TEDAVİSİ ZOR OLAN HASTALIK AHMAKLIK...
Yayınlanma :
07.05.2023 11:03
Güncelleme
: 07.05.2023 11:03
AHMAK, kelimesinin anlamı TDK'da şu şekilde tanımlanıyor: "Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal."
“Aklı hafif olanla dostluk kapısın açan kimse kendi aklının da hafif olduğunu ortaya koyar.”(Hz. Ali as)
“AHMAK” Zekası gelişmemiş bön avanak ve aptal olmakla özdeştir, zekâ da insan anatomisi gibi egzersizlerle ve eğitimle gelişir, büyür ve olgunlaşır,
“Akıllı cimri olsa bile arkadaşlık yapmanın sakıncası yok, cömert’in aklından faydalanmazsan bile elden kaçırma, ahmak cimriden ise bütün gücünle kaç.” (Hz. Ali as)
Aklı hiç olmayana deli denir. Aklı olup da aklını kullanmayana veya kullanamayana ahmak denir. Ahmak, aklı az, görüşü kısa, basiretsiz, kötü huylu kimsedir. Kârını ve zararını iyi düşünemez. Hikmet, iyiyi kötüden, hakkı bâtıldan ayıran kuvvettir. Hikmetin lüzumundan az olmasına ahmaklık denir. Ahmak, hayrı, şerri birbirinden tam ayıramaz.
Âlimler buyuruyor ki:
Ahmakla arkadaşlıktan sakın. Çünkü, sana iyilik edeyim derken, zararı dokunur." İmam Ali (as)
Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet görür. (İmam-ı Cafer-i Sadık as)
Dünyayı ele geçirmek için Ahireti [dinini] vermek ahmaklıktır. Yaratıkların en ahmağı nefstir. Çünkü her isteği kendi aleyhinedir.
Ahmaklığın alameti, kendi aybını bırakıp, başkasının aybıyla uğraşmaktır.
Nefsin arzuları peşinde koşan ahmaktır.
Hatasında ısrar eden ahmaktır.
Ahmağın kalbi ağzında, akıllının dili kalbindedir. Yani ahmak sır saklayamaz, akıllı sırrı ifşa etmez.
Ahmağın üç alameti vardır: Farzlarda tembellik, abesle iştigal ve yaratıklara eziyet etmek.
Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır.
Aklımız sınırlıdır. Aklın eremediği şeyleri akıl ile anlamaya kalkışmak ahmaklık olur.
Ahmağa nasihat kâr etmez.
"Akıllı, nefsine uymaz, ibadetlerini yapar, ahmak olan da nefsine uyar, günah işler, sonra da Allah affeder diye ümit eder."
Akıllı, Allah’a ve Peygamberine inanıp ibadetini yapan kimsedir." Efendimiz (saa) buyurdu.
"Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri dönmez.) [İ. Gazali]
Ahmak olanla ilgini kes." [Beyheki]
"Ahmaklığın en kötüsü, Müslümanlığı bırakıp, başka dine meyletmektir." [Deylemi]
Müslümanlar Ulusal ve Milli kutsallarını Tevhit havanında dövüp, İnsaf eleğinden geçirmeden, Göz yaşı ile yoğurmadan, Aşk Fırınında pişiremezler..!
Beşeriyetin TEVHİDİ Birliği ancak bu sistematikte oluşur.!
Aksi halde hiçbir şekilde bu Ümmet’in ve beşeriyetin Ademi Merkezli Müşterek Enternasyonali ve karşılığı olmayan bir hayal olacaktır.
"Bedenin abdesti Su ile , Aklın abdesti ilim ile , Gönlün abdesti aşk ile alınır.! (Hz. Ali as)
İşte dualarımızın kabul edilmemesinin en önemli sebebi gönüllerin ilahi aşkın yerine; Milli abdestlerle iktifa etmesinden kaynaklandığını anlamak fazla zor olmasa gerek.!
Oysa Milli abdestlerin tarifi ve Milli Pirlerin ve Pillerin tanrıları şirk ile karışık Tevhit mantalitesinde olmayan ziller ve zikirlerdir..
İşte ÜMMETİN zilletine ve katline sebep olan Bu türden abdestlerle de Hakim-i Mutlaka ne ibadet ne de kulluk tealluk ve tahakkuk eder.
Hurafeler üzerine bina edilen kutsallara Milli elbiseler dikilerek fanilikleri Süni bir şekilde bekalaştırılır. Yani her şey yapay Süni ve zoraki tanımlamalarla hayat bulmuştur.
Akıl Vahiy bütünlüğüne sırt dönen bu müdavimler gelecek nesiller için de kutsal ve Kurtarıcı Tağutlar hediye ederler, farkında olmadan tarihlerini de ahmakça, Uydurukça yazarlar ve bu Zındanı da Milli saraylar diye gelecek nesillere aktarırlar.
Sonuçta ahmakları kan,soy ve ırk’ın asaletine ve kutsiyetine inandırırlar.
Hangi Milin mensubu olursan ol, Allah'tan hepimize inen Hablullah(Kur’an) etrafında dolaşmadığımız sürece ıstıraplarımız katlanarak devam edecektir..!!!
"Manevi özgürlüğe ulaşmamış bir Milletin özgürlüğü, Ancak Milli Marş ve Bayraktan ibaret olacaktır." (Aliya İzzetbeoviç ra)
" İnsanları uyuşturan, aldatan, büyüleyen, iradelerini ellerinden alan, toplumu soy ve sınıf esaslarına göre yapılandıran, hatta tanrıları bile Millî ölçülere göre belirleyen dinin karşısındaki her şey, Hak dindir. !"(Dr. Ali Şeriati)
TEDAVİSİ EN ZOR HASTALIK AHMAKLIK...!
Hz.isa (as) bir gün son sürat kaçıyormuş bunu gören biri kimden kaçıyorsun ya İsa diye sormuşlar? O da ahmaktan kaçıyorum demiş adam ona demiş ki sen ki Ölüleri Allah in izniyle diriltip körlerin gözünü açabiliyorsun nasıl olurda ahmağa laf anlatamadın.
Evet demiş Hz. İsa; o dediklerini ismi azam duasıyla yapabiliyorum ama ahmağa kırk defa okudum fayda etmedi demiş durum tamda budur, günümüzde de hayat ahmakların kadim kaderi ile devam ediyor.
Hz. Ali (as)mı dinleyelim.
"Akıllı düşman, Cahil ve ahmak dosttan iyidir."
"Ahmak’a verilecek en güzel cevap susmaktır.!"
Hz. Ali As En akıllık ve en ahmak kimsenin kim olduğunu size söylememi isterimsiniz dedi, Oradakiler evet deyince,
“En akıllık kimse kendisin hesaba çeken ve öldükten sonra yararına olacak işleri yapan kimsedir,
En ahmak olan ise Allah’ın kendisini bağışlayacağını düşünerek arzu ve isteklerinin peşinden giden kimsedir.”
Zeki insanlar ısrar eder. Çünkü bir şeyler biliyorlar. Aptallar ise abartır. Çünkü bir şey bilmiyorlar.!
Abartı zeki insanları kıskanmaktan dolayı ortaya çıkar.
İşte bu yüzden kafası boş olanlar kafası dolu olanlara "kafamı şişirdin." Der ve bu kıskançlıktan dolayı kulağını tıkar ve yine ahmak kalır.
"Ahmak ile dost olma, Zira o sana faydalı olayım derken, Zarar verir."(İmam Muhammed Bakır a.s)
Hace Nizam'ül Mülk'ü zindana attılar.
O zindandayken ülkenin düzeni ve halkın asayişi bozulmaya başladı. Hace Nizam'ül Mülk'e vezirlik makamını tekrar üstlenmesi için çok ısrar ettiler.
Ancak Hace Nizam'ül Mülk çok incindiği için zindanda inzivada kalmayı tercih etti ve vezirlik teklifini reddetti.
Ülke yetkilileri Hace Nizam'ül Mülk'ün cahil birisi ile yanyana beraber olmasından çok rahatsız olduğunu bildiklerinden dolayı zindana onun yanına zır cahil ve ahmak olan bir çobanı gönderdiler.
Hace Nizam'ül Mülk zindanda Kur'an tilavet ederken çoban Hacenin yanına geldi, selâm verdi ve onun karşısında oturarak, ona bakmaya başladı. Bir müddet sonra çobanın hali değişti ve yüksek sesle ağlamaya başladı.
Hace Nizam'ül Mülk zindana yeni atılan kişinin Kur'an maarifine arif birisi olduğunu ve Kur'an tilavetinden etkilenip ağladığını zannetti.
Başını kaldırarak çobana baktı ve niçin ağladığını sordu.?
Çoban derinden bir ah çekerek şöyle dedi: Benim ateşimi yeniledin, derdimi bana hatırlattın!
Hace, neden diye sordu.?
Çoban şöyle dedi: Benim güttüğüm sürüde bir keçim vardı. Ot yediği zaman onun çenesindeki sakal senin sakalın gibi hareket ediyordu.
Şimdi sizin sakalınızı gördüğümde aklıma o geldi, kalbim sızladı ve ağladım.
Hace Nizam'ül Mülk "inna lillah ve inna ileyhi raciun" dedi ve çok rahatsız oldu ve kağıt, kalem istedi, sultana şöyle bir yazı yazdı:
"Yüz sene karanlık zindan köşelerinde kalmak, Rum'da, gurbet diyarlarında esirlerle yaşamak, yüz Kaf dağını piyade yürümek, zır ve kara cahil ile bir an yan yana kalmaktan iyidir." (Merdan'ı İlm, cilt 5 sayfa 482)
Enis'ul Ukela kitabında şöyle yazar; Fars sultanlarının şöyle bir adeti vardı; Bir alime öfkelendikleri zaman onu bir cahil ile beraber hapsediyorlardı.
Hz. İsa aleyhisselam şöyle buyurmuştur:
“Ben Allah’ın izniyle çok hastayı tedavi edip onlara şifa verdim; anadan kör olan ve abraş hastalığına yakalananları iyileştirdim ve ölüleri dirilttim. Ancak ahmak adamı ıslah ve tedavi edemedim.”
Ya Ruhellah! Ahmak kimdir? diye sorduklarında şöyle cevap buyurdular:
“Ahmak adam; bencil ve kibirli olan adamdır; her fazilet ve özelliği kendisinden bilir; her yerde, her çeşit hakkı kendisine nispet verir; başkalarına hiçbir konuda saygılı davranmaz; işte böyle ahmak bir adam asla ıslah ve tedavi edilmez.”
Hz. Ali (as) “Yüz tane ahmak dostun olacağına bir tane akıllı düşmanın olsun” demiştir.
Dünyanın en kolay sömürme tekniği Fertlerin Akıl, Basiret ve ferasetini elinden almak ve olabildiğince imkan ve araçlarla onu eşekleştirmektir.
En iyi eşekleştirme aracı da şüphesiz menfaat, korku ve kaliteli yalanlarla algıların manipüle edilmesidir.
Toplumda yozlaşma Yönetim kademesinden başlar, Okumuş Pazar eşekleri ile tabana yayılır ve kokuşma diğer ünitelere sirayet ettikten sonra çöküş ve yok oluş kaçınılmazdır.
Her gördüğüne inanan, her yaptığını doğru sanan, her işittiğini hakikat bilen, Ölçüsüzlüğün hakim olduğu bir dile sahip, Gülerken ve ağlarken etkisizlik üreten, Fedakârlıktan ziyade, yükünü vuracak beklentilerle yaşayan, faydayı zarar, Zararı kar olarak algılayan, Pinti, Pısırık , Pejmürde, Hasis, Avanak, aptal ve rezil bir Mundar karakterdir. İşte hayatı berbat eden birkaç amilden biri de ahmaklardır.
Hangi ev ki, Ahmak ruhsuz ve soğuk ise tabiidir ki, Allah o evden uzaktır.”(Dr.Ali Şeriati ra)
İşte bunun için Şeyh Said-i Şirazi “Gülistan şehrine geldik ne tad kalmış ne koku ahmak dostlar ve akıllı düşmanlar hepsini almış gitmişler.”diyor.
Şuur ve idrakten kaybetmiş; Aklı hafif yüz dostun olacağına bir tane akıllı düşmanın olsun, sözü bunlar için söylenmiştir.!
Selam ve dua, Okuyan araştıran sorgulayan anlayışı ve kavrayışı yüksek olan temiz akıl sahiplerine olsun...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: