101. YILINDA İSTİKLÂL MARŞIMIZ
Yayınlanma :
11.03.2022 11:53
Güncelleme
: 11.03.2022 11:53
-Ukrayna Aynasında Seyretmek-
12 Mart 1921 İstiklâl Marşımızın kabulü!..
Yarın 12 Mart 2022 Aradan 101 yıl geçmiş…
12 Mart 1921’de dünyaya gözlerini açan kaç insanımız vardır 12 Mart 2022’de yaşayan bilinmez. Gerçek o ki çok az kişi yaşamaktadır.
Demem o ki, İstiklâl Harbi yıllarını yaşayan hemen hemen kimse kalmadı aramızda. Dolayısıyla o yılları anlatacak kimsemiz yo hayatta…
Ben 1954 doğumluyum. İlk okula gittiğim 1960lı yıllarda bizim Denizli’nin Güney ilçesinde bile Çanakkale Savaşlarını, İstiklâl Harbini yaşamış gazilerimiz vardı. Biz 23 Nisan ya da 19 Mayıs günlerindeki Millî Bayramlarda tören yürüyüşü yaparken, sandalyesine oturmuş, bir eliyle tuttuğu bastonuna çenesini dayayarak bizleri seyrederken diğer eliyle cebinden çıkardığı mendiliyle gözlerinden bembeyaz sakallarına süzülen göz yaşlarını silmeye çalışan ihtiyarlarımızı görürdük.
Onlar bizim geçişimizle neleri hatırlar, hangi cephelere giderler, hangi duygu denizinin girdabında yüzerlerdi bilemezdik…
Bildiğimiz bir şey varsa; gaziler toplumun her kesiminden büyük hürmet görürdü. Özellikle millî bayramlarda kalpaklı özel kıyafetleriyle, göğüslerinde madalyalarıyla ayrıcalıklı olurlardı… Törenler sırasında atların nal sesleriyle dört nala meydanlara gelen bir yandan da ateşledikleri tüfekleriyle biz çocukların ruh dünyasında da bir anlamda Millî Mücadele yıllarının duygusunu yaşatırlardı…
1927’deki nüfus sayımında ülke nüfusumuz 14 milyon civarında iken 2022’de 85 milyona ulaşıverdi. Bu rakamlar aynı zamanda o günden bugüne bir nüfus ve insan değişimini de söylüyor bizlere.
Nasıl ki, yokluk yıllarının insanları için atık madde diye bir şey söz konusu değilse, Z Kuşağı dediğimiz yeni kuşak için de bunun mantığını anlatabilmemiz söz konusu olmuyor.
Her türlü şikayetimize rağmen, bugünün insanı Türkiye Cumhuriyeti döneminin en bolluklu, en rahat dönemini yaşıyor: Elektriksiz dolayısıyla elektrikle çalışması gereken her türlü cihazdan mahrum, telefonsuz evlerden; su ihtiyacının karşılandığı meydan çeşmelerinden; tozlu topraklı şose yollardan, bağ kursuz, sigortasız, yeşil kartsız, yaşlılık maaşsız korumasız nesillerden bugünlere gelindi…
Şimdi demem o ki, İstiklâl Harbimizin yaşandığı dönemlerde Türk Milletinin yaşadığı her türden zorluğu yaşadığını anlatabilmenin, duygusunu verebilmenin sıkıntısının yaşandığı yılları yaşıyoruz…
Bu bağlamda, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yansımalarını, İstiklâl Harbimizin önemini çocuklarımıza anlatmak için bir fırsata çevirebiliriz. Bu fırsat öncelikle ailede başlıyor haliyle: Aman haberleri seyretmesin çocuğumuz sonra psikolojisi bozulur demeden savaş gerçeğinin ne demek olduğunu; devlet olmanın, güçlü olmanın, özgür olmanın, bağımsız bir ülkede kendi bayrağımız altında yaşıyor olmanın ne demek olduğunu çocuklarımıza anlatmamız lâzım ki, millet, devlet, özgürlük kavramları ruhunda yer etsin.
Hayat yolculuğundaki önceliklerinde toplum menfaatlerinin, millet, devlet öncelikleri duygusunun yerleşmesi için buna mecburuz.
Millî Eğitim Bakanlığınca hazırlanacak olan okul seviyelerine göre videoların rehberlik vb ders saatlerinde öğrencilerimizle buluşturularak anlatılması bireysel düşünmenin, ben kazanayım da başkası ne olursa olsun düşüncesinin önüne geçecektir.
Bir tespih bile, tespihi oluşturan taneler bir ip etrafında sıralandığı zaman tespih olur. İpi kopardığınızda taneler dağılır, ortada ne tespih kalır ne de bir şey… Taneler yine vardır da kim bilir nerelere dağılmışlardır bilinmez. Yeniden toplamaya kalksanız bile bir türlü eski sayıyı da tutturamazsınız.
Osmanlı Devletinin 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi (93 Harbi) ile başlayan ve 9
Eylül 1922’de işgalci Yunan ordularının İzmir Körfezinde denize döküldüğü güne kadar arada geçen 40 yıllık savaş dönemi Türk Milleti için bir insan öğüten zaman değirmeni işlevini yerine getirmiştir.
İstiklâl Marşı’mızı yalnızca bir şiir olarak görmek, yazılı bir metin konumunda görmek ona yapılabilecek en büyük hata olur. İstiklâl Marşı’mız bizim tarihin içinden akıp gelen hayat ırmağımızın macerasının romanıdır.
İstiklâl Marşımız bizim millet olma duygumuzun özüdür. Türk milleti nedir sorusuna verilecek olan cevabî bir metindir.
İstiklâl Marşı, bizim inancımızın, öz güvenimizin, asaletimizin ifadesidir…
İstiklâl Marşı Türk milletinin bir millî Mutabakat Metnidir…
İstiklâl Marşı, Gazi Mustafa Kemal Paşanın Meclis Başkanı olduğu, Mehmet Âkif’in Burdur Milletvekil olarak yer aldığı Gazi Meclisimiz TBMM’de millet vekillerinin alkışları ve göz yaşları arasında Hamdullah Suphi (Tanrıöver)nin gür sesiyle dört kez baştan sona okuduğu Meclisçe kabul edilen bir İstiklâl Marşı’dır…
12 Mart 1921 yılının şartları göz önüne alındığında, işgalci düşman kuvvetleri İzmir’den Manisa’ya, Aydın’a, Afyon’a, Bursa’ya, Eskişehir’e kadar işgal ederek gelmişken; Sakarya nehri civarında İnönü ve Sakarya Savaşları yaşanırken, henüz 26 Ağustos 1922’ye bir yıl varken; neyin ne olacağı bile belli değilken yazdırılan bir marştır. Hem de Garp Cephesi Komutanı Albay İsmet İnönü’nün Maarif Nezaretine (M E B ) yazılı başvurusu üzerine açılan bir yarışmayla yazdırılan bir marştır…
Göz ardı edilmemesi gereken bir diğer konu da böyle bir yarışmaya yurt genelinden 724 şâirin ve ozanın yarışmaya şiir göndermiş olmasıdır: Bu da duygulu yüreklerin nasıl da vatan aşkıyla çarptığının bir göstergesidir o tarihte…
Yeniden yazımızın başlığına dönersek, yazılışının 101. Yılında İstiklâl Marşımızın değerini anlamak için Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline bakmak yeterli olacaktır derim.
Son söz İstiklâl Marşımızın şâiri/yazarı merhum Millî Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy’un olsun: “Allah, bir daha bu illete İstiklâl Marşı yazdırmasın!.. İstiklâl Marşı yaılacak günler yaşatmasın!..”
Bir kez daha bizlere bu cennet vatanı bırakan ecdâdımızı; başta Mustafa Kemal Atatürk ve Mehmet âkif Ersoy’u ve o günleri yaşayan bütün geçmişimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz.
İstiklâl Marşı’mızın kabulünün 101. Yılı kutlu olsun…
Sevgilerimle…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: