DEPREM ÖNLENEBİLİR BİR AFET

İLKEM BAYDARLI(İzmir Kent Haber) -Son zamanlarda yaşanan deprem  felaketleri  vatandaşı endişelendirmeye devam ediyor. Gerçekleşmesi beklenen büyük İstanbul depreminden önce İzmir’in de tehlikede olduğu gözden kaçmıyor. Jeofizik ve sismoloji uzmanı Prof. Dr. Atilla Uluğ,dünyanın en önemli deprem zonu olan “Pasifik Okyanusunu Çevreleyen Kuşak”tan sonra dünyanın ikinci önemli deprem bölgesi “Transasyatik Deprem Kuşağı” (Alp-Akdeniz-Himalaya Kuşağı) üzerinde yer alan Türkiye’de depremlerin  çok önemli bir yere sahip olduğuna belirterek “Büyük doğa olayı olan depremlerin oluşumunu engellemek mümkün değildir. Ancak, üzerinde yaşadığımız yerkürenin evriminde depremlerin rolü ve önemi kavranıldığında depremler ile beraber, ama acı çekmeden yaşanabileceğini sağlamak mümkündür” dedi.
İzmir’in de deprem açısında tehlikeli bir bölge olduğunu söyleyen ULUĞ, “Yakın geçmişte gerçekleşen 10 Temmuz 1688 depremi İzmir için çok önemlidir. Zira, merkezüssü tam İzmir şehrinin içerisinde bulunmaktadır. Kayıtlarda oldukça detaylı olarak anlatılan bu depremin, şimdiki adı “Yeni Kale” olan “Sancak Kalesi” civarında olduğundan bahsedilmektedir.  Yıkılan evlerin enkazlarının tutuşmasıyla büyük yangınların çıktığı, 15-20 bin kişinin öldüğü tutulan kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu depremin büyüklüğünün de 7.5 civarında olduğu görülmektedir. Daha sonra 1739, 1873 ve 1880 depremlerinde de İzmir şehri yine çok tahrip olmuş ve depremler bir çok kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır “ dedi.
Türkiye bir deprem ülkesidir
Prof. Dr. Atilla Uluğ, “İzmir’in zemin haritasına bakıldığında çok geniş alanların yerleşime uygun olmadığı görülmektedir. Üstelik bu uygunsuz zeminlere kontrolsüz bir yapılaşmanın da eklendiği düşünülürse İzmir şehri içerisinde veya yakın çevresinde gelişmiş ülkeler ölçeğinde ‘mütevazi’ sayılabilecek bir deprem ile felaketlerin yaşanacağı kuşkusuzdur” diyerek   depremi afet yapanın doğa olmadığı, bunun sorumluluğunun kamu-özel-sivil kuruluşlar dahil insanlarda olduğu gerçeği olduğunun altını çizdi.
 Depremlerden korunmanın ya da hasarı en aza indirmenin bir çok yolu olduğunu vurgulayan Uluğ, “Unutulmamalıdır ki, geçmişte bir yerde bir deprem olmuşsa, gelecekte de o yerde yeni bir deprem olabilir. Türkiye bir deprem ülkesidir. Türkiye’de her an deprem olabilir. İyi bir afet yönetimini tesis edemeyen toplumlar, afet zararlarını aza indirmede başarılı olamazlar” dedi.