Peygamberler…
PEYGAMBER: Peygâm-ber/peyâm-ber: Farsça: Haber getiren demektir. Türkçe karşılığı ise: YALVAÇ; Yalavaç’tır… Kur’an ve hadislerde ise: Nebî, Resûl’dür.,
Kur’anda adı geçen peygamberler: Adem; İdris, Nuh…. // İbrahim ile oğlu İsmail ve Lût; Yakub ile oğlu Yusuf; Mûsâ ile kardeşi Hârun; Dâvûd ile oğlu Süleyman’ın aynı zaman diliminde peygamber oldukları ifâde edilir // İlyâs, Elyesa, Sâlih, Şuayb, Hûd, Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ ve Hz. Muhammed’dir…
Hz. Âdem kendi aile fertlerine, Mûsâ, Dâvûd ve Îsâ İsrâiloğulları’na; İdrîs, Nûh, İbrâhim ve Hz. Muhammed bütün insanlığa gönderilmişlerdir.
Mûsâ’ya= Tevrat, Dâvûd’a=Zebûr, Îsâ’ya= İncil, Hz. Muhammed’e de Kur’an indirilmiştir.
Bütün peygamberler sâdık, dürüst, yaratana saygılı, yaratılmışlara merhametli, şefkatli kimselerdir. Allah’tan vahiy almaları bakımından diğer insanlardan farklılık arzetmekle birlikte Allah yaratmadıkça mûcize gösteremezler… Bütün Nebîlere mûcizeler verilmiştir, Hz. Muhammed’e verilen en büyük mûcize ise Kur’an’dır Allah bildirmedikçe gaybı haber veremezler, insan olarak küçük hatalar işleyebilirler; ancak karar ve temayüllerinde yanılmaları halinde Allah tarafından uyarılırlar.
Peygamberler sâdık rüya ile vahiy almaya başlar
Bütün nebîler anneleri babaları bir olan kardeşler gibidir. Her nebînin ashabı ve havârileri vardır. Hadislerde 313 veya 315 Resul ile 124.000 Nebî görevlendirildiği ifade edilmiştir.
Resul, “Allah’ın vahiy yoluyla kitap ve şeriat verdiği ve bunları insanlara tebliğ etmekle görevlendirdiği elçi”dir. Nebî ise “Allah’ın, resullerine indirdiği kitap ve şeriata inanmaya insanları davet etmesi için vahiy verdiği, bunları tebliğ etmekle görevlendirdiği kişi” anlamına gelir.
Peygamberlerin Görevleri.
a) Allah’tan başka ilâh bulunmadığını tebliğ edip insanları sadece O’na ibadet etmeye davet etmek. b) Hak ve bâtıl inançları tanıtıp Hak olanların benimsenmesini, bâtıl olanların terkedilmesini istemek.
c) Âhiret hayatının mutlaka geleceğini vurgulayıp cennete girmeye vesile olanlar yanında cehenneme girmeyi gerektiren inanç ve davranışları tanıtmak.
d) İlâhî emirleri tebliğ edip açıkladıktan sonra bunları bizzat uygulayarak insanlara örnek olmak.
e) İnsanları, var oluşun ve hayatın anlamını düşünmeye çağırıp bunun yollarını göstermek.
f) Nefsânî arzuların baskısını azaltıp erdemli bir hayat şekli kurmak.
Bütün Peygamberlerin Ortadoğu’da gönderilişini ilk insanın bu bölgede var oluş sebebiyle izah eder dini kaynaklar.
Ne var ki İsrailoğullarına pek çok peygamber gönderilmesini anlamak da mümkün değildir. Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Musa, Hz. Davud İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerdir.
Buradan şu çıkarım yapılabilir: İsrailoğulları inanç sistematiği konusunda oldum olası sorunlu bir topluluktur. Ör: Tevrat’ta ahirete iman ile ilgili hiçbir emir yoktur. Bundan dolayı da dünyalık olaylarda –bugün olduğu gibi- yaptıkları zulümle ilgili kendilerinden hesap sorulmayacağı için zulümde sınır tanımamaktadırlar… Bundan olsa gerektir ki kendilerine sık sık Hak’kı hatırlatmak için bu kadar çok peygamber gönderilmiş olmalıdır diye düşünmeden edemiyor insan…
İsrailoğullarının Mısır’dan çıkmaları üzerine Tanrı’nın kutsal kitapta onlara gönderdiği uyulması gereken 10 kurallık bir yasaları vardır. Bu 10 yasa insanoğlunun Tanrı’ya karşı olan görevleri ve insanın insana karşı nasıl tutumda olması gerektiğini öğütlemiştir. Şimdi bu 10 Emri görelim:
1. Allah'tan başka ilâhların olmayacak.
2. Kendin için oyma put yapmayacaksın.
3. Allah'ın ismini boş yere anmayacaksın.
4. Cumartesi günü hiçbir iş yapmayacaksın.
5. Babana ve anana hürmet edeceksin.
6. Adam öldürmeyeceksin.
7. Zina etmeyeceksin.
8. Çalmayacaksın.
9. Yalan şahitliği yapmayacaksın.
10. Komşunun hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin
İşte buyrunuz bir Tevrat’ta Hz. Musa aracılığı ile İsrailoğullarına emredilen 10 Emre bakınız, bir de iki aya yakın bir zamandır İsrail ordusunun Gazze’de dünyanın gözü önünde, bebek, çocuk, kadın, ihtiyar demeden yaptığı soy kırıma bakınız…
Şimdi gelelim, peygamberlerin insanlığın öğretmenleri oluşuna:
“Allah katında din İslâm’dır.” âyeti, ilk peygamber Hz. Âdem’den son peygamber Hz. Muhammed’e kadar ulûhiyet akidesinin ana ekseninde bir değişme olmadığını ve bütün ilahi dinlerin İslâm’la aynı öze sahip olduğunu bildirmektedir.
“Din nedir?” dendiğinde verilecek evrensel cevap: Din güzel ahlaktır. Güzel ahlak insanlarla güzel geçinmektir. Güzel geçinmek insanın diğer insanın yüzünü güldürmesidir…
Cuma namazı öncesinde imamın okuduğu Cuma hutbesinin son sözleri şöyledir:
“Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”
İnsanlığın öğretmenleri olan peygamberlerin insanlığa ilettikleri vahyin özü hep aynıdır ve evrenseldir… İnsanlığı kapsayıcıdır. İnsanı yaşatmak üzerinedir. Allah’ın günde sayısız kere tekrarlanan “Bismillahirrahmanirrahim!” sözünde tekrarlanan sıfatı Rahîm ve Rahman oluşudur…
Dünyanın neresinde olursa olsun yapılan eğitimler bu ana kaynaklarla örtüştüğünde ve insanlık barışına, insanı yaşatmaya hizmet ettiğinde anlam ve değer kazanmaktadır.
Bu vesileyle, Atatürk’ün 24 Kasım 1928’de Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabulü dolayısıyla 1981’de ihdas edilen “24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ”nün yıl dönümünde, aramızdan ayrılarak Hak’ka giden öğretmenlerimize ALLAH’tan rahmetler dilerken, görevi başındaki öğretmenlerimize hizmetlerinde sonsuz başarılar, emekli öğretmenlerimize de sağlık ve afiyetler diliyoruz…
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMLE…
Yorumlar
Kalan Karakter: