Türkiye 23 Haziran seçimleri geçirdi. Bu seçimlerin arkasından Sayın Cumhurbaşkanımız kulislerden edindiğimiz bilgilere göre bütün milletvekillerini bölge bölge topluyor, bunlarla görüş ve bilgilerini paylaşıyor. 31 Mart seçimlerindeki başarıyı gölgelendirecek 23 Haziran analizleri yapılmasını istemiyor. 31 Mart’ı başarı görürken Haziran seçimleri doğrultusunda bu başarıya gölge düşmesini istemiyor. Ben bir siyasetçi açısından bunu doğru buluyorum. Çünkü ekibi başka türlü bir arada tutmak mümkün değildir.
AK Parti teşkilatının şu anda oluşturduğu yapıya bakarsanız, son dönem siyasetçilerinin hemen hemen hepsinin AK Parti ile siyasete dahil olduklarını görürsünüz. Bu da şu demek, bu arkadaşlarımızın hepsi yani yöneticisi de milletvekili de dahil siyasete girdiklerinden beri hep iktidar oldular. Fakat demokratik olgunlaşma diye bir terim vardır, partiler zamanla gelişir ve olgunlaşırlar. Geçirdikleri seçimlerde aldıkları performans, çıkışlar, aday tercihleri, halka ne kadar dokundukları gibi bir sürü adımlardan geçer ve zaman içerisinde olgunlaşırlar.
Bunların yanında AK Parti’nin olgunlaşamayan bir yanı var o da muhalefet yanı. Çünkü AK Parti kurulduğu günden beri hep iktidar. O yüzden arkadaşlarımız muhalefet yapmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorlar. Aslında AK Parti muhalefet yapmayı öğreneceği bir alan yakaladı. Şu anda gazetecilere de siyasetçilere de farklı bir alan açıldı, kimse farkında değil. Sürekli iktidar olmaktan eleştiri değil kendi yaptıklarını anlatmak zorunda kalınıyordu ve şu an kıyas yapmayı öğrendi AK Parti. İyiyi kötüyü anlatabilecekler. Yoksa şu işi yaptık diyordu AK Parti, vatandaş da “zaten iktidar değil misin mecbur yapacaksın” diyordu. Şimdi kıyas zamanı. Ve AK Parti şu an siyasi olgunlaşmanın en büyük temellerinin birini yaşayabilir artık. Tayyip Erdoğan buna müsaade edebilir, etmeli. AK Parti’nin muhalefet yapabilme yetisini geliştirmeli.
İzmir’de yerelde hiç iktidar olamadı, hatta son yerel seçimlerde elindeki belediyeleri de kaybetti. Bunu nasıl okumak lazım ?
İzmir’de seçim kazanmak CHP açısından çok kolay. Neden? Çünkü bütün hizmetleri CHP yapıyor. Senin muhalefet yapacağın o kadar çok alan varken muhalefet yapmak yerine iş yapmayı tercih ediyorsun, ne eleştiri var, ne muhalefet var. Bir kere belediyelerle hatta devletle iş yapan hiç kimseyi meclis üyesi, yönetici yapmamak lazım, yani muhalefet yapan insanlar ticari kaygı taşırlarsa orda sağlıklı muhalefet olmaz. Peki ne olur? Yerelde halka dokunan CHP seçimi kazanır. İzmir’de halka dokunan seçimi kazanır. AK Partili yöneticilere ise genel seçimlerin başarısının havasına kapılıp yaşamlarına devam etmek işlerini sürdürmek kalır.
Ülke genelinde yapılan hiçbir hizmet İzmir’de yapılmış sayılmadı. Bu yüzden de makas açıldıkça açıldı. Erdoğan bunları göz önünde tutarak muhalefet yapılmasına izin vermeli, hatta kendi içinde kendilerini eleştirmelerine izin vermeli.
Şimdi kabine değişliği gündemde ama parti tabanının bakanlarla ilgili bir sıkıntısı yok. Tabanın derdi hizmet. Yani eleştiriler bakanlara değil parti teşkilatına.
Peki söylendiği gibi milletvekillerinin yetkileri mi azaldı? Teşkilat, meclis ve seçmen arasında yeterince köprü olamıyor mu? Bu sistemle alakalı bir sorun mu ?
Milletvekili kriterleri mi değişti bilmiyorum ama halka dokunuşları, çalışma şekillerine bakıldığında yeni vekillerde çıta çok aşağı inmiş durumda. Nedenine gelirsek Mecliste bilgili, devletin işleyişini bilen, AK Parti’yi doğru yönlendirebilecek kaç milletvekili var? Yok. Bundan önceki dönemlerle son dönemler arasındakiler arasında uçurum var. Milletvekillerinin kalitesi düşük olduğu için şu anda Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde milletvekilleri kendine yer bulamıyor.
Yapılacak çok iş var ama yapılamıyor şu an. Parti içerisindeki en büyük sıkıntılardan birisi de tek adamlığa doğru gitmek . Peki bunu nasıl engelleyebilirsin, çok basit: Ben görevli olduğum dönemde o dönem halka indiğimizde 2000’e yakın uyum yasasından bahsediyorduk. Devletin şeffaflığını ve devlet işlerinin son derece hızlı olacağı gibi konulardan bahsediyorduk. Bunlar son zamanlarda hiç dile alınmaz oldu. Şimdi insanların kafasında bunlar endişeye dönüşüyor. Uyum yasaları Meclisin denetim gücünü artırır, bu da tek adam rejimini ortadan kaldırır, yükü paylaştırır. AK Parti içerisindeki milletvekillerinin kaç tanesinin derdi bu? Sadece koltuklarını korumak peşindeler.
Bu teşkilatlarla bu iş gerçekten çok zor. Bakın insanlar son seçimlerde % 52’lik bir destek verdiler ama totalde bunun karşılığı farklı oldu. 23 Haziran’daki oy farkı ortada. Yani şu anki durumda aslında oy durumu yüzde 40’larda ittifaka rağmen. Bunu da kimsenin ağzından duyamazsın ,kimse bunu dile getirmiyor.
Bu durumun sorumlusu sizce kim? AK Parti teşkilatları Erdoğan önderliğinde bu sorunların üstesinden gelemez mi?
Erdoğan’ın aldığı karalar tam bir siyasi deha ürünüdür. Yani bunu kimse sorgulayamaz bile . 17 yıllık iktidarın mimarıdır, bu durumu sürdürebilmek için aldığı kararlar siyasi deha gerektiriyor.
Fakat 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri bitti, Erdoğan 31 Mart seçiminden sonra 4. Günde çıkıp konuştu ama o konuşmanın esemesi okunmuyor, keşke o konuşmanın arkasında durulsaydı. Teşkilatlar bitmiş durumda , seçimleri kaybetmenin tek bir sebebi var o da patlamış teşkilatlardır. Sebebi ise şu ki siyasi yükseliş yerine kendi çıkarlarının, menfaatlerinin, yükselişlerinin peşine düşmüş olmalarıdır. Bu arkadaşlarımız siyasetçi olmaktan çok küçük birer TAYYİP ERDOĞAN olma yolunda çalışarak etrafa emir vermeye başladılar. Mevkii olarak en alttan başlayarak bütün makam sahipleri racon kesmeye başladılar. Vatandaş Cumhurbaşkanı’nın kestiği raconu kabul eder ama onun dışındakileri asla kabul etmez, etmedi, bundan sonra da etmeyecek. Vatandaş bunu sandıkta söylüyor zaten. Gidişatın iyi olmadığını gösteriyor.
Bu sorunlar bugün birdenbire meydana gelmemiştir elbette bir kırılma noktası var mı? Seçmenin yeter artık dediği bir yer var mı?
Cumhurbaşkanımızın 23 Haziran seçimi öncesi Abdullah Öcalan kardeşler hamlesi kırılma noktasıdır. Bu durum AK Parti’ye oy veren seçmeni etkiledi ve hatta MHP’den ziyade AK Parti’ye oy veren Kürtlerin tepkisini çekti. Bir gerçek vardır ki Kürt seçmen Türkiye’de HDP’den çok AK Parti’ye oy vermektedir. Bu Öcalan hamlesine Kürtler kızdı ve “Biz neyin mücadelesini veriyoruz” diye tepkide bulundular. Bunun yanı sıra Cumhur ittifakından çok da hoşnut olmayan MHP seçmeni de bak sıkışınca Öcalan’a bile gidiliyor, biz bu işi birlikte nasıl yürüteceğiz diye homurdanmaya başladı. Bu durumdan AK Parti içerisindeki milliyetçiler de çok rahatsız oldu ve artık rahatsızlıklarını yüksek sesle dillendirmeye başladılar. Peki size soruyorum bunları çıkınca ne kalacak geriye, verdiği zararı düşünebiliyor musunuz?
Buradan bir dönüş var mı? AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız bir revizyonla durumu toparlar mı?
Kesinlikle bir kabine değişikliği yapılacaktır. Netleşmemiş olsa da olağanüstü kongre kararı beklemekteyim. Cumhurbaşkanı’nın İlk MYK’da olağanüstü kongre kararı alması gerekmektedir. Birçok il kaybedilmiş durumda demek ki kaybedilen illerdeki milletvekillerinin vatandaşta bir karşılığı yoktur. Hiç önemsenmeyen kişiler gelip en güçlü olduğumuz illeri aldı gitti.
Şöyle bir gerçek var ki : Sen kaybedilmiş seçimden sonra gereğini yapmazsan, bir dahaki seçimde vatandaş gereğini yapar. Sen tabanı hiçe sayıp ne olduğu belli olmayan adamlarla yola çıkarsan , sana oy veren seçmen bunun bedelini ödetir.
Kendini sana bağlamış ve her yerde partisini her şeyden üstün tutmuş seçmene kulak verir arkasında durursan onlar da senin arkanda duracaktır. Sen millete sahip çıkmadın, yöneticilerin millete sahip çıkmadı, seçilene, partisine sahip çıkmazsan olacağı her zaman vahimattır.
AK Parti’nin içerisindekiler bile 16 tane genel başkan yardımcılarının isimleriyle ne görev yaptıklarını dahi bilmiyorlar. Bu örnek bile senin parti içi teşkilatının üst kademesinden ne kadar koptuğunun net cevabıdır. Bu artık partinin yönetim kadrosunda bir değişiklik yapılması gerektiğini gösterir. Keza aynı şekilde çoğu bakanı da kimse tanımıyor. O yüzden kabinenin kesinlikle değişmesi gerekiyor.
Vatandaş tanımıyorsa değişim kesin gerekli demektir. Kimler olur konusunda ise Cumhurbaşkanı özel bir araştırma yapacak. Bunda da performansına göre değerlendirmede bulunacağını biliyoruz. Lakin nasıl bir performansa göre değerlendireceği henüz merak konusu.
Türkiye’de yapılması gereken reformist bir yapıya geçmektir. Erdoğan siyasi dengeleri tutmak için bazı hamleler yapacaktır. Bunun için bakanlar kurulu değişebilir, MYK değişebilir. Erdoğan’ın bu saatten sonra vatandaşın değil, teşkilatının inancını yükseltecek değişimler yapması gerekmektedir.
ŞU KONUYA ÖZELLİKLE DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM (Sorun değil büyük harfle yazarız J )
Erdoğan’ın 2013 yılından itibaren toplumsal kanalları tıkanmış ve artık bilgi alamamaktadır. Erdoğan’ın bilgi kanalları tıkanmış ve artık net bilgiye ulaşamamaktadır. Erdoğan’ın acilen 2011 yılındaki toplumsal bağ gücüne geri dönmesi gerekmektedir. Çok ama çok acilen sağlam gördüğü ve bilgiyi net alabildiği adamlara ihtiyacı vardır.
Peki son olarak neler söylemek istersiniz?
Bazı adamlar var ki artık esprilere konu olmuş Genel Başkan Yardımcıları bu adamlar, İstanbul seçimlerini kimlerin yönettiği belli. Ben olsam utanır istifa ederdim. Onlar utanmazken Erdoğan’ın da hala görevden almaması da vatandaşın gözünde eksiye düşüşü desteklemekte.
AK Partili bir seçmen olarak partime, evlatlarıma ayırmam gereken zamanı bile hiçe sayarak, emek harcayıp karşılığını böyle alınca ister istemez partimizden ümidi kesmekteyiz. Bu kadar emekten sonra hesap soramıyorsak benim hakkım kimseye helal olmaz.
Parti içi bir an önce düzeltilmeli yoksa bir dahaki seçimlerde AK Parti kendi taban seçmeninden dahi oy alamayacak. Bu durum da o yüzden Ali Babacan taraftar buluyor, o yüzden arkasında destek buluyor.
31 Mart seçimlerine kadar ortaya çıkan bir durum var, Erdoğan şimdiye kadar olan bütün seçimlerde hem kendi tabanından oy alıyor hem de karşı düşüncedeki partili arkadaşlarımızdan oy alabiliyordu. Ama 31 Mart seçimlerinde tescillendi ki Erdoğan kendi tabanının dışında kimseden oy alamıyor.
Çok teşekkür ederiz efendim daha güzel günlerde daha güzel şeyler konuşmak için bir araya gelmek ümidiyle
Ben teşekkür ederim…
(İZMİR KENT HABER ÖZEL)
Yorumlar
Kalan Karakter: