Bu üslupla başlık atmaktan hicap duyuyorum ancak, maalesef Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in kendisi gibi ilçe halkının oylarıyla seçilmiş bir meclis üyesine AK Parti Grup Başkanvekili Recep Tayyip Taslak’a mecliste hitabı bu şekilde, yani Türkmen’e ait bir söz.
Aksi takdirde, terbiyem müsaade etmez, seçilmiş bir insana bu sözlerle hitap etmeyi.
Türkmen’in ilk vukuatı değil bu, ilk meclis toplantısında AK Parti İlçe Başkanı’nı meclisten kovmuştu.
Birçok meclis toplantısında kendi konuşmasını yapıp, hiç kimseyi dinlemeden meclis salonunu terk etmişti.
Türkmen’in tuvalet bahanesi ile bile meclisi terk etmişliği var.
Meclis üyelerini azarlayan, tepeden bakan, sürekli şahsi serveti ile yaptıklarından bahseden ‘boş konuşan’ bir belediye başkanı.
Komik mi desem, yazık mı desem ne desem bilmiyorum.
Gözlemlediğim kadarıyla Türkmen, ticari yaşantısından edindiği tecrübeler ile belediye yönetmeye çalışıyor. Ağır abi modunda yani.
Peki Türkmen, kendisine oy veren seçmene rağmen, ilçe halkının neredeyse yarısının oy verdiği meclis üyelerine böyle davranma cesaretini nereden alıyor.
Kim ona bu gücü veriyor?
Bu rahatlık nereden geliyor?
Bu soruları ilçe halkı çay sohbetlerinde uzun uzun konuşuyor ve AK Partilileri adres gösteriyor.
Öyle veya değil bilemem ama AK Parti Kemalpaşa’da yeterli derecede muhalefet yapmaz ise ilçenin çıkarları için yapılan mücadelede birlik olmaz ise şimdilik dedikodu olan bu varsayım inanca dönüşecek.
(Bu notu da düşmem gerekli: AK Parti’nin ilçedeki çok başlılığı ve partili olmaktan çıkmış adamcı siyasi hareketleri, bu günlerin mimarıdır. Ancak bir birleşme ve yeniden sadece partili olmak adına bir çalışma yürütüldüğü için sekteye uğratmamak adına şimdilik bu konuda yazmayacağım)
Dönelim Türkmen meselesine.
Kemalpaşa Belediyesi’nin kaçak meclis salonunda, kaçak yapı yaptığı için belediye başkan yardımcılığı döneminde ‘Görevi ihmal ettiği ve haksız menfaat sağladığı’ suçlarını işlediği içişleri müfettişlerince tespit edilmiş ve hakkında soruşturma izni verilen Mehmet Türkmen, yasaların kendisine verdiği yetkiye dayanarak (?) Kemalpaşalının cebine gözünü dikmiştir.
Sayın Başkan, hatırlatmak isterim ki rayiç bedel yoluyla vergiye boğacağınız insanlar sizin kadar zengin değil.
Kemalpaşa halkının; alın teriyle, yasalara uygun, hakkıyla edindiği her bir taşınmazdan belediye adına pay çıkarmaya çalışmakta nedir?
Siz Kemalpaşa’nın Şehr-i Emin’i olmalısınız. Birisi bunu size anlatmalı ya da öğretmeli.
Chp’nin adayı olmuş olabilirsiniz ancak, artık bütün Kemalpaşa’nın Belediye Başkanı’sınız.
Meclis salonlarında yasaların size verdiği gücü kullanarak, ben istediğim fabrikaya gidip istediğim arkadaşıma iş isteyebilirim diyemezsiniz.
Sizin herkese eşit mesafede tüm kentin kalkınması için çalışmalar yapmanız lazım.
Siz, sizden olmayanlara bir devlet kurumunun makam koltuğundan parmak sallayamazsınız. O koltuğum o makamın bir ağılığı bir ciddiyeti olmalı.
Size karşı olan siyasilerin evlerine zabıta göndereceğinize (elbette onu da yapın), önce kendi kaçak yapılarınızı yıkın. Yıkın ki size şehr-i emin desinler.
Yoksa bir gün; sizin dün Recep Tayyip Taslak’a kullandığınız ifadeyi, canına tak etmiş Kemalpaşa halkı size kullanır.
Yoksa, bu nezaketsiz üslubun, hakeretamiz davranışların, ne size, ne ilçeye, ne de memelekete bir hayrı olmaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: