Dijitalleşme, global rekabette stratejik öncelik olarak görülmeli
C2FO (Collaborative Cash Flow Optimization) Türkiye Direktörü Serden Keçecioğlu, dijitalleşme yönünde atılması gereken ilk adımın, şirket sahiplerinin dijitalleşmeyi global rekabette stratejik bir öncelik olarak görmeleri olduğuna dikkati çekerek, "Şirketin sınırlı işletme sermayesini sabit teknoloji yatırımlarına yönlendirmek verimsizlik yaratabiliyor. Bunun yerine, sürekli kendisini geliştiren dış çözüm ortaklarından yararlanmak daha etkili bir yöntem olacaktır." dedi.
Yayınlanma :
23.07.2020 12:01
Güncelleme :
23.07.2020 12:09


erden Keçecioğlu, dijitalleşme yönünde atılması gereken ilk adımın, şirket
ahiplerinin dijitalleşmeyi global rekabette stratejik bir öncelik olarak
görmeleri olduğuna dikkati çekerek, "Şirketin sınırlı işletme sermayesini
abit teknoloji yatırımlarına yönlendirmek verimsizlik yaratabiliyor. Bunun
yerine, sürekli kendisini geliştiren dış çözüm ortaklarından yararlanmak daha
etkili bir yöntem olacaktır." dedi.Keçecioğlu, AA muhabirinin
algın süreciyle birlikte işletmelerin dijitalleşmesi ve nakit ihtiyaçlarının
karşılanmasına ilişkin sorularını yanıtladı.Salgınla beraber önem kazanan
dijitalleşme sürecinin erken adımları olarak, Türkiye’de birçok firmanın web
itesi oluşturma ve satışlarını e-ticarete taşıma yolunda önemli adımlar
attığına değinen Keçecioğlu, "Süreç gösterdi ki, hammadde tedariğinden
atış sonrası hizmetlere, müşteri deneyiminden veri güvenliğine kadar,
işletmenin tüm iş süreçlerinin sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir dijital
mimari ile tasarlanması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Keçecioğlu, dijitalleşme bakımından C2FO örneğinde büyük ölçekli şirketlere,
tek bir platform üzerinden dünyadaki bütün tedarikçileriyle, fatura büyüklüğü
ve para birimi farketmeksizin, finansal bir iş birliği geliştirme imkanı sunduklarını
kaydederek, şunları söyledi:"Şirketin sınırlı
işletme sermayesini sabit teknoloji yatırımlarına yönlendirmek verimsizlik
yaratabiliyor. Bunun yerine, sürekli kendisini geliştiren dış çözüm
ortaklarından yararlanmak daha etkili bir yöntem olacaktır. C2FO olarak
tedarikçilere ve distribütörlere, internete erişebildikleri her noktadan sadece
iki tuşa dokunarak alacaklarını ve borçlarını aktif bir biçimde yönetme hizmeti
unuyoruz. Muhasebeden lojistiğe, satın almadan müşteri deneyimine, şirket içi
iletişimden, kalite kontrol sistemlerine kadar pek çok farklı dikeyde iş
birliği yapılabilecek teknoloji odaklı çözüm ortakları var. Şirketlerimizin bu
tür iş birliklerinden faydalanmaları ve sadece yarattıkları değere odaklanan
çevik bir kadro ve yönetim anlayışıyla global oyuncu olmak yolunda ilerlemeleri
gerekiyor.""Risk odaklı kredi KOBİ'ye çözüm değil"
Kovid-19 ile mücadeleye teknolojiyi kullanarak, şirketlerin nakit akışını
hızlandırarak ve özellikle KOBİ’lerin bu süreçte ayakta kalmasına yardımcı
olarak destek vermeye çalıştıklarını belirten Keçecioğlu, şunları söyledi:"Pandemi sürecinde daha
önce görülmemiş ölçüde likidite piyasaya sürüldü ve bankacılık sektörünün bu
kaynağı ihtiyacı olan ve geri ödeyebilecek kanallara aktarması beklendi. Ancak
burada iki sorun var, ilki risk odaklı bir kredi yaklaşımı ile milyonlarca
KOBİ’nin ihtiyacına süratle çözüm üretmek mümkün değil. Maalesef, ancak 20-30
gün yetecek kadar işletme sermayesi olan küçük işletmeler bu gecikme nedeniyle
kepenk kapattılar. İkincisi ise, ucuz faizle kredi alma imkanı olan işletmeler
açısından da yakın gelecekte bir borç krizi riski oluştu."Çözüm önerilerinin, kredinin
ikincil bir tedbir olması ve ilk etapta alacakların hızlandırılması için
çalışma yapılması olduğunu belirten Keçecioğlu, "Büyük ölçekli
şirketlerin, vadeli faturaları erken ödemesi, nakdin ekonominin kılcal
damarlarına akmasını sağlayacak en etkin yöntem. Bu nedenle, eğer bir kredi
paketi oluşturulacaksa, büyük şirketlere yönelik bir kredi imkanı olmalı ve
kredinin konusu, ticari borçların derhal ödenmesi olmalı. Şu anda nakdin hızlı
dönmesi, piyasaların birinci önceliği." dedi.Keçecioğlu, Amerika’da Ford
ile sadece 28 gün içinde gerçekleştirdikleri implementasyon örneğini vererek,
"Binlerce Ford tedarikçisinin finansmana erişimini kolaylaştırdık.
Hollanda’nın en önde gelen süpermarket zincirlerinden biri, nisan ayı süresince
herhangi bir iskonto geliri talep etmeden tedarikçilerine erken ödeme yoluyla
kaynak aktardı. Sağlık ekipmanları alanında dünya devi olan bir müşterimiz,
Kovid ile mücadeleye katkı sağlayan tedarikçileri için özel programlar devreye
aldı. Bu örnekler çoğaltılabilir ve ortak özellikleri, alıcılar ile satıcılar
arasında, teknolojiyi kullanarak üst düzey bir finansal iş birliği imkanı
yaratılmış olması." diye konuştu."KOBİ'ler tedarik zinciri finansmanından aktif
yararlanamıyor"Keçecioğlu, günümüzde
uygulanan modelde büyük şirketlere mal satabilmek için uzun vadeyi kabul eden
KOBİ’lerin tedarik zinciri finansmanından aktif yararlanamadığını söyledi.C2FO modelinde ise, mevcut
vade yapısında hiçbir değişiklik olmadan, tedarikçilerin ihtiyaç duydukları
anda kullanabilecekleri ve finansman alternatifleri doğrultusunda en uygun
iskonto maliyetini teklif edebildikleri bir yapı sunduklarını aktaran
Keçecioğlu, "KOBİ ve mikro ölçekli işletmelerle tek tek temas kurup,
ihtiyaçları olduğunda kullanabilecekleri platformumuz anlatılıyor. C2FO’yu
kullanan tedarikçilerin yüzde 90’dan fazlası KOBİ ve mikro işletme statüsünde
firmalardan oluşuyor ve hiçbir ücret ödemeden sisteme dahil olarak işlem
yapmaya başlayabiliyorlar." şeklinde konuştu.Keçeçioğlu, müşterilerinin
C2FO’yu kullanarak tedarik zincirlerinin ESG kriterlerini geliştirmeleri, yani
daha sürdürülebilir bir tedarik zinciri için kendi nakit ya da kredi güçlerini bir
teşvik unsuru olarak kullanmalarının en çok önemsedikleri konu olduğunu
belirtti."Sürdürülebilir büyüme için nakit akışları herkesçe iyi
yönetilmeli"Sürdürülebilir bir büyüme
için, büyük ölçekli işletmelerin sadece kendilerinin değil, vadeli mal aldıkları
tedarikçilerinin ve vadeli mal sattıkları müşterilerinin nakit akışlarının da
iyi yönetilmesi gerektiğine işaret eden Keçecioğlu, "Serbest nakit gücü
yüksek ya da çok ucuz finansmana erişim imkanı olan büyük şirketler, C2FO’nun
unduğu dijital çözüm sayesinde, kendi tedarik ekosistemlerinin nakit akışını
destekleyebilir duruma geliyor. Böylelikle, tüm paydaşlar için hem maddi bir
kazanç doğuyor hem de sürdürülebilir güçlü bir finansal iş birliği altyapısı
kuruluyor." şeklinde konuştu.Yılda 1,5 trilyon doların
üzerinde faturanın yüklendiği, 180 ülkeden 1 milyonu aşkın tedarikçinin
kullandığı ve bugüne kadar 110 milyar doların üzerinde kaynak aktarımına ev
ahipliği yapan bir platform olduklarına değinen Keçecioğlu, "Elbette
bankalarla yakın bir ilişki içindeyiz. Müşterilerimizin talep etmesi halinde,
tedarikçilere erken ödemelerin bankalar tarafından yapıldığı modeli de
unuyoruz. Alacaklarını erken tahsil etmek isteyen ihracatçı müşterilerimiz
için, bankalarla iş birliği halinde alacak finansmanı çözümlerimiz mevcut. Pek
çok müşterimiz, alacaklarını erken tahsil edip, elde ettikleri nakit ile erken
ödeme yaparak tedarikçilerini destekliyorlar." dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: