Siyasileri anlamak o kadar zor ki…
Anlaşılmak istediklerini de düşünmüyorum.
Siyasilerin tek derdi var, güçlü olmak…
Neden istemesinler ki; maalesef artık güçlü olmak, haklı olmaktan daha ‘verimli’ daha ‘konforlu’ oldu memlekette.
Bir süredir İzmir kulislerinde konuşulan bir meseleyi sevgili Abdullah Polat kaleme almış ve yazısında “Filiz Hanım, İzmir’in CHP İl Başkanı koltuğuna oturtulacak. “Kadın il başkanı” söylemiyle cilalanan bu planın asıl amacı ise çok daha çıplak: Cemil Tugay’ı devirmek.” Sözleriyle bir ifşaat yapmış.
Yalnız mesele bundan ibaret değil, eksik gördüğüm kısımları da ben tamamlamak istiyorum.
Bakın siyasiler güçlü olmak, güçlü kalmak adına bir kente nasıl kıyıyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, özellikle İzmir CHP örgütü tarafından birçok defa sert eleştirilere maruz kalıyor. İzmir’in sorunlarının çözümünde yalnız bırakılıyor. Kendi partisinin milletvekilleri tarafından bizzat sorunların kaynağı olarak hedef gösteriliyor.
Peki neydi mesele? İşler neden bu hale geldi?
Bu sorunun cevabının şifreleri AK Parti önceki dönem Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Özgür Hızal’ın bir konuşmasında gizliydi. Ne diyordu Hızal "Şirketin borçlarını ödeme konusunda bir sıkıntısı var. İZBETON'un borçlarını geç ödemesinden dolayı bir takım fazla ödemeler yaşanıyor. Bu birinci sorun. Yani, alacaklı eğer icra takibi yoluna giderse yasal faizi, vekalet ücreti vesaire de işin içine giriyor. Bir de bu konular bürolarda görüşülüyor. Benim asıl iddiam bu. Bürolarda görüşülüyor derken bir milletvekilinin ofisinde görüşülüyor. O vekilin ofisinde yapılan pazarlıklarla İZBETON'dan alacaklı olan firmalar borçlarını tahsil etme yoluna gidiyor."
Peki kimdi bu vekil halen bilinmiyor, ama bütün İzmir’in bir fikri var.
Cemil Tugay göreve geldikten sonra, bir duruş sergiledi ve CHP’nin İzmir patronları şaşkına döndü. “CHP rozeti ile seçildi ama bütün İzmir’in belediye başkanıyım beni aday yapanlara değil, sadece seçenlere de değil bütün İzmir’e hizmet edeceğim” dedi
Tabi ki bu durum, artık kimsenin ofisinde müteahhitlerin belediyeden alacağı konuşulmayacak demekti. Eş, dost akrabalara kaymaklı işler yok demekti.
Bu durumda ne yapalım, İzmir’in sorunları için bakanlık kapılarında dolaşan Tugay’ı yalnız bırakalım. O kapılara AK Partililer ile gönderelim. Örgütü bu durumdan iğreti edelim. Ardından genç, heyecanlı ve hırslı belediye başkanlarını Tugay’la kavga ettirerek yıpratalım. Bu dönem ya bizim çizgimize gelir, ya da görev süresinin sonunda ‘CHP örgütünü Cemil Tugay’dan kurtararak’ işlerimizi rötarlı yapalım. Cemil Tugay AK Parti’ye geçiyor haberleri de bu sürecin yansımalarından idi. Çünkü bu oyunu kuranlar biliyor ki AK Parti ile anılmak CHP’de yeterince kusurlu ve dışlanmayı gerektirecek bir argüman idi.
Şimdi gelelim Filiz Ceritoğlu Şengel ile ilgili operasyon iddialarına.
Şengel Selçuk’ta ucu ucuna seçim kazandı ve aday olması halinde tekrar kazanamayacağını kendi de biliyor.
Kendisinin bu sürece yerel seçimlerden hemen sonra hazırlık yaptığını görmüş ve bu yönde de eleştirilerimi yöneltmiştim.
Şengel’in yetiştiği siyasi iklim, ilçesine hizmet etmeyi ikinci plana atarak, genel siyasetle ilgili kavgaların içinde var olmayı önceliyor.
Bu anlamda Selçuk dar geliyor kendisine.
Şengel’in avazı çıktığı kadar yüklendiği her kavga maalesef, siyasi varlığını bir adım öteye taşımak üzerine kurulu.
CHP’nin bir neferi olmanın verdiği haz ile Selçuk’a Belediye Başkanı olmak yerine ön saflarda ‘Komutan’ olmanın yollarını arıyor.
Evet Abdullah’ın yazısına katılıyorum, Şengel siyasi varlığını sürdürmek için kendisine Selçuk dışında bir yol çizmek zorunda. Onun için İl Başkanlığı biçilmiş kaftan. Orada kavgasını yüksek sesle sürdürebilir. Zaten çoktan vazgeçtiği Selçuk ayak bağı olmaz kendisine.
Ama yazının oradan sonrasına katılmıyorum ve şerhimi düşüyorum.
Filiz Ceritoğlu Şengel İl Başkanlığı’ndan sonra olsa olsa en fazla milletvekili olur.
CHP İzmir’de İl Başkanlığı’ndan Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geçmiş benim bildiğim tek bir isim dahi yok. Ama milletvekili olur.
Kaldı ki; operasyon başarılı olursa kendisini il başkanı yapacak olanlar, büyükşehir başkanlığını ondan çok istiyor ve yar etmezler.
Daha onlar kendi aralarında bi kavga verecekler.
Ama hangi durumda.
CHP’nin bir daha ki yerel seçime kadar mevcut yapısını koruması durumunda.
İzmir susuzluk, çöp dağları, işçi maaşları, alt yapı sorunları v.s. bin tane dertle boğuşurken şahsi istikballeri uğruna köstek olan siyasileri İzmirlinin vicdanına sevk ediyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: