''Sismik araştırma dönemi bitti''
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Türkiye Petrolleri'nin kendi sondajıyla Akçakoca'da bir doğalgaz keşfi oldu. Rezerv yakaladılar. Üretim de yapılıyor. Batı Karadeniz tarafında böyle bir keşfimiz ve üretimimiz var. Karadeniz'den o açıdan biraz daha ümitliyiz. Karadeniz'e ilk defa kendi milli sondaj gemimizle bu operasyonu yapacağız. Zonguldak açıklarında planlıyoruz. 'Tuna-1' adını verdiğimiz lokasyonda.'' dedi.
Yayınlanma :
28.06.2020 13:41
Güncelleme :
28.06.2020 13:41


Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, katılığı televizyon programında gündeme ilişkin
açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, milli enerji ve maden politikası
kapsamında en önemli politik ve stratejik hedeflerden birinin daha çok yerli
kaynak kullanarak, Türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtarmak olduğunu bildirdi.
Denizlerdeki hidrokarbon aramalarına son yıllarda ağırlık verdiklerini kaydeden
Dönmez, "5-6 yıl önce 'Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Gemisi' ile
başladık. Daha sonra filomuza MTA'nın 'Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi'
katıldı. 'Fatih', 'Yavuz' ve bu yıl da 'Kanuni' ismini verdiğimiz üçüncü derin
deniz sondaj gemimizle filomuzu genişlettik. 2 sismik araştırma gemimiz, 3 de
derin sondaj gemimizle teknik kapasitemizi artırdık. Bugüne kadar hem Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bize vermiş olduğu alanlarda hem de kendi
alanlarımızda keşif amaçlı 6 sondaj yaptık. 7'ncisi de şu anda adanın batısında
devam ediyor. Sismik araştırma dönemi bitti. Keşif amaçlı sondaj sürecindeyiz.
Ekonomik bir keşif yakaladığımızda o sahada üretim amaçlı başka kuyular da
açacağız. Sonrasında platformun yapılması ve boru hattıyla en yakın karaya
nakli gerekiyor. Bunlar uzun zaman gerektiren işler. Biraz sabırlı olmayı
gerektiriyor. Bizim öteden beri söylediğimiz şey 'Varsa, mutlaka bulacağız"
diye konuştu.
'LİBYA HÜKÜMETİYLE
ÇEŞİTLİ TOPLANTILAR YAPILDI'Bakan
Dönmez, geçen yıl Kasım ayında Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile iki önemli
anlaşma yaptıklarını anımsatarak, bunlardan birinin güvenlikle ilgili alanlarda
iş birliği, diğerinin ise deniz yetki alanlarının sınırlarının belirlenmesine
ilişkin olduğunu bildirdi. Dönmez, "Süreç milli parlamentolardan geçti. Şu
anda Birleşmiş Milletler'de tescille alakalı süreç devam ediyor. Bu arada Libya
Hükümeti ile çeşitli toplantılar yapıldı. Sayın Serrac buraya geldi. Sonrasında
Dışişleri Bakanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız ve bizim bakanlığımızdan
bürokrat arkadaşlarımız geçtiğimiz günlerde bir ziyaret yaptı. Serrac
Türkiye'ye geldiğinde hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem Sayın Serrac enerji, petrol,
doğal gaz konusunda iş birliğinin karşılıklı artırılması, geliştirilmesi
konusunda bir iradenin olduğunu karşılıklı ilan etmişlerdi. Bu kapsamda
Libya'da bu iş birliği nasıl geliştirilebilir, atırılabilir, ona bakıyoruz. Ama
şu anda Libya'da öncelikli konu ve hedef; orada kalıcı bir barışın, huzurun
ağlanması" dedi.
'KARADENİZ'DEN
BİRAZ DAHA ÜMİTLİYİZ'Türkiye
Petrolleri'nin, Karadeniz'de daha önce uluslararası ortaklarıyla birlikte
yaklaşık 5-6 derin deniz sondajı, 10 sığ deniz sondajı yaptığını anımsatan
Dönmez, "Türkiye Petrolleri'nin kendi sondajıyla Akçakoca'da bir doğalgaz
keşfi oldu. Rezerv yakaladılar. Üretim de yapılıyor. Batı Karadeniz tarafında
böyle bir keşfimiz ve üretimimiz var. Karadeniz'den o açıdan biraz daha
ümitliyiz. Karadeniz'e ilk defa kendi milli sondaj gemimizle bu operasyonu
yapacağız. Zonguldak açıklarında planlıyoruz. 'Tuna-1' adını verdiğimiz
lokasyonda. 'Fatih'in şu anda Trabzon Limanı'nda kule dikim işlemleri
tamamlandı. Temmuz ayının ilk yarısında oradaki ilk operasyona başlamış
olacağız. Türkiye Petrolleri'ndeki uzmanlar sahadan elde edilen sismik
verilerin umut var olduğunu söylüyorlar. Karadeniz'de Romanya'da mesela bazı
keşifler oldu bize yakın sahalarda. Bulgaristan'da bu tip sismik araştırmalar
devam ediyor. Ukrayna tarafında bazı çalışmalar var" diye konuştu.
KARALARDA PETROL ARAMA VE ÜRETİMBakan
Dönmez, geçen yıl yaklaşık 120 tane hem keşif hem de üretim amaçlı kuyu
açtıklarını, bunların Türkiye Petrolleri tarihinde rekor seviyedeki kuyular
olduğunu belirtti. Bu sene pandemi nedeniyle şu ana kadar 44 kuyu açtıklarını
öyleyen Dönmez, şunları kaydetti:"Yeni
keşiflerimiz de oluyor. Bu sene Türkiye Petrolleri günlük yurt içi üretimde 53
bin varil seviyesine ulaştı. Yurt dışındaki ortaklıklarla birlikte Türkiye
Petrolleri'nin günlük üretimi 150 bin varile ulaşmış oldu. Özel sektörün 10-12
bin varillik üretimiyle birlikte toplam 65 bin varillik yurt içi üretim
ortalamamız mevcut. Türkiye ihtiyacının yüzde 5-6'sına denk geliyor. Son
yıllarda kayaçların içerisine sıkışmış gaz veya petrolü nasıl çıkartırız bunun
teknolojik araştırmaları içindeyiz. Güneydoğu'da petrol var ama ağır ve
ıkışmış bir petrolden bahsediyoruz. Diyarbakır, Adıyaman, Batman. Buralar
yıllardır keşif yaptığımız, üretim yaptığımız sahalar. Körfez ülkeleriyle
karşılaştırıldığında, sahalarımızda görece maliyeti daha yüksek operasyonlardan
bahsediyoruz. Petrol üretiminde yeni teknolojileri kullanıyoruz. Yeni
teknolojilerden birisi de çatlatma yöntemi. Konvansiyonel yöntemden farkı düşey
ondaj yaptıktan sonra ayrıca yatay sondaj yapıyorsunuz yerin binlerce metre
altında. Yüksek basınçlı suyla yerin altında sıkışmış petrol ya da gazı
çatlatmak suretiyle gevşetiyorsunuz ve daha rahat üretimini sağlıyorsunuz.
Oradan elde edilen üretimi böylece arttırmış oluyorsunuz. En son Diyarbakır'da
bu yöntemi denedik ve başarı elde ettik. Bu yöntemle üretim de başladı. Diğer klasik
kuyulara göre burada üretim 5-10 kat daha fazla olabiliyor. Trakya'da da
deniyoruz. Oradaki gaz sahalarında da bunu deneyeceğiz. Böylece üretim artışını
arttırmayı amaçlıyoruz."
TÜRKİYE'DE ALTIN ÜRETİMİBakan
Dönmez, Türkiye'de 2002'den önce altın üretiminin hemen hemen yok gibi olduğunu
öyleyerek, şöyle konuştu:"2000'li
yılların başıyla altın arama ruhsatları hem kamu hem özel sektöre açıldı ve
burada üretim artışları başladı. 2001, 2002'den itibaren yıllar içinde 33 ton
üretime kadar geldik. 2019'da 38 ton üretim gerçekleştirdik. 2020 hedefimiz 45
ton. Pandemi dolayısıyla bir miktar üretimde kayıplar, azalmalar var ama ikinci
yarıyılda sektör o açığı telafi edecek şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Geçen
yılki üretimin karşılığı yaklaşık 2 milyar dolar civarıydı. Üretmeseydik bunu
da ithal edecektik. Son yıllar ortalamasına baktığımızda 130-150 ton civarında
altın tüketimimiz var. Yurt dışında ithal edilen altına yaklaşık 7-8 milyar
dolar ödüyoruz. Altın üretiminde hedefimiz bunu üçlü hanelere getirmek en kısa
ürede. Ancak altında yatırım dönemi çok meşakkatli ve uzun. Bir sahanın
keşfiyle birlikte üretime geçmesi için en az 5-6, hatta 8-10 yıla ihtiyaç
oluyor. Yatırım tutarları da çok yüksek bu tip tesisleri yapmak için. En az 100
milyon dolarlık yatırımdan bahsediyoruz. Yerine göre 1 milyar dolara kadar
çıkabilen bir yatırım tutarı söz konusu. Tenör dediğimiz oran önemli. Yani
hangi sahada ne kadar altın var. Piyasada altının değeri arttıkça da bu tenör
değerleri belki 0,5 grama kadar ekonomik olabilecek. Bazen altının değeri
düşüyor. O zaman o sahalar ekonomik olmaktan çıkıyor ve üretim durduruluyor. Bu
daha çok fiyat ve maliyet ilişkisi. Altını sadece vatandaşlarımız değil,
dünyadaki merkez bankaları da adeta bir rezerv para gibi stoklarında tutma eğilimindeler.
Türkiye'de 6 bin 500 ton civarında bir potansiyelimiz var. Ama bunun 1500 tonu
rezerv olarak elimizde duruyor. Altın arama ve üretiminde kullanılan teknoloji
de son derece modern. Bugün Kanada'da, Avusturalya'da, İsveç'te, Amerika'da
hangi tekniklerle altın madeni üretiliyorsa Türkiye'de de aynı tekniklerle
üretiliyor. Yerli- yabancı ve yerli- yabancı ortak yapılar var. Son derece
modern ve güvenli bir şekilde bu faaliyetler yapılıyor."NADİR
TOPRAK ELEMENTLERİNadir
toprak elementlerini büyük oranda endüstrinin, sanayicinin ithal ettiğini
kaydeden Bakan Dönmez, burada hem bu kaynakların elde edilmesi hem de
üretilmesi açısından Çin'in tekel durumda olduğunu bildirdi. Dönmez, şunları
kaydetti:"Bu
elementlerin ithalatında herhangi bir sıkıntımız yok ancak bunların bir kısmı
kendi topraklarımızda var. Bu elementleri kendi topraklarımızda üretebilmek
için iki sene önce Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü'nü kurduk.
Maden Teknik Arama'da (MTA) yine benzer çalışmalar var. Kilosu 2 dolardan 200
dolara kadar değişen fiyatlarda ürünler var. Sivrihisar bölgesinde bunların
pilot olarak laboratuvar şartlarında üretimini gerçekleştirdik.
ivrihisar-Eskişehir'de Eti Maden'in bir sahasında elde edilen nadir toprak
elementlerini ayrıştırdık. Pilot olarak laboratuvar ölçeklerinde 6 tane
elementi ayrıştırma imkânına kavuştuk. Endüstriyel ölçeklerde üretimi için de
bir çalışma başlatıyoruz ve en kısa süre içerisinde bunları kilogram ve tonlar
eviyesinde üretebilir hale gelmemiz gerekiyor. Bu teknoloji dünyada birkaç
ülkede var. Bu teknolojiyi de kendimiz geliştirmek arzusundayız. Türkiye'deki
mühendislerle, araştırma insanlarımızla bu anlamda bunu da başarabileceğimize
de inanıyorum. Sanayimiz de o anlamda güçlü."
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: