Türkiye cumhuriyeti devleti 23 senedir AKPARTİ hükümeti tarafından idare ediliyor. İktidara geldiği tarihten, 17/25 Aralık sürecinin başladığı güne kadar bütün kurumlarıyla vatandaş öncelikli, hizmet öncelikli bir idare anlayışı sergilediler. Bu tarihten sonra ABD tarafından idare edilen ve kökü 1960’lara kadar dayanan, CIA, MOSSAD ve MI6 güdümlü terör örgütü FETÖ ile girdiği mücadele neticesinde, çok güçlü düşmanları, karşısına almanın bedelini ödetmeye başladılar. Temmuz 2016 darbe girişimine kadar açık ve gizli ambargolar uygulayarak geçmişteki Türkiye’nin devam etmesi için ellerinden geleni yaptılar. Başta ABD ve onun Ortadoğu’da ki uydusu İsrail olmak üzere batı toplumlarının tamamı, taraf olduğumuz her meselede tarih boyunca olduğu gibi karşımızda yer aldılar. Bu topyekün tazyik, özellikle akamete uğrayan 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrasında ekonomimizde ciddi kırılmalar yaşanmasına sebep oldu.
Bir devletin, tebaasını her anlamda huzur içinde yaşatmak için gayret etmesi, vatandaşlar arasında eşit ve adil olması, elde edilen refahın toplumun her kesimine eşit şekilde ulaştırılması asli vazifesidir. Ekonomideki dalgalanmaların, devletin bu vazifesini layıkıyla yapmasına engel olduğuna şahit oluyoruz. Milli devlet olma yolunda verilen mücadelenin bedeli olacağını milletin bütün kesimlerine ayrıntılarıyla anlatmak gerekir ki, insanlar çektiği sıkıntıların neyin karşılığı olduğunu anlayıp, devletinin yanında yer alması gerektiğini kavrayabilsinler.
Vatan edindiğimiz coğrafyanın hakikatını kavramadan, daha doğrusu yakın tarihimizde neler olduğunu iyice anlamadan şu an yapılanları çözemeyiz. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren geçen 102 yıllık sürenin son yirmi üç yılını çıkardığımızda şu anda en fazla ihtiyaç duyduğumuz savunma sanayii alanında neyi başardığımızı hiç düşündünüz mü? 1950 seçimlerine kadar tek başına ülkeyi yöneten CHP’nin savunma sanayii adına çaktığı bir tek çivi olmaması normal midir. Amerika’nın tedavülden kalkmış silahlarını Türkiye’ye getirmek dışında, üstelik Batı dünyasının ülkemizi bölüp parçalamasının hemen ardından, 1. Dünya harbinin bize nelere mal olduğu ortadayken, hiç düşmanımız yokmuş gibi davranmanın mantığını anlamak mümkün değildir.
Emperyalistlerin etrafımızda çöreklendiğini, kiminin Haçlı seferleri yeniden başlamıştır dediği, kiminin Arz-ı mev’ud safsatasıyla vatanımıza göz diktiği, Yunanistan gibi emperyalist beslemelerinin MEGALO İDEA diyerek ülkemiz topraklarında gözü olduğunu her fırsatta dile getirdiği, yine aynı şekilde Ermenilerin Büyük Ermenistan projesi hayali kurduğu, Deli Petro’dan bu yana Rusların sıcak denizlere inme sevdasıyla yaşadığı ve güneyimizde Irak ve Suriye’nin bir kısmı ile birlikte bizim topraklarımızın da bir kısmını içine alan Büyük Kürdistan planının adım, adım harekete geçirildiği bir ortamda, ümidimizi ABD ve Avrupa ülkelerinden almaya çalıştığımız silahlara bağlamak ne kadar akıllıca olur hiç düşündünüz mü?
Şimdilerde patates soğan fiyatı üzerinden muhalefet yapan, iktidar hesabını ekonomi üzerinden planlayan siyasetçilere sözüm yok. Onlar sadece iktidara gelip ülkenin kaynaklarını kendi amaçları için kullanmanın hesabını yapıyor olabilirler. Ama benim anlayamadığım şey şu. Atası, dedesi Yemen’de, Galiçya’da, Filistin’de, Çanakkale’de şehit ya da gazi olmuş, yokluklar içinde emperyalizme karşı savaş vermiş olan ecdadın torunları nasıl bu kadar aymazlık içinde, bana ne İHA’dan, SİHA’dan, KAAN’dan ALTAY’dan, GÖKBEY’den ya da milli gururumuz olan diğer savunma sanayii ürünlerinden,
ben kendi cebime bakarım diyebilir. I
Şunu unutmamak gerekir. Ülkemiz bugüne kadar hiç olmadığı kadar savaş tehlikesi ile karşı karşıyadır. Buna karşılık devletimiz de bugüne kadar ihmal edilmiş olan savunma sanayimizi millileştirecek hamleleri mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yapma gayretindedir. Yani anlayacağınız ülkemiz savaş ekonomisi yaşamaktadır. Bize düşen ise emperyalistlerin uşaklığını yapan işbirlikçilere karşı devletimizin yanında yer almaktır. Selam ve dua ile.
Büyük Resimi İyi Okumalıyız
İlhan Küçükdağ'ın kaleminden....
Yayınlanma :
19.08.2025 11:51
Güncelleme
: 19.08.2025 11:51


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: