DEDEDEN TORUNA TOHUM YAŞATMA ÇABASI
Dedesinden, babasından gelen yerli tohumu devam ettirerek ürün yetiştiren Fuat Kocaman, "Çeşme'nin yerli lezzetlerini yaşatmamız gerekir. Yerli tohum yaşasın diye gayret ediyorum. Çeşmeli üreticinin de aynı gayreti göstermesi en büyük dileğim. Artık şu hibrit tohumdan uzak durmamız gerekir" dedi.
Yayınlanma :
09.07.2020 17:29
Güncelleme :
09.07.2020 17:29


öyleyen Kocaman, "Sadece domates değil, Çeşme'nin kokarcıkını, beyaz
oğanı, acuru, kavunu, nohutu, fasulyesini, enginarını, tüm yerli lezzetleri
yaşatmamız gerekir. Senelerdir yerli tohum kullandığım için müşterilerim beni
iyi bilir. Dedemden, babamdan gelen tohumu devam ettiriyorum. Ben öldükten
onra çocuklarım devam ettirir mi, ettirmez mi, onu bilemem. Hem evimde bolluk
olsun, hem yerli tohum yaşasın diye gayret ediyorum. Çeşmeli üreticinin de aynı
gayreti göstermesi en büyük dileğim. Artık şu hibrit tohumdan uzak durmamız
gerekir. Hibrit tohum ile yetiştirilen ürünlerden, yerli tohum ile yetiştirilen
gibi lezzet almanız mümkün değil. Hibrit tohum bir defa dikiliyor. Ertesi yıl
aynı tohumu kullanamıyorsun. Yerli tohum kullanmayarak kendimiz kaybediyoruz.
Ben Çeşmeli üreticiye seslenmek istiyorum; eskiye dönsünler. Ata tohumuna
dönsünler" diye çağrıda bulundu. "Susuz yetişen bamya daha lezzetli olur"Yetiştirdiği kınalı bamya ile "Bamyacı Fuat"
olarak da tanınan Kocaman, "Yüzlerce yıllık yerli tohumdan ürettiğimiz
kınalı bamya, ismini görüntüsünden alıyor. Aslında rengi kınalı olarak doğmaz.
Bamya çiçeğinden çıktığında yeşildir. Daha sonra güneş gören yerleri kına
rengine bürünür. Güneş görmeyen kısımları yeşil kalır. Bamyayı ilk diktiğimiz
zaman can suyu veririz. Daha sonra su vermiyoruz. Susuz yetişen bamya daha
lezzetli olur. Sulama bamyada aynı lezzeti alamazsın. Yetiştirdiğim bamyanın
lezzetini bilen müşterilerim, yıllardır bamyasını benden alır. Bamyayı dikmek
de, bakımı da, toplaması da oldukça zahmetli. Bamyayı diktikten sonra çıkınca
eyreltmesi yapılır. Daha sonra 2-3 kez çapası var. Ürün vermeye başladıktan
onra da sabah erkenden toplanması gerekir. Yaz sıcağında, güneş yükselince
toplamak zor olur. Susuz yetiştirdiğimiz için sıcakta yapraklar buruşuyor.
Bamyayı görmek de zor oluyor. Ama sabah serinliğinde yapraklar daha diri olduğu
için bamyalar daha rahat gözüküyor. Bamyanın fiyatı yüksek gibi gözükse de,
yetiştirmesi ve toplaması gerçekten çok zahmetlidir. Ama lezzetini tadınca her
şeye değer olduğunu görürsünüz" diye anlattı. "Dedemden kalma domates tohumunu devam
ettiriyorum"Çeşme'nin domatesinin kokusuna ve lezzetine dikkat çeken
Kocaman, "Diktiğim domates, dedelerimden kalma tohumdan. 9 yaşından beri
çiftçilik yaparım, babam, babasından kalma bu tohumu kullanırdı. Şimdi de ben
aynı tohumu kullanmaya devam ediyorum. Domatesi de susuz yetiştiriyorum. Sadece
diktiğimde can suyu veririm, o kadar. Dökümü çok. Domatesler iri oluyor. 500
gramı geçen domatesler var. Salçamı da bu domateslerden yaparım. Tohumlarını
aklarım. Kışın sera yapar, bu tohumlardan fidanımı yetiştiririm. Yerli
domatesimizin bir özelliği de kokulu, bol sulu ve ince kabuklu olması. Damak
tadı var. Lezzetli. Bu sene domateste verim çok yüksek. Çok üzüldüğüm bir nokta
var; bu güzelim, lezzetli, kokulu yerli domatesimizi diken üretici sayısının
giderek azalması" diye belirtti. "Kavunda da yerli tohumu kaybediyoruz"
Çeşme'nin yerli kavununun eski yıllarda Almanya'ya ihraç
edildiğini hatırlatan Kocaman, "Bütün kış dayanan yerli kavunumuzun şimdi
dayanmamasının nedenlerinden birisi, herkes tarlasına artezyen vurdu. Üst
tabakadaki su bitti. Bunun üzerine üreticiler damlama ile sulama yapmaya
başladı. Ayrıca kavuna suni gübre atmaya başladılar. Suni gübre ve su ile kavun
şişiyor. Kavun tatlansın diye tatlandırıcı veriyorlar. Bu kavun dayanır mı?
Kısa zamanda eriyip gidiyor. 1980'li yıllarda diktiğim kavunu, 5 sefer
İstanbul'a götürdüm. 11 ton kavun sarılı. Bir tane kavun ezilmedi. Kavun şerbet
gibiydi. Şimdi bu kavunu bulabilmek çok zor. Hibrit enginarla kendi tohumumuzu
kaybettiğimiz gibi, kavunda da yerli tohumu kaybediyoruz" diye uyarıda
bulundu.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: