“Yaptığım her şey doğrudur bende yanlış olmaz.”
Böyle biri olmaktan işinde eğrilik bulunmayana sığınırım.
Yaptığım yanlışlardan da hataları bağışlayana.
Hatta yanlış yapmak için bütün şartlar mevcutken bana merhamet ederek bundan beni engelleyene.
Bir süre sonra da olup bitenleri ayırma anlama imkanı verene.
Hatta dünya hırsları ve hasetleri nedeniyle bizi bir çok dünya menfaatinden uzak tutmuşlara da teşekkür etmek lazım.
Sebepleri yaratan Allah niyetlere göre bir hasetçiyi bile kurtuluşa aracı kılabilir.
Fikir tefekkürle buluşmaz ise ahmaklık yordam olur.
2008 yılı Beşiktaş Adliyesinde başka çare kalmadığı için savunma görevi savmaktan ibaret hale gelince duruşma zaptına “Sizden başkasına olan kininiz/duygunuz sizi adaletsizliğe sevketmesin.”ve başkaca da söyleyeceğim bir şey yoktur dedim.
Adaletin ne halde olduğunu belirten o günlere dair notlarım var bazen bir not kağıdında bazen ara sıra tuttuğum günlüğümde.
Bu tecrübelerden sonra “Aklın İsyanı”adlı aforizma kitabımızın 97.sayfasında yer alan “Devletin kıyameti mi? O da adaletsizliktir derim.” diye işi özetlemişiz.
Doğrusu adalet/hukuk konusunda bir çok böyle söz yaşanmışlıkla ortaya çıktı.
“Adelet devlet için, bedendeki kan gibidir.”
“Adaletin nasip olduğu bir ülkede özgürlük mahpustur.”
“Vicdanına sığdıramadığını evrene sığdıramazsın.”
“Hukuk başkalarından hatta kendinde bile korur seni.”
“Hukukun üstünlüğü, hukuktan da üstün olanın iradesiyle anlam bulur.”
“Ehil olmayanlar iyi olsalar da adaletsizliğe sebep olurlar.”
“Hiyerarşi:aklı kısırlaştıran bir anarşi.”
“Devletin en kudretli olduğu dönem hukuk karşısında en aciz olduğu dönemdir.”
“Hürriyet her türlü istikrarın can suyudur.”
“Düzen mi dediniz?Kimsenin hakkına ilişmeyin sadece.”
“Adalet, vicdani kanaatin mahkeme kararında var olma cesaretiyle gelişir.”
“Adam kayırma darbenin danıskasıdır.”
Bu tümceleri sıralamak değildi niyetim lakin şöyle bakınca ayrı zamanlarda yazılmış ve ayrı sahifeler de olmasına rağmen bir bütünlük arz ettiğini görünce paylaşayım dedim.
Şimdi yeniden hukuk ekonomik ve demokratik reformlardan konuşulur oldu.
Bir hukukçu vatan evladı olarak devletimize ve ülkemize milletimize katkımız olsun diye düşüncelerimizi arz edeyim istedim.
Sayın Adalet Bakanı’nın “Adalet gerçekleşsin de kıyamet koparsa kopsun”sözü üzerine bizimde bir gayretimiz olsun istedik.
“Adalet gerçekleşirse kıyamet o zaman kopmaz.” demek istedik bir yönüyle.
Durum kötüdür Sayın Büyüklerimiz.Millet yorulmuştur.Bir çok yargı erki tertip yeri ve sermayesiz şirket olmuşlardır.En temel haklar ihlal edilmektedir.Bir çok savcı ve hakim nezaketen nasibini almamışlardır.Avukatlarda bu yozlaşmada kendilerine istenmedik tutumlar belirlemektedirler.
Sorun sadece yargının sorunu da olmaktan çıkmıştır.Kamu ajanları her aşamada yetkilerini kötüye kullanmaktadırlar.Demokrasi milletimizin bizzat kendinde var olan hasletlerini de bozmuştur.İktidar ve muhalefetin hastalıklı bir ruh hali vardır.Öncelikle siyaset bir bütün olarak tedavi edilmelidir.
Sonrasında biz vatandaşlar olarak sizlere dua ederiz.
Devletimiz hukuk, iktisat ve demokrasi konusunda reform yapmak istiyor.
Reform milletin gönlündeki duyguyu nefeslenmektir.
Reforma gerek yok deforme olmaktan vazgeçelim yeter.
Ama ille de bir düzenleme ve tutum belirlenecekse;
en büyük reform şudur:
Özetliyorum
Helal=Hukuk
Kazanç=İktisat
Bölüşmek=Demokrasi
Slogan:HELAL KAZANCI BÖLÜŞMEK
Ölümden sonra bir hayatın olduğuna inanan bu millet ne güzeldir.
Milletimi yüreğinden öpüyorum.