İzmir Kent Haber- İlkem Baydarlı Seferihisar merkezli 6.9 şiddetinde meydana gelen depremin ardından, evlerinde hasar oluşan ve girmekte tedirginlik yaşayan vatandaşlar için kurulan çadır kentlerde yaşam devam ediyor. Depremde en çok hasar gören bölgelerden olan Bayraklı Mansuroğlu Mahallesinde Zeki Müren parkında kurulan Çadır Kentte yaşayan Nuray Çınar ve kardeşi Mustafa Teke, yaşadıklarını İzmir Kent Haber’e anlattı.
Mansuroğlu Mahallesinde bulunan İnci Plaza’da apartman görevlisi olarak yaşayan Mustafa Teke’nin ablası Nuray Çınar, olay anında yaşananları dile getirdi. Çınar, “ Deprem anında kapıcı dairesi olduğu için çok fazla hasar meydana geldi. 2 küçük çocuk olduğu için bir kaç parça kopunca çok fazla korkmuşlar. Erkek kardeşim evden apar topar çıkarmış .” dedi.
Depremden 2-3 gün sonra Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gelerek “Az hasarlı” raporu verdiklerini belirten Çınar,. “. Yavaş yavaş tadilatlar başladı, sıvalar yapıldı. Tadilat masraflarını apartman sakinleri karşılıyor. Henüz bir açıklama gelmedi. Bir an önce tadilatın bitirilmesi için acele ediliyor, herkes perişan oldu. “ diye konuştu.

“ İhtiyaçlar fazlasıyla gideriliyor”
Depremden sonraki iki gün çadır bulmakta zorlandıklarını lakin daha sonra hemen temin edildiğini söyleyen Çınar, “ İhtiyaçlar fazlasıyla gideriliyor. Lakin korona olduğu için çok tedbirli olmayız. Sürekli hijyen ve maske yardımı geliyor , gıda konusunda da hiçbir sıkıntı yok. Herkes iyi niyetle abur cubur getirip çocuklara ikram ediyor. Lakin bu yüzden başımıza üzücü bir olay geldi. 2 buçuk yaşındaki yeğenim abur cuburlar yüzünde rahatsızlandı,midesi bozdu. “ sözlerini kaydetti.
Havaların soğumasıyla ısınma ihtiyacının da arttığına değinen Çınar,” Çadırların içinde ne yazık ki ısıtma yok. Üstümüze birkaç kat battaniye örtüyoruz. Havalar soğumaya başladı haliyle çocuklar da küçük oldukları için çabuk üşütüyorlar . Bu süre zarfında nezle, grip vb hastalıklara yakalandılar . Hemen kapının önünde ambulanslar var. Orada muayene oldular.Zaten sağlık görevlilere sürekli gelip bir sorun var mı iyi misiniz diye soruyorlar. “ dedi.
“Tuvalet ve hijyen konusunda büyük sıkıntı yaşıyoruz”
Küçük çadır kentte yaşadıkları için diğer bölgelere göre daha az imkanlara sahip olduklarını söyleyen Çınar, “ Tuvalet konusunda çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Burada ufak bir kafe var onun tuvaletini kullanıyoruz. Her dakika temizlenemediği için de sık sık tıkanıyor ve kullanılamıyor. 2 tane seyyar tuvalet koydular fakat iyi işlenmedi, kötü kullanıldığı için de kaldırıldı. Bu yüzden tuvalet konusunda sıkıntı yaşanıyor. El yıkamak için bir yer de yok. Hijyen konusunda oldukça endişeliyiz” dedi.

“Psikolojik olarak iyi değiliz “
Çınar, yaşanan depremin ardından her dakika korku ve endişe içinde olduklarını söyledi. Çınar, “ Psikolojik olarak pek iyi değiliz. Kardeşim ve eşi küçük çocukları olduğu için depremden bir iki gün sonra eşya almak zorunda kaldılar. ‘Nasıl girip çıktığımızı bilmiyoruz ‘dediler. Çocuklar deprem sonrası uzun süre duş alamadılar. Çünkü alsalar üşütecekler.Sağ olsun herkes geliyor evimize gelin duş alın diye fakat nasıl gideceğiz ki ! “ifadelerini kullandı.
“İzmir Büyükşehir ve ekiplerin organizasyonları çok iyi “
Çınar, “İzmir Büyükşehir Belediyesi daima isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı sorarak gidermeye çalışıyor.Organizasyon oldukça iyi gidiyor.” Dedi.
Bazı söylentiler olduğunu söyleyen Çınar, ‘Evi hasar görmeyenler çadırlarda kalıyormuş” diye bir takım iddialar var. Lakin İnanın bana evi hasarlı olmayan evlere girebilecek olanlar neden burada kalsın ? Bu söylentileri çıkaranların oturup bunu sorgulaması gerekli .” diyerek sitem etti.

“Hepimizin birlik olması gereken bir dönem “
Güvenlik açısından herhangi bir endişe taşınamadıklarını dile getiren Çınar, erzak yardımlarına karşı yapılan hırsızlık haberleri duyduklarını fakat şahit olmadıklarını belirtti.
Çınar, “ Umarım asılsız haberlerdir çünkü bu dönem hepimizin birlik olması gereken bir dönem . Millet evine götürüyormuş eşyaları fazla malzeme gidiyormuş söylentileri olmasın Çünkü burada gerçekten herkesin bir ince battaniyeye bile çok ihtiyacı var. Yiyecek ihtiyacı fazlasıyla gideriliyor ama giyecek şeylere ihtiyaç ne yazık ki bitmiyor .
İç çamaşırı ihtiyacı giderilmeye çalışıyor fakat yetmiyor. Aşık veyseldeki büyük alandaki çamaşır yıkama alanı gibi bir alanımız yok ne yazık ki. O yüzden yıkamak yerine her şeyi atmak zorundayız. Büyük çadır kentlerdeki çoğu imkan ne yazık ki küçük olduğu için burada bulunmuyor. Ama aslında en çok yıkılan binalar bu alanın çevresinde. Burayı artık evimiz gibi görüyoruz.. Ama bir an önce binaların tadilatının bitmesini ve eski hayatıma dönmeyi arzuluyoruz. “ ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: