Kılıçdaroğlu'ndan açıklamalar
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. YKS tarihinin değiştirilmesini eleştiren CHP lideri, " Gençler, kim olursa olsun herkesten saygı görmek istiyorlar. İster siyasetçi, ister mahalle bakkalı, ister sade bir vatandaş... Davranışlarına saygı görmek istiyorlar" açıklamasında bulundu.
Yayınlanma :
30.06.2020 16:51
Güncelleme :
30.06.2020 16:51


CHP lideri kavga değil, kucaklaşma dilinin hakim olması gerektiğini
vurgulayarak, "Zor bir dönemden geçtiğimizin hepimizin malumu. Bu dönem
kavga değil kucaklaşma dönemidir. Bir anlamda siyaset dilinin tüm toplamı
kucaklayan bir yapıya bürünmesi hepimizin dileği. Parlamentonun önemli bir
partisi ve demokrasi için bedel ödeyen bir parti olarak sorunları dile getirmek
bizim görevimiz" dedi.ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ KARARINA TEPKİİstanbul Şehir Üniversitesi'nin kapatılmasına tepki gösteren
Kılıçdaroğlu, "Üniversitelerimizi korumak, var olan sorunları çözmek,
parlamentonun ve toplumun ortak görevidir. İstanbul Şehir Üniversitesi neden kapatıldı.
Pırıl, pırıl, öğrencilerle ve dinamik akademik kadrosuyla güzel bir
üniversiteydi. Neden kapatıldı, intikam için" dedi.
CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:"Devlet, kinle, öfkeyle yönetilmez. Devlette, adalet, hukuk
olması lazım. Siz 'Bu benim rakibim, benim partimden ayrıldı, üniversitenin
kurucusuydu' dediniz. Bu zamana kadar bu üniversiteye birçok yardımlar
yaptınız, biz buna ses çıkarmadık. Şehir Üniversitesi kapatıldı ama gün gelir,
devran döner, bu üniversite yeniden açılır.""GENÇLER BASKICI YÖNETİM
İSTEMİYOR"Üniversite sınav tarihlerine ilişkin eleştirilerini açıklayan
Kılıçdaroğlu, "Turist gelecek, otellerin dolması lazım deyip sınava erkene
alalım, aileleriyle tatile çıkıp 5 yıldızlı otellerde tatil yapsınlar dediler.
ayın Erdoğan bu gençleri nasıl kandırıp oy alırım diye program yaptı ama bence
o da pişman oldu. Çıktı, bunlar bir sürü laf etti ama onlar gerekli dersi
verdiler. Sen Z kuşağından ya da Y kuşağından oy almak istiyorsan onların ne
istediğini bileceksin. O kuşaktan oy alacaksan gençler asla baskıcı yönetim
istemiyorlar, bunu yapabilecek misin? Gençler 'Biz dayatmayı kabul etmiyoruz'
diyorlar. Önce sınav tarihini öne alarak dayatmayı gösterdin. Gençler 'Seçilme
tercihlerime karışma. Tercihlerimde özgür olmalıyım' diyorlar. 'Beni tornadan
geçirmeye, tek tipleşmeye girişme' diyor. Gençler 'Eğitimde dünyayı
yakalayacaksın. Beni dar bir alanla eğitime hapsetme. Sorgulama hakkımı elimden
alma, beni kobay olarak kullanma' diyor" ifadelerini kullandı."18 yılda 15 kez eğitim politikası değişti. Bu gençler seni
amimi bulur mu?" diye sözlerini devam ettiren Kılıçdaroğlu, "Hayatın
her alanını sorguluyorlar. Gençler adalet, fırsat eşitliği istiyorlar. Gençler,
kim olursa olsun herkesten saygı görmek istiyorlar. İster siyasetçi, ister
mahalle bakkalı, ister sade bir vatandaş... Davranışlarına saygı görmek
istiyorlar. Gençler hata yapabilir. Saygı içinde yapılan hatayı hoşgörü
gösterin diyorlar. Gençler, adamını bulanı değil işini iyi yapanın kazandığı
bir sistem istiyorlar. KPSS’yi kazanan biri adamını bulamadığı için iş
alamıyor. Gençler iş istiyorlar. 'Bize iş alanı yaratmıyorsun, Anayasa’yı ihlal
ediyorsun' diyorlar" ifadelerini kullandı.Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu kuşağı yakalamak gerekir. Teknolojiyi en iyi onlar
kullanıyorlar. Bilgileri, birikimleri, dünyayı sorgulamaları daha ön yargısız.
Herkese, her olaya daha objektif bakıyorlar. Sen gençlere öyle bakabildin mi? Z
kuşağından oy istiyorsan dürüst olacaksın. Z kuşağı sınava girdi. Yarın
inşallah kazanacaklar. Onlar annelerinin olmadığı yerde üniversite kazanırlarsa
yurt sorunu karşılarında olacak. Gençler umudumuz ve geleceğimiz.""YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 6 üniversiteye atadığı rektörleri
değerlendiren CHP lideri, "6 üniversiteye rektör atandı. 4’ünün
yayınlanmış bir tane makalesi yok. Hani liyakat vardı? Nerede liyakat? O,
kıskançlığından makale yazanları cezalandıracak. Böyle bir anlayışla üniversite
bilgi üretebilir mi? Türkiye adına üzülüyorum. Üniversiteler bilgi üretemez
noktaya geldi. Vatandaş diyebilir bilgi üretse ne olur üretmese ne olur diye.
Bir üniversite bilgi üretirse sanayici katma değeri yüksek ürün üretir. Bilgi
üreten insanı kapının önüne koymazsak yapabiliriz. Türkiye, bilgi üretiminde 18
yılda Suudi Arabistan, İran, ve Yunanistan’ın gerisine düştü. Saray’da oturan
bu memleketi nereye getirdiğini biliyor mu? Y kuşağına ve Z kuşağına
esleniyorum. Size söz veriyorum, YÖK denen darbe kurumunu kaldıracağız.
Üniversitelerin bilimsel ve yönetsel özerkliği olacak. Üniversitelerin mali özerkliği
olacak. Üniversite tam anlamıyla bilgi üreten kurum olacak" diye konuştu.AVUKATLIK YASASI DÜZENLEMESİNE TEPKİMeclis'e gelen baro düzenlemesi olarak bilinen Avukatlık Yasası
hakkındaki değişiklikleri eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:"Adaletin en önemli ayaklarından biri avukatlar... Dünyanın
bütün ülkelerinde, hangi rejimden olursa olsun, avukatlar hakimler ve savcılar
önemlidir. Barolarla ilgili bir kanun teklifi geldi. Baroların parçalanmasına
itiraz ediyorlar. Baro başkanları yürüyüş yaptılar. Ankara’da baro başkanları
yerde arkada polis duvarı var. Polisin burada günahı yok. Polise burayı tut
diyorlar, tutuyorlar. Bu fotoğrafı gören Türkiye’de demokrasinin olmadığı
algısına kavuşur. Devletin bunu yapmaması lazım. Avukatlar geldiler, bırakmıyorsunuz.
Mansur Bey çadır gönderdi, çadırı kuramazsınız dediler. Su vermediler, sonra
görüşüldü, su verdiler. Sandalye, yemek vermediler. Bunlar düşman mı? Devleti
intikam alma duygusuyla yönettiğinizde bu tablo ortaya çıkar. Dünyanın hiçbir
ülkesinde baro başkanlarına böyle davranılmaz. Baro başkanlarını ayırıyorlar.
İktidara muhalif olan barolar, etnik kimliklere göre barolar… Baroların bu
şekilde bölünmesi bu vatana ihanettir. Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum. Yarın
inanç ve etnik kimliğe göre bölünen baroları nasıl savunacaksın?Baroları niye bölüyorsunuz? Bir ilde iki tane vali olmaz. Bir
ülkede iki tane Maliye Bakanı olmaz. Siz adamına göre, siyasetine göre baro
kuruyorsunuz. Bu, ülkeyi parçalama yönünde atılmış bir adımdır. Barolar dernek
değildir. Avukatların ayrı dernekleri vardır. Eğer ülkede beka sorunu çıkacaksa
bu tür adımlarla çıkacaktır. Geçen 'Hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz. Ortada
bir teklif yok' demişti Sayın Bakan. Ben de dedim ki, 'Sen parlamentodan
güvenoyu alan biri değilsin. Saray’ın ben barolarla ilgili düzenleme yapacağım
diye sana sormaya ihtiyacı yok ki. Sen Saray’ın memurusun. Yasaya göre sana
bakan dediğimize bakma, sen eski bakan değilsin. Rejimin nasıl değiştiğinin
farkında değilsin.' Tüm arkadaşlarıma sesleniyorum; her bir arkadaşımın
komisyonda görevi vardır. Bu ucube, ülkeyi bölmeye amaçlayan bu teklife hep
beraber karşı çıkacağız."BELEDİYELERİN YARDIM KAMPANYASICHP lideri, Danıştay'ın belediyelerin yardım toplamasını
yasaklamasına ilişkin kararına tepki göstererek, "Pandemi nedeniyle
belediyeler yardım kampanyası açtılar. Banka hesapları verildi. İşsiz kalanlara
geliri olmayanlara yardım yapacakları. İçişleri Bakanlığı genelge çıkardı,
benim haberim olamadan yardım yapamazsınız dediler. Danıştay 10. Dairesi
yürütmeyi durdurmayı reddetti. Reddeden hakimlere şunu sormak isterim. Belediye
kanunu ile ilgili bir kitabı çıkarın ve deyin ki 'Şu hoca belediyelerin bağış
toplamasını yasaklamıştır'. Belediyelerin kendi gelirleri var. Danıştay’ın bu
kararına göre, belediyelerin karlarını alması için de bakanlığa sormak lazım.
Emin olun, bu düşüncenin altına imza atanların hiçbirinin hakimliğin yoktur.
Yazıklar olsun size. Saray’ın köleliğini yapan hakimlik yapamaz. Bunların
hesabı elbet sorulacak. Hukukun üstünlüğü diye bir kavram var" diye
konuştu.Kılıçdaroğlu şunları söyledi:"Ne kararı alırlarsa alsınlar bütün belediye
başkanlarımızı, bütün baskılara rağmen tarih yazmaya devam edecekler. 29
Haziran itibariyle 6 milyon 211 bin aileye ayni yardım yapmışız. 21 bin 147
belediye iş yerinin kirası ertelenmiş. 156 bin 940 kişiye evde bakım hizmeti
veriliyor. 9 bin 114 sağlık çalışanına konaklama imkanı sağlanmış. Bunları
bizim belediyeler yapıyor. Çocuklar sınava giriyor. Belediye başkanlarına dedik
ki orada su, kalemtraş, maske bulundurun dedik. Belki bir ihtiyaçları olur.
Bunu yaptılar. Ama Burdur’da polis oradaki belediye çalışanlarını karakola
götürüp neden bunu yaptınız diye sordular.""ÜLKÜCÜ KARDEŞLERİME
ESLENİYORUM"Çorlu'daki tren kazası, Zonguldak'taki maden kazası ve 15 Temmuz
şehitleri için toplanan paralara da değinen CHP lideri şunları söyledi:"Çorlu’daki tren kazasından sonra Meclis’te bir araştırma
komisyonu kuralım kazaların nedenlerini araştıralım dedik, uygun görmediler.
Özellikle Trakya’daki ülkücü kardeşlerime sesleniyorum. Adaletten yanaysanız şu
oruyu sormalısınız; 'çocuklarımız ölüyorsa neden sadece CHP ve İYİ Parti
avunuyor, neden bizin partimiz de sesini çıkarmıyor?'Darbe dönemlerinin en büyük özelliği emeği ile çalışanların
demokratik ortamda aldıkları hakların geri alınmasıdır. 12 Mart ve 12 Eylül
bunun en tipik örneğidir. Şimdi de işçilerin kıdem tazminatlarını elinden
alalım diyorlar. Tipik bir darbe dönemi anlayışı. Bugün Meclis'te önemli bir
kanun teklifi görüşülüyor. Madenciler yerin binlerce metre altında
çalışıyorlar. Çok kişi maden kazalarında hayatlarını kaybettiler. Onlara maden
şehitleri dedik. Bir süre sonra onlar unutuldu. Parlamentoda bunlar maden
şehitleri sayılsın dedik, kabul edildi. Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım,
Zonguldak’ta yaptığı konuşmada Zonguldak’ta hayatını kaybedenleri şehit
ayıyoruz dedi. Ama torba kanunda sadece bir dönemde hayatını kaybedenlere
şehitlik hakkı verildi. Bundan daha büyük bir haksızlık olur mu?15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan paralar nerede? Niye
vermiyorsunuz? Şehit ve gazi yakınları burada? 15 Temmuz şehit ve gazilerinin
hakkınız savunuyorum beylerden tık yok. Beşiktaş’taki saldırıda şehit olan
polisler için toplanan 52 milyon nerede? Ben bu soruyu hakkı olana hakkının
teslim edilmediği için soruyorum."Sanatçılar için kurulan Kültür Fonu'nu hatırlatan Kılıçdaroğlu,
"Sanatçılara yardım yapılsın diye kültür fonu kuruldu, kaç para var burada
kimse bilmiyor. Pandemi nedeniyle neden bu sanatçılara yardım
yapmıyorsunuz?" dedi.Sakarya'daki tank palet fabrikasını gündeme taşıyan CHP lideri,
"Sakarya’daki Tank palet fabrikası Katar ordusuna Ethem Sancak’a peşkeş
çekildi. Katarlılar gelip 50 milyon dolar yatırım yapacak dediler. Nerede bu
yatırım? Tank palet fabrikası Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesinin soyulması
düzenine dönüştü. Tamamen çıkar ilişkileri. Savunma Sanayi başkanı 9 Kasım
2018’de tweet attı, 'İlk Altay tankı 18 ay sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na
teslim edilecek, hayırlı olsun' diye. Nerede bu tank? Sormak istiyorum: Dünyada
kendi ülkesinin milli silah fabrikasını başka ülkeye peşkeş çekene ne denir?
Vatan haini denir. Ortada ne tank, ne palet ne motor var" ifadelerini
kullandı.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: