10 Ekim 2005 İzmirli şâirimiz Attila İLHAN’ın dünyaya vedası iken 4 Ekim 1910, Diyarbakır doğumlu olan Cahit Sıtkı TARANCI’nın 13 Ekim 1956 tarihi de Viyana’da dünyamıza veda edişini hatırlatır bizlere…
“Şehirler… Şâirler… Şiirler” başlıklı şiirimde şunları yazmışım efendim: “………
Şehirler mi şâirleri yazar, şâirler mi şiirleri muamma da
Şâirler şehirlerle güzel, şehirler şiirlerle özel yine de!..
Onun içindir ki şâirlerini ve şiirlerini arar durur şehirler…”
13 Ekim 1973 tarihi de “Halikarnas Balıkçısı” diye meşhur olan mitoloji yazarı Cevat Şakir KABAAĞAÇLI’nın da vedasıdır dünyamıza…
Aşık Veysel denince Sivas akla gelmez mi? Karacaoğlan Çukurova’yı hatıra getirmez mi?
Konya Mevlânâ’yı, Hacı Bayram Ankara’yı, Yahya Kemal İstanbul’u, Fuzûlî Bağdat’ı, Murat Çobanoğlu Kars’ı, Reyhani Erzurum’u, Neşet Ertaş Kırşehir’i, Özay Gönlüm Denizli’yi hatırlatmaz mı?
Bu isimler sadece şehirlerini akla getirmekle kalmaz, aynı zamanda şiirlerindeki duygularla da hatırlanmasını ve sevilmesini sağlarlar…
1983’te başlayan ve neredeyse 40 yıl süren terör sürecinde terörle birlikte anıldığı için Diyarbakır denildiğinde insanımızda karamsar ve karmaşık duygular oluşurdu…
Oysa Diyarbakır, bütün zamanlarda yörenin merkezi konumuyla hep çok değerli ve çok önemli bir şehir kimliğiyle yaşayıp gelmiştir öteden beri…
Sözün burasında özel olarak Diyarbakır’dan ve yetştirdiği değerli isimlerden söz edeceğiz değerli okurlarım:
Diyarbakır deyince ben DLT=Divanü Lugati’t Türk’ü yok olmaktan kurtaran Ali Emirî Efendi’yi hatırlarım… Atatürk’ün “Şark Bülbülü” adını verdiği Celal Güzelses’i hatırlarım… Türkçülüğün Esasları’nın yazan Ziya Gökalp’i hatırlarım…
Türk düşünce, kültür ve siyaset tarihinin önemli simalarından olan Ziya Gökalp dendiğinde “Türkçülüğün Esasları” adlı eseriyle "Türk milletindenim" demenin ne demek olduğunu ortaya koyması akla gelir…
Bunların yanında “Hasretinden Prangalar Eskittim” şiiriyle Ahmet Arif akla gelir…
Şarkılarıyla ve müzik aletleri icralarıyla Coşkun Sabah, Emrah, İzzet Yıldızhan, İzzet Altınmeşe, Manuş Baba, Mahsun Kırmızıgül, Yaşar İpek akla gelir…
Adnan BİNYAZAR, Faik Ali OZANSOY, Orhan ASENA, Süleyman Nazif, Hamid AYTAÇ,
Mona Roza ve Ey Sevgili şiirleriyle Sezai KARAKOÇ akla gelir…
Şimdi de Cahit Sıtkı Tarancı’dan söz edelim derim:
Cahit Sıtkı TARANCI dendiğinde de “35 Yaş”, Memleket İsterim ve ABBAS şiirleriyle tanınan Cahit Sıtkı TARANCI aklımıza gelir…
Araştırdıkça Diyarbakır doğumlu o kadar çok sanatçıyla karşılaşıyoruz ki insan şaşırıp kalıyor…
Şimdi düşünüyor da insan, medya niçin sadece terör haberleriyle gündeme getirdi de Diyarbakır’ı, bu sanatçılarıyla gündeme getirmedi… Üstelik Cahit Sıtkı “Memleket İsterim” diye haykırırken…
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
CAHİT SITKI TARANCI
Yorumlar
Kalan Karakter: