"Artık benim toprağımda çiçek açmaz " demiştim birine, geçen günlerde
“Toprağını sularım” dedi,
“Benim diktiğim çiçek ölmez “dedi
Ertesi gün ,
Kendi diktiği çiçeği kendi güvendiği topraktan çıkardı,
Dedi ki;
“Benim bahçem artık burası değil”
“Ben artık bu bahçede bir gram çiçek sulamam”
Hiçbir şey söylemedim,
Arkamı dönüp terk ettim o bahçeyi.
Mevsimler geçecek , kimi zaman kar yağacak üstüne kimi zaman şimşek çakacak
Ben o bahçeye hiç çiçek ekmeyeceğim
Ve o bir daha gelip o çiçeği geri ekmeyecek.
O güzel evlerin dışında kalan o kurak bahçeler de hep bu yüzden işte .
İnsan artık vazgeçiyor.
O güzel evin bahçesine çiçek ekmekten, emek vermekten…
Bazen yağmur temizliyor o bahçeyi de tekrar yeşilleniyor gibi görünüyor toprak,
Bazen kar bembeyaz örtüsünü örtüyor da sanki bir mucize gerçekleşecek gibi görünüyor,
Oysa insan kendi elleriyle dokunmadıktan sonra
Nasıl bir mucize bekleyebilir ki tanrıdan ?
“Çok sevdiğim biri emek” derdi,” Sevgi emek vermektir”
Anlamazdım o zamanlar
Şimdi ise dört bir yanım emek verdiğim insanların fırtınalarıyla dolup taşıyor.
Çıktım bahçeme oturdum bakıyorum,
Uzun zamandır hiç çiçek ekmemişim
Zamanında ektiklerim de fırtınalara yenik düşmüş.
Yarın doğum günüm
Nasıl olur 20’li yaşlar bilir misiniz ?
“En güzel çiçeklerini eker, en güzel tohumlarını bulursun ve en güzel mahsulleri verir sana 20’li yaşlar “
Derler ,
Ben bilmem .
Yarın Doğum günüm
Uzun zamandır hiçbir şey ekmediğim bahçeme
Bir çiçek ekmek istiyorum şimdi.
Sular mısın kurak gecelerde bahçemi,
Yağmurlu günlerde sen korur musun ?