Diyetisyen Kardelen İnan, hastalıklardan korunmak için yapılabilecek en iyi şeylerden birinin bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi olduğunu belirterek, "PROETİN: Vücudumuzun yapıtaşıdır ve birçok savunma mekanizmasında yer alan bileşenin ana maddesidir. Her gün; yumurta, et, peynir, süt, yoğurt, kefir, kurubaklagil gibi kaliteli proteinleri tüketmeye özen gösterin. A VİTAMİNİ: Bağışıklık sistemini düzenlemeye yardımcı olmaktadır. En iyi kaynakları; havuç, lahana, ıspanak ve kırmızı biberdir. A vitamini yağda eriyen bir vitamin olduğu için bir yağ kaynağı ile birlikte tüketim yapılması gerekmektedir. E VİTAMİNİ: Antioksidan olarak görev yapan bu vitamin, serbest radikalleri de uzaklaştırarak bağışıklığı güçlendirmektedir. En iyi kaynakları; ıspanak, badem, fındık, fıstık ve ayçiçeğidir. C VİTAMİNİ: Antikor oluşumunu uyararak ve bağışıklığı güçlendirerek enfeksiyonlardan korur. En iyi kaynakları; turunçgiller, kırmızı biber, çilek, domates suyu ve nardır. Kırmızı renkli besinler, bu besinlere kırmızı rengini veren antosiyanin bileşeni sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. ÇİNKO: Bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasına ve yaraların iyileşmesine yardımcı olmaktadır. En iyi kaynakları; yağsız et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, süt, tam tahıllı ürünler, fındık ve diğer yağlı tohumlardır. Kuruyemişleri kavurmadan tüketmeniz, faydalarından daha iyi yararlanmanızı sağlamaktadır. SOĞANGİLLER: İçerdikleri sülfürlü bileşikler sayesinde başlı başına birer antioksidandırlar. Yapılarında bulunan allisin isimli madde, hem antiviral hem de antibakteriyel etki göstermektedir. Pırasa, soğan ve sarımsağı düzenli tüketmeye özen gösterin. ZENCEFİL: Hem antioksidan hem de tüm vitamin ve mineralleri içermektedir” dedi. Yapılan çalışmalara göre; taze zencefilin kuru olanına göre enfeksiyonları önlemede çok daha başarılı olduğunu vurgulayan İnan, “ Son olarak ise ADAÇAYI: Sağlıklı bireyler her gün 2 fincan adaçayı tüketebilir. Aman dikkat! Hamile bireyler doktoruna başvurmadan adaçayı tüketimi yapmamalıdır.” diye konuştu.
“Her bireyin harcadığı ve aldığı enerji eşit değil”
Her bireyin harcadığı ve aldığı enerjinin eşit olmadığının altını çizen İnan, “Bununla birlikte günlük kalori miktarı; metabolik hıza, yaşa, cinsiyete, kas kitlesine, beden büyüklüğüne, iklime, duygusal durum, egzersiz durumuna, yaşam standartlarına, antropometrik ölçümlerine ve sağlık durumuna göre belirlenmekte ve farklılık göstermektedir. Yaşa ve cinsiyete göre besin tüketimindeki farklılık sadece kış aylarında olur diye nitelendirmek doğru olmaz. Erkekler ve kadınların vücut kompozisyonu, kas kitlesi, yağ kitlesi ve fizyolojisi birbirinden çok farklı olduğu gibi, almaları gereken enerji ve besin dağılımları da aynı olmamaktadır” dedi.
“Sağlıklı yaşam için yeterli miktarda su içilmelidir”
İnan, “Sağlıklı bir yaşam için yeterli miktarda su içmek vücudun tüm fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için hayati önem taşımaktadır. Vücudun yüzde 60’ının su olduğu da göz önüne alındığında su gerçekten yaz, kış demeden tüketilmesi gereken elzem bir içecek. Her gün düzenli tüketilen su, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmekte ve böylece hastalıklardan korunmaya yardımcı olmaktadır” diyerek soğuk havalarda cildin nem kaybı yaşadığını bu durumun da kurumalara ve aşırı kuruma sonucu çatlaklara bile yol açabileceğini, bu sebeple yaz aylarında su tüketiminin yeterli olması nasıl önemli ise, kış aylarında da oldukça önemli olduğunun altını çizdi.
Yaşlandıkça ve dış etmenlerle karşılaştıkça cilt zamanla yıpranmaya uğrayıp esnekliğini kaybederek, inceldiğini söyleyen İnan, “Ancak cildi kozmetik malzemelerle korumadan önce onu daha sağlıklı hale getirmek için su tüketimine önem verilmelidir” dedi.
“Düzenli uyku ve yemek depresyonu önler”
İnan, “Depresyon ruhsal, fiziksel, psikolojik her anımızı, her halimizi, tüm biyolojik sistemimizi etkileyen ciddi bir hastalıktır. Ancak yaşamımızdaki çok küçük değişiklikler bile bizim bu ciddi rahatsızlıktan kurtulmamıza yardımcı olabilir. Sadece uyku ve yeme içme düzenimizi daha sağlıklı hale getirerek bile depresyondan kurtulmak adına bir adım, hatta büyük bir adım atmış oluruz. Bu bakımdan depresyonu hafifleten, depresyona iyi gelen besinlerden bahsedecek olursak bunların başında taze meyve ve sebzeler gelmektedir. Sebze ve meyveler; vitamin, mineral, diyet lifi, antioksidanlar bakımından çok zengindir. Bu saydıklarım da, aslında sağlıklı ruh ve beden için elzem olanlardır. Taze meyve ve sebzelerin düzenli olarak tüketilmesi kişinin halsizliğini, yorgunluğunu alır, enerji verir, neşesiz, mutsuz ruh halinin yerine daha pozitif bir düşünce, duygu durumu ortaya çıkarır. Özellikle de muz, kavun, domates, çilek, narenciye, kavun, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, brüksel lahanası, kuşkonmaz, elma gibi meyve ve sebzeler fiziksel ve ruhsal sağlığı düzeltmeye yardımcı olur” dedi.
Diğer bir depresyon karşıtı besinin bal olduğunu belirten İnan, “1 tatlı kaşığı bal ile depresif halden kurtulmak mümkün. Depresif, mutsuz, halsiz hissettiğimizde canımız tatlı çeker ve 1-2 dilim çikolata ile kendimize geliriz. Ancak bu çikolata kan şekerimizde çok hızlı bir şekilde pik etki yaratır, bir anda kendimizi şahane hissederiz fakat kısa süre sonra moodumuzun düştüğünü görürüz çünkü kan şekeri yine eski haline hızlı bir şekilde dönmüştür. İşte bunu yaşamamak adına kan şekerimizi anında zıplatmayacak dengede tutacak doğal tatlı besinlere ihtiyacımız var. Balın içeriğinde doğal şeker vardır ve bu doğal şeker de depresif duygularla savaşmamıza yardımcı olmaktadır. Tekrar vurgulamak gerekir ki iyi geldiğini sandığınız rafine şekerin aşırı tüketimi depresyonu tetiklemektedir” diyerek balın önemini vurguladı.
E vitamini yağda çözülen bir antioksidan ve E vitamini eksikliğinde kişinin ruh halinde dengesizlikler, duygu durumu bozuklukları gibi durumların yaşandığını belirten İnan, “Bu sebeple kişinin E vitamini bakımdan zengin beslenmesi, ruh halinin bir tık daha olumlu olmasına, depresyonun önlenebilmesine yardım edecektir. Bunun için ayçiçeği yağı, aspir yağı, buğday, badem, fıstık ezmesi, yer fıstığı, brokoli, ıspanak gibi sağlıklı ve doğal, E vitamini yönünden de zengin besinleri tüketmek önerilmektedir” sözlerini dile getirdi.

Yorumlar
Kalan Karakter: