“Çok iyi organize olundu”
Koronavirüs salgınının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli etkileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gürüz, Ege Üniversitesi’nde sağlık çalışanlarının korunması için alınan önlemlerden bahsetti. Üniversitenin acil servisini merkez üs olarak belirlediklerini, Gastroenteroloji (sinir sistemi hastalıkları ana bilim dalı), Göğüs hastalıkları ve Fizik tedavi Ana Bilim Dalı binalarını koronavirüs hastalarının tedavi ve takipleri için kullandıklarını, acil servis üstünde yer alan yanık tedavi ünitesi olarak düşünülen bölümün ise ağır koronavirüs hastalarının ilk müdahale ve gözetim altında tutulması amacıyla kullanıldığını söyledi. Üniversite hastanesine dış merkezlerden gelen hastalardan çok azının kaybedildiği , Ege Üniversitesi’ne direk müracaat eden hastalardan ise neredeyse hiç kayıp verilmediğini, bazı sağlık çalışanları da bu süreçte enfekte olduğunu belirten Prof. Dr. Gürüz, “ Aynı zamanda bu süreçte bir çok bağış toplandı ve sağlık çalışanları için birçok büyük şirket mümkün olduğunca yardımda bulundu” dedi.
Prof. Dr. Gürüz, en çok merak edilen ateşlenme geçiren bir kişinin hastanede koronavirüs hastası şeklinde değerlendirilmesi gerektiği konusunda yapılan testler sonucu eğer sonucu negatifse korkulacak bir şey olmadığının altını çizerek, “Hastanın normal bir ateşli hastalık şeklinde tedavi altına alınıp, koronavirüs hastaları arasına asla pozitif sonuç çıkmadan alınmıyor. “ dedi.
“Bu sürece mecburen adapte olmak zorunda kaldık”
Salgın sürecinin en kötü yanının hastalığın yayılma hızından çok hastalığın korkusunun daha hızlı yayılması sebebiyle insanların psikolojik açıdan çok etkilendiğini ve normal hayata dönmenin çok zor olduğunu belirten Prof. Dr. Gürüz, “Biz kültürel açıdan çok sıcak ve dokunmayı çok seven bir milletiz. El sıkışmak maalesef genlerimizde Avrupa’da olduğundan daha fazla var. Öyle bir vücut hafızamız var ki bunu nasıl düzene sokarız bilemiyorum.” diye konuştu.
Eğitim sisteminin değiştiğine de değinen Prof. Dr. Gürüz, “ Bu süreçte derslerin internet üzerinden işlenmesine mecburen adapte olmak gerekti. Bu durum Tıp fakültesi gibi pratik bilginin önemli olduğu bölümleri olumsuz etkilemesine rağmen öğrenciler çok fazla soru yönelterek, öğrenmek için büyük çaba sarf etti” dedi.
Hastalığın Avrupa ve Amerika gibi büyük ve kalabalık ülkelerde yayılmasının en önemli sebeplerinden birinin de yaşlı nüfuslarının fazla olması ve göçmen sayılarının giderek artması olduğuna söyleyen Prof. Dr Gürüz ,” Aslında Türkiye için de kaçak göçmenler dolayısıyla hala önemli bir risk var. Fakat Sağlık Bakanlığı bu konu hakkında süreci gayet başarılı bir şekilde yönetiyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca , önemli derecede halka güven veriyor ve bilim insanlarını da önemli ölçüde motive ediyor” ifadelerini kullandı.
“Aşı Enstitüsü için başvurularımızı yaptık”
Hastalıkların önlenmesinde aşı tedavisinin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Gürüz, aşı karşıtlığının bir hak olmadığını toplum için önemli bir sorun olduğunu belirterek, aşı sayesinde çocuk felci gibi önemli hastalıkların kökünün kazındığını söyledi.
Prof. Dr. Gürüz, Ege Üniversitesi Rektörü’nün, Tıp Fakültesi Dekanı’nın ve birçok ilgili birimden çalışanların desteklerini hiç kesmediğini, bu işin bir ekip işi olduğunu ve doktorların da bu ekibin bir parçası olduğunu belirtti.
Aşı çalışmalarının tam gaz devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Gürüz, YÖK’ten Aşı Enstitüsü için onay beklendiğini belirtti. YÖK Başkanı’na seslenen Prof. Dr. Gürüz “Sayın YÖK Başkanım çok güzel şeyler yapacağız, ne olur Ege Üniversitesine güvenmeye devam edin ve Aşı Enstitümüzü hayata geçirmemiz için gerekli izinleri bize iletin efendim. Buradan şükranlarımı şimdiden sunuyorum, talebimin kabul görmüş olacağını umut ediyorum.” şeklinde konuştu.
“2023 hedefleri doğrultusunda yerli ve milli aşıları dünyaya gurur verici şekilde sunacağız”
Prof. Dr. Gürüz, “Eskiden aşı çalışmaları 10-15 yıllık süreçlerden geçmesi gerekirken artık teknolojinin gelişmesiyle bu sürecin daha da kısaldı ve maliyetler azaldı.Şu anda koronavirüs aşı çalışmaları için 1,5 milyon TL bütçeye sahibiz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 hedefleri doğrultusunda yerli ve milli aşıları dünyaya gurur verici şekilde sunacağız” sözlerini kaydetti.
“Biz çalışmalarımızı bilimsel kaygıyla yapıyoruz”
DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)’ nden doğrudan bir destek almadıklarınıama Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK aracılığıyla çalışmalarını büyük bir bütçeyle sürdürdüklerini açıklayan Prof. Dr. Gürüz, yalan haberler yapan, reklam kaygısı güderek insanları umutlandırıp hayal kırıklığına uğramalarına neden olan kişilerin doktorluk mesleğini kötüye kullandığını ve bunu yapan kişilerin dikkate alınmaması gerektiğini vurguladı.
Halkın sağlığı için yapılan çalışmaların asla reklam kaygısı güderek gerçekleştirilmemesi gerektiği bunun düpedüz insanlık suçu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gürüz, “Bu tarz girişimlerde bulunanları kınıyorum ”dedi.
“Bu bir insanlık suçu olur”
Koronavirüs aşısının bulunduğu fakat dünyayla paylaşılmadığı iddialarının doğru olamayacağını belirten Prof. Dr. Gürüz, “Böyle bir şeyin büyük bir insanlık suçu olur ve aşı bulunduğunda paylaşılmama ihtimali olamaz. Her hastalığın kendine göre bir aşılama takvimi vardır. Koronavirüs için her şey çok yeni ve bu aşının bulunması için daha bilmediğimiz çok şey var” sözlerini söyledi.
“Maske takmayı ihmal etmeyin”
İnsanların maskelerini doğru takması gerektiğini, yıkanabilen maskelerin koruyuculuğunun iyi olmadığı ve kullanılmasının pek de bir işe yaramayacağını belirten Prof. Dr. Gürüz, “Normalleşme sürecinin erken başladığını düşünüyorum, bundan dolayı da sosyal mesafeye dikkat edilmesi gerekiyor. Umarım, daha kötü sonuçlarla karşılaşmayız” dedi.
“Önemli haberlerimiz var”
Ege Üniversitesi mensubu olarak önemli projelere imza atmaya devam ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Gürüz, “Türkiye Peru Büyükelçisi Alberto Campana Boluarte önce özel kalemi Pınar Sağlam vasıtasıyla daha sonra da bizzat kendisi benimle iletişime geçerek Peru’daki durumun Güney Amerika’daki durumdan pek de farklı olmadığını ve iyileşme için kendileriyle çalışmak isteyip istemeyeceğimizi sordu. Ben de onları Rektörümüze yönlendirerek konu hakkında görüşmelerini salık verdim.” dedi.
Prof. Dr. Gürüz, ekibiyle birlikte herkesin yardımına koşmak için çalıştıklarını ve sürecin sonuna kadar da özveriyle çalışmaya devam edeceklerini ve önce Türk halkının olmak üzere tüm dünya için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını, verdiklerin yemini sonuna kadar tutacaklarını altını çizdi.

Yorumlar
Kalan Karakter: