Bir yılı aşkın zamandır bu köşede, 2023 seçimlerinin ehemmiyeti ile ilgili yazılar yazıp, başınızı ağrıtıyorum. Okuyucularımın bazıları beni eyyamcılıkla, konuyu fazla abartmakla suçlayabilirler. Zira meseleye yüzeysel bakıldığında, sonuçta bir seçim yapacağız. Kim kazanırsa, devleti mevcut kanunlar çerçevesinde idare edecek ve kötü yönetim göstermesi halinde beş yıl sonra değişiriz diye düşünülebilir. Ancak, öyle çok derin analize ihtiyaç duymadan, biraz konuya hakim olan herkes işin aslının böyle olmadığını kolayca idrak edebilir.
Malum bir tarafta ne yaptığını ve bundan sonra nasıl bir yönetim anlayışı ile hareket edeceğini az, çok bildiğimiz, ilkeleri ve ülküleri bizimle de örtüşen bir Cumhurbaşkanı adayı ve onu destekleyen bir ittifak var. Bu ittifakın paydaşları, küçük ayrıntılar dışında aynı idealler etrafında kenetlenmiş, dava ahlakını iyi bilen, milli bir duruşa sahip olduğuna hepimizin şahitlik edeceği liderler. Diğer tarafta ise her biri başka dünya görüşüne sahip, neye inandıklarını, kime hizmet ettiklerini ve yönetime geldiklerinde ülkemizi ve Aziz milletimizi nerelere sürükleyebileceklerini tahmin etmekten aciz olduğumuz korkunç bir belirsizlik.
Bir tarafta muhtıralara, darbe teşebbüslerine, uluslararası komplo ve ekonomik sabotajlara rağmen, ülkesi ve milleti ile bütünleşmiş, samimiyet testini başarıyla geçmiş bir iktidar var. Diğer yanda bu komploların içinde yer almış veya bu belaları başımıza saran küresel güçlerin emrinde olduğunu inkar etmeyen bir muhalefet koalisyonu var. Her biri ayrı telden çalan, birinin ak dediğine öteki kara diyen ve kendi içinde dahi anlaşamayan partilerin oluşturduğu bu koalisyonu isterseniz birlikte analiz edelim.
Mustafa Kemal’in partisi olmakla övünen seçmenin aksine, kuruluş felsefesinde yer alan fikirlerin kırıntısının dahi kalmadığı CHP, Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde, dünyada tek bir örneği dahi olmayan marjinal bir sol örgüte dönüşmüştür. İl başkanlarının, yönetimlerinin, CHP parti meclisi ve MKYK’nin yapısına baktığımızda, utanç verici bir şekilde, belli bir mezhebin tahakkümüne şahit oluyoruz. Yine aynı CHP’nin, vatanımızı bölmek amacıyla ABD tarafından kurulan ve kırk seneyi aşkın süredir ülkemizin enerjisini heba eden PKK silahlı terör örgütü ile aynı söylem ve eylem birlikteliği içinde olduğunu ibretle seyrediyoruz. Yine aynı CHP’nin milli ve manevi değerlerimizi aşağılayan, dini kurumlarımızı hedef alan demeçler verdiğini görüyoruz.
Ortak sayısı tam olarak belli olmayan koalisyon ortaklarının bir diğer kanadı İP’e gelince. MHP’den yeterince ülkücü tavır göstermiyor diye ayrılan sözde milliyetçilerin kurduğu bu parti, başlangıçta dile getirdiği söylemlerin aksine, hiçbir konuda milli bir duruş sergileyememekten dolayı, ideolojik bir mevta haline gelmiştir. Görüşme masasından hışımla kalkıp, kavgada söylenmeyecek laflarla masayı suçladıktan sonra, izinin üstüne geri dönüp, yerine sus, pus oturması da bu yok oluşun tuzu biberi olmuştur.
SP cephesine bakarsak, o zaten gerçekten trajikomik bir durum arzetmektedir. Zaten %1’ler seviyesine gerileyen oyları, YENİDEN REFAH PARTİSİ’nin ayrılmasıyla iyice azalmış, üstelik birde kendi içinde Haymana mutabakatı adıyla muhalif bir oluşum ortaya çıkmıştır. DP, DEVA ve GELECEK PARTİSİ’ne bakarsak, CHP’den bu seçim dönemi için aldıkları garanti milletvekillikleri dışında siyasi bir geleceklerinin olduğunu zannetmiyorum.
Son olarak masanın sözde gizli ama hepsinden kudretli görünen ortağı HDP, dolayısıyla PKK’dır. Onbinlerce insanımızın kanını döken dünyanın en kanlı terör örgütü, ittifak ortaklarına açıkça talimat vermekte, Kemal Kılıçdaroğlu ile pazarlık ettiklerini ve seçimden sonra pazarlık ettikleri maddelerin uygulanmasını sağlayacaklarını açıkça dile getirmektedir. T.C. Devleti hiçbir döneminde terör örgütünü bu denli muhatap almamıştır. Örgütün elebaşları olan eli kanlı eşkiyalar, devlet başkanı edasıyla tv ekranlarında talimat yağdırırken, ortaklar yüzsüzce birlikte olduklarını inkar yolunu sürdürmektedir.
Yani özetlersek, milli ve manevi duruşu olan CUMHUR İTTİFAKI karşısında, din, iman, mukaddesat düşmanı CHP, ideolojik olarak tükenmiş bir İP, FETÖ iltisaklı iki AKPARTİ eskisi, sadece adı kalmış bir demokrat, milli hiçbir yanı kalmamış bir milli görüşçü ve ABD beslemesi PKK terör örgütü vardır. Fotoğraf bu kadar nettir. Hala görmek istemeyenlere söylenecek bir şey kalmamıştır.
Selam ve dua ile.