Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Noterler Birliği'nde 'Yarının Dünyasında Bugünün Çocuk Hakları' programına katıldı. Bakan Tunç, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'ne dikkat çekerek, "Filistin'de de 7 Ekim'den bu yana çocuk katliamı, insanlık dramı yaşanıyor, dünyanın gözü önünde. Dünyanın uluslararası kuruluşların sessiz kaldığı ortamda Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu soykırıma karşı yüksek sesle karşı geliyoruz. Maalesef uluslararası kuruluşlar yetersiz kalıyor, sessiz kalıyor. Büyük ülkelerin akan kanı durdurma noktasındaki isteksizliğini, başarısızlığını görüyoruz. Önceliğimiz akan kanın durdurulması. Türkiye olarak bunun mücadelesini hep verdik, vermeye devam ediyoruz. O insanların kendi yaşadıkları topraklar, kendi evleri, oralardan onların çıkarılması hukuka aykırı, uluslararası sözleşmelere aykırı. Maalesef karşımızda Türkiye kadar bunu yüksek sesle dillendiren çok ülke yok. Bu soykırımı yapanların, uluslararası ceza mahkemesinin huzuruna çıkıp çocukların, bebeklerin hesabını verecekleri gün mutlaka gelecek. Biz de bunun mücadelesin vermeye devam edeceğiz. Yaralıların Türkiye’ye nakilleri yapıldı, hastaların tedavileri yapılıyor. Bu günü Filistin’de şehit edilen çocukları anma günü olarak kutluyoruz" diye konuştu.
Bakan Tunç, son 21 yılda çocuk hakları ile ilgili birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini söyleyerek, "Darbe anayasasında çocuk hakları yoktu, unutulmuş. Her şey vardı, çocuk hakları ile ilgili bir cümle yoktu. Sayın Cumhurbaşkanımız 2010 yılında Anayasamıza çocuk haklarını önerdi, Meclis kabul etti. 2010 Anayasa değişikliğinde de kadın hakları, çocuk hakları, engelli hakları pozitif ayrımcılık olarak düzenlendi. Meclis’te çocuk hakları komisyonu yoktu, onun da kurulmasını sağladık" ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Tunç, 50+1 şartının değişip değişmeyeceğine ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda gerekli açıklamaları yaptı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği, Cumhuriyeti güçlendiren, Cumhuriyet rejimine ve demokrasiye en uygun ve halkın hem yasamayı, hem yürütmeyi aynı anda doğrudan doğruya belirlediği, millet iradesinin yürütmeye yansıdığı yegane bir sistem. Bu sistemden geriye dönüşün olmadığını çeşitli defalarda Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler. Özellikle ilk uygulamasından sonra ortaya çıkan bir takım eleştiriler söz konusu oldu; gerek anayasamızda ki yasama süreci ile ilgili gerekse yürütme ile ilgili yeni ihtiyaçlar durumunda yeni değişiklikler oturulup konuşulur. 50+1 meselesi tabii ki Meclisimizin takdirindedir. Bu yeni anayasa hedefi doğrultusunda bunların hepsi konuşulup, tartışılabilir. Meclis'te bunlar mutabakat çerçevesinde olabilecek hususlar" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: