Duygularını yoğun yaşayan çocuklara dikkat!
Çocuğunuz sık sık şiddetli öfke patlamaları yaşıyor, sürekli kızgın ve sinirli bir ruh hali yansıtıyorsa Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Sorunu (YDDB) ile karşı karşıya olabilir.
Yayınlanma :
30.10.2020 14:13
Güncelleme :
30.10.2020 14:13


kızgın ve sinirli bir ruh hali yansıtıyorsa Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe
Sorunu (YDDB) ile karşı karşıya olabilir. Ani ve çok şiddetli görülen öfke
patlamalarının haftada en az üç kez görülmesinin önemli bir belirti olduğunu
belirten uzmanlar, mutlaka uzman desteği alınması uyarısında bulunuyor.Çocuk ve
Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr.
Başak Ayık, genellikle 6 ila 10 yaşları arasında başlayan Yıkıcı
Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu (YDDB) hakkında değerlendirmelerde
bulundu.Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu’nun (YDDB), çocukluk çağında
görülen ruhsal bir bozukluk olduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, 2013 yılından beri çocukluk çağı
ruhsal hastalıkları arasında tanımlandığını söyledi.Bir yıldır devam eden öfke
dikkate alınmalıYıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu’nun (YDDB) ani ve çok
şiddetli öfke patlamalarıyla kendini gösterdiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bu öfke patlamaları sık sık
tekrarlanır. Haftada en az 3 kez görülmesi tanı koymak için bir koşuldur. Öfke
patlaması olmayan dönemlerde çocuğun ruh hali kızgın ve sinirlidir. Ve yine bu
durumun en az 1 yıldır devam etmesi gereklidir. Ortada çocuğun sinirlenmesine
sebep olacak bir olay olsa bile çocuğun tepkisi bu olay ile karşılaştırılamayacak
derecede şiddetli olur. En az 2 farklı ortamda gözlenebilen bir durumdur ve
çoğunlukla ortamlardan birinde ağır seyir gösterir. Yani çocuk sadece evde anne
ve babasına bu tepkiyi veriyor ancak okul veya arkadaş ortamında hiçbir öfke
sorunu yaşamıyorsa bu çocukta YDDB‘dan söz edilemez” diye konuştu.Halk arasında
manik depresif olarak biliniyorDuygudurum bozukluklarının halk arasında “manik
depresif” veya “iki uçlu bozukluk” olarak da bilindiğini aktaran Yrd. Doç. Dr.
Başak Ayık, bütün hastalarda iki ruh hali görünmese de bu hastaların
kendilerini çok iyi hissettikleri ve çok enerjik oldukları yükselme dönemleri
(mani) ile mutsuz ve enerjisiz oldukları düşüş (depresyon) dönemleri arasında
gidip geldiğini kaydetti.Düzenli tedavi yaşam kalitesini yükseltiyorDüzenli
tedavinin önemine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, tedavinin aksatılmaması
gerektiğini vurgulayarak “Duygudurumları yani kendilerini nasıl hissettikleri
ve buna eşlik eden uyku, yeme alışkanlıkları gibi günlük etkinlikleri ve enerji
düzeyleri değişken bir seyir gösterir. Bu hastaların tedavisinde en önemli
nokta “atak dönemi” olarak tarif edilen belirgin sıkıntıların olduğu şiddetli
belirtiler ile seyreden dönemler haricindeki sessiz, sakin geçen ara dönemlerde
de tedavilerini aksatmamaları gerektiğidir. Düzenli tedaviler bu hastaların
atak sıklığını azaltır ve şiddetli atakları önleyerek kişinin hayat kalitesini
arttırır. Erişkinlerdekinin aksine çocuklarda görülen duygudurum değişimleri
çok daha hızlı olmaktadır ve sıklıkla bu duruma gerginlik, sinirlilik eşlik
etmektedir” şeklinde konuştu.Belirtiler görülüyorsa uzmana başvurulmalıYDDB’nin
depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu,
madde kullanım bozukluğu ve kaygı bozukluğu ile yüksek oranda bir arada görüldüğüne
dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, genellikle belirtilerin 10 yaşından önce
başladığına dikkat çekerek “Bu tanı 6 yaşından önce ve 18 yaşından önce
konamaz. Bu nedenle erişkinlerde görülmesi ancak çocukluk çağında tanı konmuş
bir kişinin 18 yaşını doldurması ile söz konusu olabilir. Yeni bir tanım
olduğundan erişkin yaşta kaydedilen çok fazla hasta tanımlanmamıştır. Yine bu
nedenle hastalığın sıklığına dair az sayıda çalışma mevcuttur” dedi.Öfke
nöbetlerinin tedaviyle önlenmesi mümkünÇocuklarında yukarıda sayılan
belirtileri gören ebeveynlerin uzmana danışmaları gerektiğini hatırlatan Yrd.
Doç. Dr. Başak Ayık, öfke nöbetlerini
önlemeye yönelik ilaç tedavileri, davranış odaklı terapiler ve grup terapileri
fayda sağladığını ifade etti. Ayrıca hastaların ve ailelerin hastalık hakkında
eğitilmesi ve ebeveyn eğitim programlarının oldukça faydalı ve gerekli
girişimler olduğunu sözlerine ekledi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: