ESİAD İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ MASAYA YATIRDI
Prof. Kadıoğlu: “Doğal afetlerde iklim değişikliğine sığınmayın” “Ege Bölgesi’nde 4-6 derece sıcaklık artışı bekleniyor.”
Yayınlanma :
10.09.2021 10:35
Güncelleme :
10.09.2021 10:51

Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD), iklim değişikliği konusunda bir çevrimiçi etkinlik düzenleyerek, İstanbul Teknik Üniversitesi, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nu ağırladı. Prof. Kadıoğlu,“İklim değişikliğini günah keçisi yaparak, yapılan hataları göz ardı etmemek gerekiyor” dedi.
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı yaptığı açılış konuşmasında iklim değişikliği tehdidi ile dünyamızın karşı karşıya kaldığını belirtti. Kuraklık, aşırı sıcak hava, şiddetli yağmur ve ani seller ile orman yangınları bu tehdidin ciddiyetini bizlere gösterdiğini söyleyen Karabağlı, “İçinde bulunduğumuz durum, insanlık için kırmızı alarm durumudur. Öte yandan bilim adamları karbon salınımını kısıtlayarak bu süreci geriye döndürebileceğimizi de söylüyor” dedi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bu anlamda önemli ve ciddi bir adım olduğunu söyleyen ESİAD Başkanı Karabağlı, “Avrupa Birliği Haziran sonunda iklim yasasını kabul etti, 2050 yılında sıfır karbon salınımı hedefleniyor. Türkiye’nin de yeşil mutabakata uyum eylem planını açıklanması da önemli ve değerli” diye konuştu.
İklim değişikliği ile mücadeleyi hedefleyen BM Paris Antlaşması’nın hala ülkemizde tartışma konusu olduğunu hatırlatan Karabağlı, “Bu antlaşmayı imzaladık ama mecliste onaylamadık. Bu konuda adım atılması gerektiğini düşünüyorum” diye “Dünyanın virüsü insandır”
İstanbul Teknik Üniversitesi, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise Türkiye’de temel problemler olduğunu söyleyerek, “Bu problemleri maskelemek için biraz da iklim krizini kullandıklarını görüyoruz. Sel bölgesine gidip dere içindeki binayı görmeden iklim krizine problemi yıkmak çok doğru değil” dedi.
Dünyadaki bu problemlerin kaynağında insan yattığını söyleyen Prof. Kadıoğlu, “Zamanında iklim değişikliğini buzullardaki kutup ayısı üzerinden anlatırdık. Sanki iklim krizi o kutuptaki ayının problemi gibi yansıtıldı. Ancak görüyoruz ki bu insanların da problemi ve kaynağı insan” dedi.
Dünyanın ikliminin değişken olduğunu ifade eden Kadıoğlu, “Dünya 150 bin yılda 1 derece ısınıp 1 derece soğuyordu eskiden. Ancak şimdi 150 yılda 1 derece ısınıyoruz. Bu kadar hızlı olması temel problemimiz. Ekoloji buna ayak uyduramıyor” dedi.
Bu şekilde giderse Ege Bölgesi’nde 4 ila 6 derecelik sıcaklık artışı beklendiğine dikkat çeken Prof. Kadıoğlu, “Bu durum tarım ürünlerini de doğrudan etkiliyor. Ege Bölgesi’nde incir, zeytin gibi tarım ürünleri bulunuyor. Mesela Uganda iklim değişikliğine göre arazi planlaması yapıyor. 2 derece artarsa sanayi tesisi, otoyollar, köprüler, barajlar yapılmayacak, korunacak tarım bölgelerini belirliyorlar. Ege’de, Türkiye’de biz bunu yapıyor muyuz? Hayır” dedi.
“Sıcak hava dalgası da bir afettir”
Sıcak hava dalgalarının da büyük tehlike olduğunu söyleyen Prof. Kadıoğlu, “Sıcak hava dalgaları, kuraklık, afet olarak kabul edilmiyor. Kentlerde apartmanların üst katlarında kitlesel ölümler olabiliyor. 2003 Ağustos ayında Fransa, İspanya’da bu yüzden 35 bin kişi öldü. Biz de bunlar kayıt altına bile alınmıyor” dedi.
“Eskiden İzmir imbatı İzmir’in içine girerdi, sokaklar denize dikti” diyen Kadıoğlu, “Şimdi yerleşim böyle değil. Şehrin denizle bağlantısı kesilmiş vaziyette. Tüm bunları düşünerek makro bir anlayışla dönüşümü yaratmak gerekiyor. Yeşil çatılar, ekolojik binalar da gündeme gelmeli. Belediyeler ne yapabilir, ABD’de siyah asfalt yerine beyaz asfalta geçilen yerler var” diye konuştu.
“Biz değişmiyoruz, ama değişmemiz gerekiyor”
“İklim değişirken biz değişmiyoruz” diyen Kadıoğlu, “Isınmaya bağlı deniz seviyesi yükseliyor. Ama biz kıyılara yerleşmeye, binalar yapmaya devam ediyoruz” dedi. Küresel ısınma küresel bazda olurken, yağışlarda bir standart olmadığına dikkat çeken
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı yaptığı açılış konuşmasında iklim değişikliği tehdidi ile dünyamızın karşı karşıya kaldığını belirtti. Kuraklık, aşırı sıcak hava, şiddetli yağmur ve ani seller ile orman yangınları bu tehdidin ciddiyetini bizlere gösterdiğini söyleyen Karabağlı, “İçinde bulunduğumuz durum, insanlık için kırmızı alarm durumudur. Öte yandan bilim adamları karbon salınımını kısıtlayarak bu süreci geriye döndürebileceğimizi de söylüyor” dedi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bu anlamda önemli ve ciddi bir adım olduğunu söyleyen ESİAD Başkanı Karabağlı, “Avrupa Birliği Haziran sonunda iklim yasasını kabul etti, 2050 yılında sıfır karbon salınımı hedefleniyor. Türkiye’nin de yeşil mutabakata uyum eylem planını açıklanması da önemli ve değerli” diye konuştu.
İklim değişikliği ile mücadeleyi hedefleyen BM Paris Antlaşması’nın hala ülkemizde tartışma konusu olduğunu hatırlatan Karabağlı, “Bu antlaşmayı imzaladık ama mecliste onaylamadık. Bu konuda adım atılması gerektiğini düşünüyorum” diye “Dünyanın virüsü insandır”
İstanbul Teknik Üniversitesi, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise Türkiye’de temel problemler olduğunu söyleyerek, “Bu problemleri maskelemek için biraz da iklim krizini kullandıklarını görüyoruz. Sel bölgesine gidip dere içindeki binayı görmeden iklim krizine problemi yıkmak çok doğru değil” dedi.
Dünyadaki bu problemlerin kaynağında insan yattığını söyleyen Prof. Kadıoğlu, “Zamanında iklim değişikliğini buzullardaki kutup ayısı üzerinden anlatırdık. Sanki iklim krizi o kutuptaki ayının problemi gibi yansıtıldı. Ancak görüyoruz ki bu insanların da problemi ve kaynağı insan” dedi.
Dünyanın ikliminin değişken olduğunu ifade eden Kadıoğlu, “Dünya 150 bin yılda 1 derece ısınıp 1 derece soğuyordu eskiden. Ancak şimdi 150 yılda 1 derece ısınıyoruz. Bu kadar hızlı olması temel problemimiz. Ekoloji buna ayak uyduramıyor” dedi.
Bu şekilde giderse Ege Bölgesi’nde 4 ila 6 derecelik sıcaklık artışı beklendiğine dikkat çeken Prof. Kadıoğlu, “Bu durum tarım ürünlerini de doğrudan etkiliyor. Ege Bölgesi’nde incir, zeytin gibi tarım ürünleri bulunuyor. Mesela Uganda iklim değişikliğine göre arazi planlaması yapıyor. 2 derece artarsa sanayi tesisi, otoyollar, köprüler, barajlar yapılmayacak, korunacak tarım bölgelerini belirliyorlar. Ege’de, Türkiye’de biz bunu yapıyor muyuz? Hayır” dedi.
“Sıcak hava dalgası da bir afettir”
Sıcak hava dalgalarının da büyük tehlike olduğunu söyleyen Prof. Kadıoğlu, “Sıcak hava dalgaları, kuraklık, afet olarak kabul edilmiyor. Kentlerde apartmanların üst katlarında kitlesel ölümler olabiliyor. 2003 Ağustos ayında Fransa, İspanya’da bu yüzden 35 bin kişi öldü. Biz de bunlar kayıt altına bile alınmıyor” dedi.
“Eskiden İzmir imbatı İzmir’in içine girerdi, sokaklar denize dikti” diyen Kadıoğlu, “Şimdi yerleşim böyle değil. Şehrin denizle bağlantısı kesilmiş vaziyette. Tüm bunları düşünerek makro bir anlayışla dönüşümü yaratmak gerekiyor. Yeşil çatılar, ekolojik binalar da gündeme gelmeli. Belediyeler ne yapabilir, ABD’de siyah asfalt yerine beyaz asfalta geçilen yerler var” diye konuştu.
“Biz değişmiyoruz, ama değişmemiz gerekiyor”
“İklim değişirken biz değişmiyoruz” diyen Kadıoğlu, “Isınmaya bağlı deniz seviyesi yükseliyor. Ama biz kıyılara yerleşmeye, binalar yapmaya devam ediyoruz” dedi. Küresel ısınma küresel bazda olurken, yağışlarda bir standart olmadığına dikkat çeken
Yorumlar
Kalan Karakter: