Tokyo pandemi dinlemedi
Bu yıl 33. kez düzenlenen film festivali, salgın döneminde yapılan en büyük sinema etkinliği oldu. Toplamda 40 bin 500 izleyici salonlara koştu.
Yayınlanma :
13.11.2020 16:46
Güncelleme :
13.11.2020 16:46


yapılan en büyük sinema etkinliği oldu. Toplamda 40 bin 500 izleyici salonlara
koştu.Kırmızı halıda mesafeyi belirleyen şeffaf plastik panolar, üst üste takılan
maskeler ve siperlikler eşliğinde gerçekleşen 33. Tokyo Uluslararası Film
Festivali, pandemi döneminin seyircili yapılan en büyük sinema etkinliği olarak
öne çıktı. 31 Ekim-9 Kasım arasında yani 10 gün boyunca 138 film gösterildi,
sinemalarn kapasitesi yüzde 50 azaltılsa da 40 bin 500 izleyici salonlara
koşturduCovid-19 önlemleri nedeniyle uluslararası konuklarını ağırlayamadığı
için jürilerini iptal eden ve üç ayrı yarışmasını Tokyo Premiere 2020 başlığı
altında toplayan festivalin bu yıl tek ödülü ise seyirciye emanetti ve Japon
kadın yönetmen Akiko Ohku’nun “Hold Me Back” adlı romantik komedisi İzleyici
Ödülü’nü kazandı. Filmin 30’lu yaşlarındaki yalnız genç kadın karakterinin
kafasında oluşturduğu “akıldaşı” ve can dostuyla kurduğu yarenlik ilişki,
kuşkusuz bu tuhaf pandemi günlerindeki izole ruh halimize pek denk düşüyor.
Yönetmen Ohku mevzuyu ağırlaştırmadan, çalışan bekâr bir kadının modern Japon
toplumundaki gündelik sıkışıklığını ve romantik şartlanmalarını resmediyor.
Yine öne çıkan bir başka film olan kara komedi türündeki “Mr. Suzuki: A Man in
God’s Country”nin sadece Japonya değil, her yerde yaşanabilecek bir temayı yani
ataerkil düzendeki kadınların açmazını gündeme getirmesiyle önemli. Festivalin
en önemli filmlerinden birisi ise bu küresel gerçeküstü halimize tercüman olan
“Apple” (Mila) oldu. Yunan Tuhaf Dalga’sının örneklerinden sayılacak, ünlü
Yorgos Lantimos’un asistan yönetmeni olarak çalışan Christos Nikou’nun ilk
sinema filmi, hafıza kaybının viralleştiği bir toplumda “kendini hatırlamaya”
çalışırken yeni başlangıçlar ihtimaliyle hayata tutunan bir adamın absürt
hikâyesini anlatıyor. Film, Lantimos’un aksine karakterlerine şevkatle
yaklaşmasıyla hoş bir değişiklik.BİZDEN ‘AF’ VARDIBizden ‘Af’ vardıUluslararası
sinema yazarlarını da bu yıl “online” ağırlamak zorunda kalan festivalin Tokyo
Premiere 2020’de yer almayı başaran bizden tek filmi olan “Af”ı kaçırsak da
sanal sohbete yetiştik. Festivalin baş programcısı Kenji İzhizaka, dünyanın
dört bir yanından gelen soruları anında genç yönetmen Cem Özay’a iletirken
“yeni normallerimizin” standartları şaşırtamadı. Baskıcı bir babanın iki oğlu
arasındaki yıkıcı ilişkisini anlatan film, yaşanmış bir olaydan esinlenilmiş.
Yıllar önce bir set çalışanının yaşadığı olaydan çok etkilendiğini söyleyen
Özay, bu ilk sinema filminin öyküsünü yıllar içinde kafasında olgunlaştırmış.
Seyircinin “Habil ve Kâbil” yorumu yerine anne babaların çocukları arasında
kurduğu dengesiz ilişkiden söz açmayı tercih eden yönetmen, Macit Koper gibi
profesyonel oyuncuların yanı sıra başrolde amatör çocuk oyuncuları tercih
etmiş.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: