Dönemeç: 1-Bir yolun yön değiştirdiği, kıvrıldığı yer… Viraj…
2-Bir durum, tutum, davranış ve düşüncedeki aşama…
“DÖNEMEÇTE SESSİZLİK” 30 yıllık Türkçe öğretmeni-eğitimci; şiir sanatında 35. yılını yaşayan şâir-yazar dostumuz Fahrettin KOYUNCU’nun Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nda Ekim 2023’te İzmir’de Akdoğan Yayınlarından çıkardığı en yeni şiir kitabının adı…
Dönemeç kelimesi yerine daha yakın zamanlara kadar trafikte “viraj” kelimesi kullanılırdı. Dönemeçlerin arka arkaya oluşmasıyla oluşan İzmir’in meşhur “Varyant”ı, bir zamanlar Karabağlar tarafından Konak’a inmek için araçlarla ilk kez İzmir’e gelenlerin Körfez’in büyüsüne kapılarak sessizliğe büründüğü bir özelliğe sahipti…
Manisa-Üçpınarlar ve Demirci’de yaşanan ilk ve orta öğretimin devamında yaşadan İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrenciliğinin ardından 11yılı aşkın Zonguldak yöresindeki öğretmenliğine 19 yıl da Denizli’yi eklerken bir yandan da kültür-sanat insanı kimliğini 30’un üzerindeki yayınlanmış kitabıyla dolu dolu yaşarken gün gelir emekliliğin ardından İzmir’e döner gelir ve Karşıyaka’ya yerleşir…
İşte bu eğitim ve sanat yolculuğu sırasında yayınladı onca kitabın sonunda yayınladığı “Dönemeçte Sessizlik” âdetâ sayın Koyuncu’nun şiir anlayışında da bir dönemeci ifade etmektedir aynen İzmir’imizin varyantı gibi…
Yirmi beş yıllık bir Denizli dostluğu ve tanıklığıyla şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki sayın Koyuncu, öğretmenlik yıllarını yaşarken kalemini şiir sanatıyla birlikte hem öğrencilerini eğitmek hem de şiiri sevdirmek olarak kullanmıştı. Bu anlayış bir anlamda onun şiir anlayışını da eğitim değerleriyle sınırlandırmıştır.
Oysa emeklilik sonrasında yazdığı şiirlerinden oluşan “Dönemeçte Sessizlik” onun kafesinden gök yüzünün sonsuzluğuna kanat çırpan kuşlar misali şiirinde olabilmece özgürleştiğinin bir kanıtıdır.
“Aradan Çekilin Haziran Geldi- 22” ve “Dönemeçte Sessizlik-24” adıyla iki başlık altında toplanan 46 şiirle birlikte sayın Koyuncu’yu, Türk şiirinde 2. Yeniden sonra 3. Yen; eğer 3. Yeni şiir anlayışı varsa 4. Yeni şairi olarak gördüğümü belirtmek isterim…
Sayın Koyuncu’nun “Dönemeçte Sessizlik” şiirlerinden bazı güzellikleri siz değerli okurlarımla da paylaşmak isterim:
Türk hikâyeciliğindeki durum ve olay hikayelerine benzer bir şekilde onun şiirlerinde de hareket bildiren şiirlerin durum ve haber bildiren şiirlerinden daha çok olduğunu görüyoruz:
Aradan çekilin haziran geldi, Böyle iyi diyorum böyle iyi, Hayat hey! Üşüdüm yürüyelim, O pasaport burada geçmez, Yaz kızım! 112’yi aramasaydınız keşke, Yemin ettirme şimdi ne diyorsak o! Kayıtlara geçsin lütfen, Kısa Kestirmeyelim…
Günümüzde hayatın içerisinde kullanılan bu kelimelerde şiirde olmaz denilen pek çok kelimenin şiir estetiği içerisinde eritildiğini görüyoruz:
Ör: Selfi, jüri, varyant, gen, volta, sülfür, anons, enflasyon, namlu, turnike, apolet, buton vb
Şiirlerde yer isimleri bakımından bir zenginlik görüyoruz:
Balkan, Selanik, Budapeşte, Lazarat, Shkumbi, Viyana, Berlin, İşkodra, Krujan, Bratislava, Arnavutluk, Ohri,
Soma, İzmir, Muradiye, Üçpınar, Anadolu, Magnesia, Karşıyaka, Menderes,
İnançla ilgili kelimelerin kullanıldığını görüyoruz:
Tengri, Tanrı, Allah, Musa, Tur, derviş, tekke, Yusuf,
Tarihi şahsiyet isimleriyle şiirlere bir derinlik katmış:
Osmanlı, Sultan Süleyman, Sultan Mehmet, Hasan Tahsin, Timurlenk, İskender Bey, Tepedelenli Ali Paşa, Cengiz Han, Sultan Murat, Şehzade Mehmet, Harun, Karun,
Yaşanmış geçmiş olan sosyal olayları yaptığı atıflarla hatırlatır okuruna:
Madımak, Soma, rejim, demokrasi, hapishane, Berlin Duvarı, Demir Perde, ölüm, yalnızlık, korona, zaman vb
Sayın Koyuncu çok yakın arkadaşlarının isimlerine de yer verir şiirlerinde:
Can Sinanoğlu, Hakan Keysan, İrfan Duman, Mehmet Mümtaz Tuzcu,
Şairimiz Türk Dili ve Edebiyatı okuduğu ve uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yaptığı için şiir dilini de ustalıkla kullanıyor. Yerine göre halk ağzındaki dar alanda kullanılan kelimleri katıyor şiire, bazen de yeni tamlamalarla yeni söz grupları kazandırıyor dilimize…
Şiirlerindeki rahat söyleyiş, yerine göre konuşma dilindeki hitapları şiire taşıması onun şiirinin okuma kolaylığı yanında aynı zamanda da merak unsuru da yaratıyor okurunda…
Şiirlerinde kullandığı yer isimleri ile coğrafi yaklaşımlara baktığımızda Fahrettin Koyuncu’yu bir Balkanlı şair olarak görüyoruz. Bunda da baba tarafının Mehmet Akif’in de memleketi olan Arnavutluk’un Lazarat şehrinden gelmiş olmalarının önemli bir yeri vardır. Doğduğu ve büyüdüğü ilk ve orta eğitimini yaptığı Manisa, Üçpınarlar’ın ve Üniversiteyi okuduğu İzmir’in şiirlerinde önemli bir yer edindiğini görüyoruz…
Bu bağlamda, ciddî şiir okurları için tam da aradıkları türden bir şiir kitabı olduğunu belirtmeliyim “Dönemeçte Sesszilik”in… Konularıyla, mekanları ve ortamlarıyla, anlam yönüyle, dil ve anlatım yönüyle ciddi şiir okurlarını mutlu edeceğine inandığım bü şiir kitabından iki şiir alıntısıyla noktalamak istiyorum yazımı:
ARADAN ÇEKİLİN HAZİRAN GELDİ
Aradan çekilin artık kuşların sesi gelsin.
Bir hayat selfisi yapalım zamanın aynasında
Bak gözlerim belerdi ellerimaklımdan uzak
Renkli çıkaralım bu fotoğrafı: sana , bana, ona
Ali İsmail’e yok, onunki canlı, onunki kamerada
Kaç fırın ekmek yemesi lazım o fırıncının
Vatan dersinden ikmale kalmaması için
Kaç fırında yanması ruhunun ebedi ve ezeli
Eyvah, haziran gelirse parklara kuşlar dolar
Bir çığrıntı dillerinde kendinden ve yeni Osmanlı’dsan
Süslü rüya selfisi yapalım bir de gel Sultan Süleyman’la
Yânisi şu, aradan çekilin kuşların sesi gelsin
Kıyıda beklesin donanma, dişlerini Dolmabahçe’ye çevirip
…….
DÖNEMEÇTE SESSİZLİK OLDU BİR AN
Varlık ile yokluğun upuzun dolambacında
Kuyruğunu kovalayan kediye döndüm
Durup bakayım dedim de kimse durmadı
Bir elde maske bir elde hırka bakıp geçiyor herkes yüzüme
Kelimelerim vardı bir avuç döküldü yollara yollara
Gurbeti babam almış sakın isteme dedi vermem
Hayat annemin elinde tozunu siliyor üstüne üstüne
Yalnızlık yerde üstüne basıp geçti herkes
Elimde bir ateş kaldı kor bir ateş
Yüzüme yüzüme sürdüm de ebedi yanayım dedim
Sonra bir dönemece geldik, herkes yükünü boşalttı geçti
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMLE…