''Polisin mali kaynaklarını kesin''
Minneapolis'te George Floyd'un öldürülmesinin ardından başlayan gösterilerde ikinci hafta geride kalırken, Amerikan sokaklarını dolduran göstericiler reform taleplerini polisin mali kaynaklarının kesilmesi talebinde somutlaştırdı.
Yayınlanma :
08.06.2020 15:44
Güncelleme :
08.06.2020 15:54


öldürülmesinin ardından ülke genelinde başlayan gösterilerde ikinci hafta
geride kaldı. Gösterilerin ilk günlerinde görülen şiddet ve yağma olaylarında
gözle görülür bir düşüş yaşansa da, onlarca şehirde on binlerce kişi sokakları
doldurmaya devam ediyor.Polis reformu ve
osyal adalet talebiyle sokağa çıkan göstericilerin talepleri ise son günlerde
tek bir slogan üzerinden somutlaşmış durumda: Polisin mali kaynaklarını kesin.Yapılan son
araştırmalara göre, ABD'de son 40 yılda polis harcamaları 42.3 milyar dolardan
115 milyar dolara kadar yükselmiş durumda ve bu rakamların suç oranları sabit
bir şekilde azalırken, 3'e katlanmış olması Amerikan toplumunun tepkisini
çekiyor. Bazı şehirlerde diğer hizmetlere ayrılan bütçenin polis bütçelerinden
kat kat aşağıda olması ve Kovid-19 salgını nedeniyle eğitimden, sanata, gençlik
programlarından, kültüre kadar birçok alanda kesintiler yaşanırken polise
ayrılan kaynaklarda herhangi bir azalma olmaması Amerikan şehirlerinde devam
eden gösterilerde 'polisin mali kaynaklarının kesilmesini' bir numaralı talep
haline getirdi.Bu talep Amerikan
kamuoyu için yeni değil ve uzun süredir polis reformu isteyen çevreler
tarafından dile getiriliyordu ancak Floyd cinayeti sonrasında yaşanan
gelişmelerle birlikte bu talebin daha gözle görülür bir hal aldığını ve bu
yönde bazı adımlar atıldığını söylemek mümkün.MALİ
KAYNAKLARI KESMEK NE ANLAMA GELİYOR?Polise ayrılan mali
kaynakların kesilmesini destekleyen gruplar, temel olarak hükümet bütçesinin
polis memurları yerine, barınma, işsizlik, halk sağlığı, eğitim ve diğer hayati
alanlarda değerlendirilmesini talep ediyor.Kampanyanın
avunucuları uzun yıllardır polis içerisinde yapılan reform çabalarının
başarısızlığa uğraması nedeniyle, mali kaynakları kesmenin reform mücadelesini
ileri taşıyabilecek tek yol olduğunu savunuyor.Ancak kampanya
avunucuları içinde de konuya farklı açılardan yaklaşan gruplar var. Bazı
gruplar kent bütçelerinden polise ayrılan kaynaklarda kesintiler yapılmasını
talep ederken, bazı gruplar ise tüm mali akışın kesilmesini ve bildiğimiz polis
teşkilatlarının tamamen kapatılmasını savunuyor.Politikacıların ve
kamuoyundaki genel düşüncenin yön değiştirmesi tarihi nitelikte olsa da,
aktivistlere göre atılan adımlar yeterli değil.Los Angeles da,
"Siyah Hayatlar Değerlidir" hareketi tüm bütçenin sadece yüzde
5.7'sinin güvenlik güçlerine ayrıldığı 'Halkın Bütçesi' isimli bir alternatif
bütçe hazırladı. Bu noktada Los Angeles Belediyesi'nin hazırladığı bütçede
güvenlik güçlerinin payının yüzde 51 olduğunu hatırlamak gerekiyor.Diğer yandan ise uzun
üredir polis departmanlarının lağvedilmesi fikrini savunan, 'Kritik Direniş'
ve MPD 150 gibi gruplar ise ufak kesintiler yerine polis kuvvetlerinin
ayısının ve gücünün belirgin ölçüde azaltılması gerektiğini ve geleneksel
kolluk kuvveti anlayışının terk edilmesi gerektiğini savunuyor. Buna ise akıl
ağlığı ve uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili durumlarda polisin devreden
çıkarılarak konunun uzmanlara bırakılması uygulamasıyla başlanması gerektiğini
belirtiyorlar.İKİ
ŞEHİR, İKİ FARKLI ÖRNEKGeorge Floyd
gösterilerinde iki hafta geride kalırken, Amerika Birleşik Devletleri iki
farklı şehirde bu iki farklı talebin hayat bulduğuna tanıklık etti.Örneğin Los Angeles
Belediye Başkanı Eric Garcetti, şehrin bütçesinin yüzde 7 oranında
artırıldığının açıklanmasından sadece iki gün sonra, devam eden gösterilere
yanıt olarak polis kuvvetlerine ayrılan bütçede 150 milyon dolar kesinti
yapılacağını duyurdu.Hak savunucularının
bir kısmı Garcetti'nin aldığı kararının yetersiz olduğunu savunurken, kararın
alınmasına öncülük eden Los Angeles Kent Konseyi ise bunun tüm problemleri
çözmeyeceğini ancak ileri doğru atılan bir adım olduğunu belirtiyor.Polisler hakkında
karalama kampanyası yapıldığını savunan polis sendikaları ise karara karşı
çıkıyor.Odak noktamızı, polis
şiddeti konusunda ABD'nin en tartışmalı şehirlerinden biri olan Los Angeles'tan
George Floyd cinayetinin yaşandığı Minneapolis kentine çevirdiğimiz zaman ise
kent konseyi tarafından alınan tarihi bir kararla karşılaşıyoruz.Minneapolis Kent
Konseyi, şehirdeki polis teşkilatının tamamen kapatılacağını ve bunun yerine
kamu güvenliğini sağlamak için farklı bir sistem oluşturulacağını açıkladı.
Belediye Başkanı Frey, bu karara sıcak bakmasa bile Kent Konseyi'nin aldığı
kararı veto etme yetkisi bulunmuyor.POLİS
KAYNAKLARININ AZALTILMASI SUÇ ORANLARINI ARTTIRMAZ MI?Polis sayısının
azaltılması veya polise ayrılan kaynaklarda kesintiye gidilmesi tartışmaları
ilk olarak akla suç oranlarında yaşanabilecek artış ihtimalini getiriyor.Henüz bu yönde geniş
çaplı bir uygulama olmadığı için net bir şey söylemek zor olsa bile, Nature
dergisinde 2017 yılında yayınlanan bir çalışma durumun tam ters yönde
olabileceğini ortaya koyuyor.Çalışmada 2014 ve 2015
yıllarında New York polisinin, New York Belediye Başkanı'nı protesto etmek için
giriştikleri birkaç haftalık iş yavaşlatma dönemi inceleniyor.Yapılan çalışmadan
elde edilen bulgular, polislerin 'proaktif polislik'ten çekildiği dönemde 2100
daha az suç şikayeti tespit edildiğini ortaya koyuyor. Makalede 'proaktif
polislik', polisin küçük suçlara karşı ortaya koyduğu sistematik ve agresif
uygulamalar olarak tanımlanıyor. Araştırmacılar, agresif polisliğin daha fazla
osyal bozulmaya ve daha fazla suça neden olabileceğini savunuyor ve bunu
'fakirliğin cezalandırılması' olarak yorumluyorlar.Geleneksel polis
teşkilatlarının kapatılmasını savunan gruplar ise ABD'deki polislik ve
hapishane sisteminin özünde ırkçı olduğunu ve toplumu daha güvensiz hale
getirdiğini savunuyorlar. Gruplar ayrıca, polisin şiddeti engelleme konusunda
bir şey yapamadığını, cinayet ve tecavüz davalarını çözme konusunda kötü bir
geçmişe sahip olduğunu ve aile içi şiddeti engelleyemediğini belirtiyor.UZMAN
YORUMU: REFORM YETERLİ DEĞİLGeorgetown Hukuk
Fakültesi'nde görev yapan ve uzun yıllardır polis reformu üzerine çalışan Prof.
Christy E. Lopez, Washington Post için kaleme aldığı köşe yazısında polis
reformunun yeterli olmayacağını söylüyor."Ferguson, New
Orleans, Chicago gibi yerler de dahil olmak üzere, polis reformuna adadığım 25
yıldan sonra reformun yeterli olmayacağı daha da net hale geldi. Polisin
hukukun üstünlüğüne saygı duyacağından emin olmak da yeterli değil. Hatta
yasaları değiştirmek de yeterli değil. Polisliği düzeltmek için, öncelikle
kolluk kuvveti gücüne gereğinden ne kadar fazla itibar ettiğimizi
anlamalıyız" ifadelerini kullanan Lopez yazısında, "Mali kaynakları
kesmek, kamu güvenliğine harcanan bütçeyi sıfırlamak anlamına gelmiyor, polisin
lağvedilmesi ise polisin bir gecede tamamen yok olması demek değil. Bu akıl
ağlığı ve barınma ihtiyaçlarına daha fazla yatırım yapılması ve topluluk
meditasyonu ve şiddet engelleme programlarının kullanımının genişletilmesi
anlamına geliyor" diyor.Amerikan polisinin
ırkçılık temelli bir yapının içerisinde yer aldığının altını çizen Lopez,
"Polisi fesh etmek, kamu güvenliği için polisliğe sırtını yaslama
düşüncesinin azaltılması anlamına geliyor. Bağımlılık ve fakirliğin suçla
ilgili hal getirilmesi ve yılda 10 milyon kişiyi tutuklamak bizi daha güvende
yapmıyor ve asla yapmayacak. Fesh etme kelimesi önemli çünkü bize polisliğin,
iyah bedenleri ve hayatları üzerinde kölelikten bu yana beyazların kontrolünü
ağlamak için kullanılan ilk araç olduğunu hatırlatıyor. Polisliğin bu boyutu
gerçek anlamda fesi edilmeli" ifadelerini kullanıyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: