KOBİ’LER SİCİL AFFI’NDA YENİ BİR BEYAZ SAYFA BEKLİYOR

Alman bina otomasyonu ve akıllı ev sistemleri üreticisi BeckerAntriebe Türkiye’nin Genel Müdürü Erdinç Yazganoğlu, piyasada yaşanan sıkışıklığın “uygulanabilir bir sicil affı ile” mutlaka hafifleyeceğini söyledi. Geçen yıllarda ticari kredilerinde ödeme zorluğu yaşamış, kara liseye girmiş, ancak daha sonra ödemelerini yapmış ve bugün hiçbir kredi borcu olmadığı Sicil Affı’ndan yararlanamayan firmalar olduğuna dikkat çeken Yazganoğlu, “Yasaya göre şirketler altı ay içinde bankalara başvurarak borçlarını yeniden yapılandırmaları halinde kara listeden çıkabilecekti. Bugün itibarıyla affedilecek sicili olmayanlar dahi, hâlâ kara listede görünüyor.” dedi.
 
 “BANKALAR DA KOBİ’LER DE KORUNMALI”
 
18 Ocak 2017’de TBMM’de kabul edilen Torba Kanun kapsamında yürürlüğe giren Sicil Affı’nın, geçen iki yılı aşkın sürede beklenen sonucu vermediğini anımsatan Yazganoğlu,firmalar ile bankalar arasında yeni bir beyaz sayfa açılması gerektiğine dikkat çekti. 
2003, 2009 ve 2017 yıllarında çıkarılan Sicil Afları’nın, iyi kurgulanmadığı için verimli sonuç vermediğini vurgulayan Yazganoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İki yıl önce hükümetimiz tamamen bankacıların isteklerini dikkate alarak bir düzenleme yapmıştı. Banka yöneticileri kredi verdiklerinde veya borç taksitlendirmesinde geçmişte zimmet suçu ile yargılanabiliyorlardı. Bankacılık sektörü temsilcilerinin istekleri sonrasında bu durum da Kanun Hükmünde Kararname ile zimmet kapsamından çıkarıldı. Geçmiş tecrübelerden yararlanılarak en uygun düzenleme yapıldı. Bugün finansman sıkıntısı çeken Kobi’ler için hala eski kayıtların dikkate alındığını biliyoruz. Bankacılık sektörünün sermaye rasyolarını bozmayacak, aynı zamanda Kobi’lere de cansuyu olabilecek finansman pencerelerini açık tutacak bir uygulamayı hayata geçirmek zor değil.”
 
  TAŞINABİLİR REHİN İŞLEVSİZ KALDI
 
Becker Türkiye Genel Müdürü Erdinç Yazganoğlu, 2017 yılı Ocak ayında Sicil Affı ile birlikte yasalaşan Taşınabilir Rehin Sistemi’nin (TARES) de beklenen sonucu vermediğine işaret etti. Bankaların işletme sahiplerinden sadece ev tapusu ya da araç ruhsatı istemesi ile sorunun çözülemeyeceğini dile getiren Yazganoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elinde projesi olan ama yeterli finansman olmayan bir Kobi düşünün. O firma o işi yapsa, piyasadaki nakit sıkışıklığı nedeniyle alacağını 180 güne kadar vade ile alabilecek. Bu süre içinde sabit giderlerini; kirasını, maaşlarını, sigortasını,  muhtasarını ödemek zorunda. O kritik eşiği atlayamadığı için hem elindeki projeyi kaçırıyor hem de finansman açısından daha büyük sıkıntıya giriyor. Oysa makinesi, teçhizatı, araçları, markası, stoğu ve pek çok demirbaş varlığı var. Ama bankalar bunlara teminat gözüyle bakmıyor. Bankacılarımız işletme sahibinin evi, yazlığı veya işyeri kendi mülkü mü yoksa kira mı ona bakıyor. TARES sistemi bankaların da lehine olacak bir umut yaratmıştı ama beklentilerin çok uzağında sonuçlar alındı.”