"ÇEKTİĞİM DİL YARASIDIR"
Yayınlanma :
29.07.2022 11:35
Güncelleme
: 29.07.2022 11:35
Konu keşke sadece bu olsaydı!..
Konu çok daha derin ve kronik bir rahatsızlık olarak yaşayıp gidiyor hayatımızın her alanında ne yazık ki!.. Bu sorunun en temel kaynağı medeniyet değişimlerini yönetememekten kaynaklandı genel anlamda.
Bizler Türk Milleti olarak, hep başkalarına özendik. Yeni ve yenilik adına; tıpkı her yıl başı geldiğinde yeni yılı coşkularla karşılarken eski yılı bir yana itiverdiğimiz psikolojiyi de tarihin seyri içerisinde yaşanılan yer değişikliklerinde hep bizde olmayana özenmemiz, onu benimsememiz, hayatımızın merkezine taşımamız, bize ait olanları da görmezden geldiğimiz gerçeğini yaşadık…
Bu gerçeğin en açık örneğini de Orhun Abidelerinde Bilge Kağan’ın taşa kazıtarak yazdırdığı ve geleceğe gönderdiği bir yerde “taş mektuplarda” gördük; okuduk. Şöyle diyor Bilge Kağan taş mektuplardaki sözlerinde:
“Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar barındırmaz imiş" deniliyor. Bu cümlenin ardından Türk milleti yine "Çinlinin tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin!”
11. Yüz yılda Kaşgarlı Mahmut’un Divan ü Lûgati’t Türk’ü yazış gayesi olan Araplara Türkçe öğretmek gibi yüce bir gayenin ardından Anadolu sahasına gelindiğinde devlet ve devletli katında Arapça ve Farsça’nın saltanatı başlaması… Keyhusrevler, Keykubadlar, Keykavuslar döneminin ardından Karamanoğlu Mehmet Beyin meşhur fermanı: “Bundan gerü dergâhta, bargâhta, pazarda Türkçeden gayrı bir dil kullanılmaya!..” duruşu…
Sonrasında Yunus Emrelerin, âşıkların, hayatlarını adadıkları şiirli yolculuğa rağmen dönemlerinde Tezkiretü’ş şuarâ / Şâirleri antolojisine alınmayışları saltanatlı bir Divân Edebiyatı dönemi derken yükselen Mustafa KemalATATÜRK’ün sesi…
“Dilin millî ve zengin olması, millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
Bunca yaşanan tecrübeye rağmen yine unuttuk, yine yeniden yabancı dillere yöneldik; Fransızca, Almanca, Rusça derken İngilizcede karar kıldık. Öyle karar kıldık ki, en masum işyerlerinin isimlerini bile yazarken bozuk bir İngilizceyle, Fransızcayla donattık çarşımızı pazarımızı…
Fakirlikten çok çeken insanımızın çocuklarının refah içerisinde yaşamsı isteğinin de istimrar edilerek eğitim sisteminden dille birlikte edebî zevkin ve kültür-sanat zemininin kaydırılarak, yerine tamamen sınav kazandırmaya yönelik bir sistemin konularak bir test ve tost neslinin yaratılmasının sonuçlarını yaşıyoruz günümüzde…
Televizyon yayınlarının her türlü yayınıyla insanımızın nezaketi, edebî, inceliği ve efendiliğini besleme konusundaki duyarsızlığı; basınımızın sayfalarını tamamen siyasetin, cinayetin, trafik kazalarının futbolun ve reklamın emrine vermesinin yanında daha yazamadığımız sebeplerden dolayı ne yazıkki günlük konuşmalar konusunda A’dan Z’ye en sade vatandaştan en makamlıya, en cahilimizden en okumuşumuza varıncaya kadar şikâyetçi olduğumuz bir durum yarattık el birlik.
Bu konuda suçu bir makama, bir kuruma, bir oluşuma yıkıvermek en kolayı… Demem o ki bu konuda hepimiz suçluyuz değerli okurlarım… Soframıza koyacak gıda maddelerimizi eksik etmiyoruz, mevsimlik giysilerimizi eksik etmiyoruz da edebiyata, kültüre ve sanata sıra gelince ellerimizin titrediği bir dönemi yaşıyoruz…
Yeniden gündeme dönersek, Kur’an’da ALLAH şöyle der peygamberine:
“-Ey Peygamber! Biz Seni hakikaten bir şahit, müjdeci, uyarıcı olarak gönderdik. (Ve yine) Allah’ın izniyle bir davetçi ve nur saçan bir lamba olarak (gönderdik). “(33 Ahzab 45.)
Bu konuda Hz. Muhammed de şöyle der:
“Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın, zorlaştırmayın;
“Size doğu tarafından ilim öğrenmek için insanlar gelecektir. Size geldiklerinde onlara iyiliği tavsiye ediniz.”
“Resûlullah sizin gibi böyle hızlı konuşmazdı. Aksine yanındakilerin ezberleyebileceği kadar tane tane ve yavaş konuşurdu.”
Ve sözün ustalarından imbikten süzülmüş sözler:
“İnsanda güzel olan yüzdür: Yüzde güzel olan gözdür;
Ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür.” Mevlana
Güzel sözler petekten damla damla sızan bala benzer, insanın ruhuna tat verir. Hz. Süleyman (a.s.)
“Konuşma sanatını bilen adam, düşündüklerinin hepsini söylemez; fakat söylediklerini düşünür de söyler.” Aristoteles
“Lüzumsuz söz, yanan ateş gibidir; onu ağızdan çıkarmamalısın, sonra kendin yanarsın. Dilin söylediği iyi söz ise akarsu gibidir; nereye akarsa orada çiçekler açar.” Yusuf Has Hacib
“Tatlı dile güler yüze doyulur mu, doyulur mu!..” Neşet Ertaş
Son söz EMRAH’tan olsun efendim:
Dedim dilber yanakların kızarmış
Dedi çiçek taktık gül yarasıdır
Dedim tane tane olmuş benlerin
Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
Dedim dilber sana yazıldı kanım
Dedi niçin dersin benim sultanım
Dedim kimler sarmış ince miyanın
Dedi kendin sardın kol yarasıdır
Dedim bu Ömer'in aklını aldın
Dedi sevdiğine pişman mı oldun
Dedim dilber niçin sararıp soldun
Dedi hep çektiğim dil yarasıdır
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: