18 Mart 1915 Çanakkale Savaşı ve Zaferi’nin 106. Yılındayız
Kutlu olsun!..
“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir!..”
Necmettin Halil Onana’ın şiirinden alınan bu sözleri selâmlar, Çanakkale Boğazına giriş yapan gemiler!..
Ve bu iki mısra hatırlatır bütün dünyaya Çanakkale Savaşlarıyla olanı biteni…
Evet, bu ihtar sadece Çanakkale Boğazından geçen gemilere değil; hem bütün dünyaya hem de bütünüyle Türk milletinedir.
“Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım!..”
Diyor ya merhum Mehmet Âkif; Türk milletine, vatanına ve devletine yönelik planlar yapanlara Türk milletinin tarihi karakterini hatırlatmakta ve de buna cüret edecek olanları bekleyenlerin sonunu işâret etmektedir.
Necmettin Halil Onan da;
“Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.”
Mısralarıyla Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşında olup biteni özetleyiverir…
Çanakkale yaşanmasaydı; Çanakkale’de 18 Mart Deniz Zaferi kazanılmasaydı, Türk milleti 250 bin vatan evlâdını şehit vermeseydi, 25 Nisan 1915’ten itibaren gencecik bir yüzbaşı olarak girdiği Çanakkale’de cephe savaşlarında Mustafa Kemal, Conkbayırı’nda, Anafartalar’da, sırt sırta savaştıkları Mehmetçiğe:
“Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir.”
Dediğinde, gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içen vatan evlâdını görmeseydi Millî Mücadele’ye cesaret edebilir miydi?
Çanakkale’de savaşarak savaş tecrübesi kazanan gencecik komutanlar nesli İstiklâl Harbini yönetmeseydi acaba Millî Mücadele kazanılabilir miydi?
Değerli okurlarım,
1.Dünya Savaşını ortaya koyan sebepler, Çanakkale’yi yaşatan ihtiraslar, planlar, hedefler dünde kalmamıştır: Bitmemiştir, bitmeyecektir de…
Osmanlı Devletini parçalayarak topraklarını paylaşan ya da kurdurdukları kukla devletlerle, sömürü düzenini sürdüren dünyanın büyük güçlerinin bugün Ortadoğu’da, sınırlarımızda ve dünyamızda neleri yapmaya çalıştıklarını gösterecek olan en gerçek ayna da Çanakkale’dir…
Çanakkale’de gül bahçesine girercesine kara toprağa giren kahramanlar vatanları için olması gerekenleri yaparak geride bir destan bıraktılar. Biz elbette onları anacağız, elbette,saygılarımızı sunacağız, elbette dualarımızı göndereceğiz… Yalnız bir şey var ki, bütün bunları senede bir gün yerine getirir de diğer günlerinde hatırlamaz ve onlara karşı vazifemizi yapmaz isek işte o zaman vay halimize olur Allah korusun…
Çünkü bu güzel coğrafya rodeo sporundaki özel atlara benziyor… Nasıl ki rodeo sporundaki atlar üzerlerinde zayıf, cılız ve dikkâtsiz biniciyi derhal üzerlerinden atıyorsa bu coğrafyada da ona benzer bir durumla karşılaşılıyor. Bunu bize tarih bilimi söylüyor, arkeoloji bilimi sözylüyor…
Tarihe tanıklık eden tek noktamzı sadece Göbeklitepe’miz değil; daha ona benzer nelerimiz var nelerimiz… İzmir’de Smyrna, Denizli’de Beyce Sultan höyüğü, Truva, Hattuşa ve Tuşa vb o kadar çok tanık var ki! Büyük İskender, Pers, Bizans, Osmanlı vbdünyanın tanık olduğu büyük devletler bu coğrafyada hayat bulmuş.
Sadece Truva bize neler hatırlatıyor neler:
Truva Atı mı desem, Agamemnon mu desem ve 18 Mart günü Çanakkale’de batan dönemin en büyük gemilerinden birisinin adının Oceon diğerinin de Agamemnon olduğunu mu söylesem!.. Fatih’in İstanbul’un fethi için Truvanın rövanşı dendiğini mi sözylesem!..
Bağışlayınız yazıma bir de bizden bir anekdot ekleyeyim:
Benim dedem Molla Mehmet(Kutludağ) ile kardeşi Molla Hasan(Bahşi) ikisi birlikte Çanakkale’ye giderler. Medrese okudukları için askeri birliklerde imamlık yaparlar. Esir düşer. Başka diyarlara götürürler dedemizi. Molla Mehmet Dedem kocaanamın hamile olduğunu bilmez askere giderken. Onun gidişinden altı ay sonra bir kız çocuğu dünyaya getirir kocaanam. Kız çocuğu altı yaşında vefat eder. Bir yıl sonra –Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandığı için- Molla Mehmet Dedem kurtulur gelir. Yedi yıl olmuştur evinden ayrılalı. Dönüşünde bir kız çocuğunun dünyaya geldiğini ve altı yaşında öldüğünü öğrenir.
Bugün 18 Mart 2021Çanakkale Boğaz Harbi ve Zaferinin 106. Yılını yaşıyoruz. Başta Mustafa Kemal olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz. Mekânları cennet ruhları şâd olsun…
Çanakkale içinde!..