'Yutma güçlüğü her yaşta görülebilir'
Prof. Dr. Ahmet Hakan Birkent, yutma işlevinin birçok farklı kas ve sinirin koordineli çalışması ile oluştuğunu, insanın günde ortalama 600 ila bin kez yutkunduğunu belirtti. Yutma güçlüğünün sosyal ve psikolojik olarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Birkent, disfajinin aynı zamanda farklı hastalıkların da işareti olabileceğini vurguladı.
Yayınlanma :
05.01.2021 15:30
Güncelleme :
05.01.2021 15:30


Sağlıklı bir yutma fonksiyonunun vücudumuz için son derece önemli olduğunu belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Hakan Birkent, yutma güçlüğü hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Birkent, yutmanın tanım olarak yediğimiz ve içtiğimiz besinlerin ağızdan mideye olan yolculuğunu ifade ettiğini söyleyerek, "Gün içerisinde yüzlerce kez yaptığımız bu işlem onlarca kas, kıkırdak ve kemik yapının uyumlu bir şekilde çalışması ile ortaya çıkan oldukça üst düzey bir fonksiyon olup saniyeler içerisinde cereyan etmektedir. Besinlerin bu yolculuğu esnasında ortaya çıkan her türlü patoloji yutma güçlüğüne yol açabilmektedir” dedi.Prof. Dr. Birkent, yutma güçlüğünün nedenlerinden bahsederek sözlerine şöyle devam etti: "Yutma güçlüğünün nedenleri arasında; takma dişler, ağzı ve diş yapısındaki bozukluklar, tükürük salınımındaki bozukluklar, yemek borusu ve mide kapakçıklarındaki deformasyonlar, felç, alzhimer, demans, ağız, gırtlak veya yemek borusu tümörleri, kemoterapi, ışın tedavisi sayılabilir. Yutma güçlüğüne yol açan hastalıklar temel olarak 3 ana bölgeyi etkilemektedir. Bunlardan ilki ağız bölgesidir. Yutmanın bu ilk aşamasında besinler çiğneme yolu ile yutulabilir hale getirilmekte olup dil, dudaklar, dişler ve damak esas rol alan yapılarımızdır. Dolayısı ile bu yapıları ilgilendiren her türlü problem yutma güçlüğüne yol açabilmektedir. İkinci bölge yutak ve gırtlak bölgesidir. Yutmanın en önemli evresi olan bu aşamada ağzımızda çiğneme hareketleri ile yutulabilir hale getirilen besinler aşağı doğru itilerek yemek borumuza yönlendirilmektedir. Bu aşamada besinlerin nefes borumuza kaçmaması yani aspire etmemek en önemli amaçtır. Üçüncü bölge ise yemek borumuzdur. Besinlerin midemize transferini sağlayan bu yapıyı ilgilendiren her türlü patoloji de doğal olarak yutma güçlüğüne yol açmaktadır. Bu 3 bölgeyi ilgilendiren her türlü problem yutma güçlüğü ile sonuçlanabilmektedir. Bu problem kas, kemik ya da kıkırdak yapıları tutan bir hastalık olabileceği gibi bu yapıların uyumlu bir şekilde çalışmasını engelleyen nörolojik bir hastalık da olabilir. Yani özetle, yutma güçlüğü oldukça geniş bir spektrumdaki hastalıklardan kaynaklanabilmektedir"."Yutma güçlüğünün nedenleri mutlaka etraflıca araştırılmalıdır"
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: