EGEV ve Özgencil Grup ortaklığında; Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekleriyle, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı ve Bornova Belediyesi işbirliğiyle “Yarın için hayal et” temasıyla İzmir Swissotel’de devam eden forumun ikinci günü, Binali Yıldırım’ın konuşmasıyla başladı. Yerel yönetimlerin tarıma katkısının konuşulacağı ikinci gün oturumlarının açılışında katılımcılara seslenen Yıldırım, "Atatürk’ün talimatıyla İzmir ilk İktisat Kongresi’ni gerçekleştirmiş, ekonomik modeli ortaya koyup dünyaya ilan etmiş bir ilimizdir. Ege Ekonomi Vakfı ve Özgencil Grup’un birlikte düzenlediği bu önemli toplantının üçüncüsünü yapıyoruz. Birinci toplantıya başbakan olarak, ikinciye TBMM Başkanı olarak, üçüncüye Binali Yıldırım olarak katılmanın onurunu yaşıyorum. Makamlar gelip geçicidir, önemli olan iz bırakmak, hoş bir sada bırakmak, ülkemize güzel hizmetler bırakmaktır' dedi. Ege Bölgesi'nde 10 şehrimiz var. 10 şehrin valilikleri, belediyeleri, sivil toplum kuruluşları, oda, borsa, esnafları, bu önemli etkinliğe sahip çıkıyor. Bakanlıklarımızın destek vermesi, hükümetin de Ege’nin ekonomisinin gelişmesine olan ilgisini gösteriyor. Teknolojik değişim ve ekonomik gelişmmeler, hayatımızda olduğu kadar sosyal ve kültür hayatımızda da önemli değişiklikleri beraberinde getiriyor. Artık ürün de hizmet de müşterisine bir tık mesafede. Elektronik ticaret yaygınlaşıyor, sınır tanımadan, aracı tanımadan ülkeden ülkeye taşınıyor. Tüm insanlığı bekleyen dijital dönüşümün hukukunun küresel anlamda henüz oluşturulamaması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yakın gelecekte ülkelerin en önemli sorunu haline gelebilir. E ticaret 2009'da 500 milyar dolar civarındaydı. Bugün 3.5 trilyon dolar. 5 trilyon doların üzerine çıkacağı hesap ediliyor. Bazı ülkelerde e-ticaret toplam ticaretin yarısına yaklaşmış durumda. 2018’de Türkiye’de yüzde 42 oranında büyüdü. Bu gelişmelerin arkasında şüphesiz 2002 yılında ortaya koyduğumuz akıl yollarının geliştirilmesine yönelik poltikalar var. Türkiye 2002 yılında biz iktidara geldiğimizde Ulaştırma Bakanlığına başladığımızda geniş bant internet nedir bilmiyorduk. Telefon üzerinde çevirmeli internet vardı. Bugün farklı bir yerdeyiz. Fiber ağımız çok gelişti. 4.5 G altyapısının kurulmuş olması da bu gelişmeler için önemli ir ivme oluşturdu” Dedi.

Sanayi devrimleriyle ilgilli açıklamalar yapan Yıldırım, şimdi 4. Sanayi döneminin konuşulduğunu belirterek, şunları söyledi:
"“Bu dönemde makinalar cümlenin öznesi yerine geçecek. Bu, makinaların görmeye, anlamaya, konuşmaya ve yazmaya başlaması demek. Cihazlar insan gibi akıllı hale geldi. Kendi aralarında konuşup haberleşecekler. Şu anda 20 binin üzerinde makine bir biriyle konuşuyor. Önümüzdeki 2 yılda bu sayının 30 milyarı aşacağı öngörülüyor. Bütün teknolojik gelişmeler insanın sırrını çözmek üzere. İşin sırrı insan. İnsanı merkezden çıkardığınızda geriye hurda kalıyor. Bugün ilkokula başlayan çocukların yüzde 65’, gelecekte, bugün henüz varolmayan mesleklerde çalışacak. Teknoloji artık iş yapmak için araç olmaktan çıkıyor, hayatımızın olmazsa olmaz parçası haline geliyor. Teknlojiyi çıkardığımızda şu anda işlerimiz aksasa bile zor bela idare ediyoruz. İleride ise bu unsurlar olmadan iş yapmamız imkansız hale gelecek. Teknoloik dönüşümün seyircisi değil, kuruusu olmak mecburiyetindeyiz. Akıl teri, bilgiyi üretmek, bilgiyi ekonomik değere dönüştürmek gerekiyor. 2018’de e spor ihracatı 1 milyar 50 milyon dolar. Türkiye’de baş döndürücü hıza bilişim yollarından trafik akışı artacağı için başlattığımız bilişim ağlarına daha fazla yatırım yapılması lazım. Bilişim firmaları, operatörler birbiriyle rekabeti bırakıp altyapı konusunda irlikte çalllışmalarında fayda var. Yerel yönetimlerin bu akıl yollarının inşasında engel olan değil, öncü rol üstlenmeli. Herşeyimiz buna bağlı. 2002’de mobil abone sayısı 23 milyondu Türkiye’de uğun 82 milyon. Yani nüfusumuza erişmiş. O zaman geniş bant yoktu 75 miyno 300 bingeniş bant kullanıcısı var. İnternet kullanım oranı yüzde 11,4 . Şu anda yüzde 75.3. 2003’te fiber uzunluğumuz 81 in 304 km. bungün 365 bin km. E- devleti 2008’de bakanlığım döneminde hizmete aldık. 626 kurum ve 5 bin 26 farklı kalemde hizmet veriyor. Nüfusumuzunn yarıdan fazlası 44 milyon vatandaşımız e-devletten faydalanarak ticaretle, seyahatle, devletle ilgili işlerini dairelere gitmeden görebiliyor. 2002’de ülkemizin bilgi işlem sektörünün pazarı 21 milyar liraydı. Bugün 140 milyarı bulmuş durumda. Bu Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü içinde çok yetersiz. Akıl terine daha fazla yatırım yapma ihtiyacımmız var. İzmir de bu iş için ideal. Erişimiyle ulaşımıyla, iklimiyle, yetişmiş beyinleriyle. Bir süre önce Silikon vadisinde büyük bilişim firmalarını ziyaret imkanı oldu. Binden fazla genç beyinilerimizi, mühendislerimzi görmek, yazılımar, yeniliklerde imzasını görmekten mutlu oldum. Bunların birçoğu İzmir ve Ege bölgesinden. Bu biraz buruk mutluluk. Neden genç beyinlerimiz bu maharetlerini ortaya koymasınlar, başka ülkelere gitmek zorunda kasınlar. Bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Bu beyinler ülkemizin yarınları için en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekir. Konvansiyonel şekilde çalışan şirketlerimizin, gecikmeden vermesi gereken karar değişimi yakalamaktır. Bu işimizi kaybedeceğimiz anlamına gelmez. Kat kat fazlasını elde etme fırsatı getirir. Değişimi yapamazsanız yok olur giderseniz. Akıl terini katma değere dönüştüren gençlere fırsat sağlamamız lazım. Buradaki en büyük paydaşımız üniversitelerimizdir. İYTE bu konuda merhum Özal’ın geniş vizyonuyla kurulmuş üniversitemiz. Daha da geliştirme fırsatı var. Sivil toplum kuruluşlarımızın buraya biraz daha fazla yatırım yapmasını bekliyoruz. Burasi İzmir’in geleceği olabilir. Kaynak, beyinler orada. İzmir Ticaret Odası’nın İzQ merkezleri de güzel bir girişim. İYTE ile birbirini şüphesiz tamamlayacak, işbirliğiyle güzel sonuçları İzmirimize kazandıracaktır. İzmir'in merkez olduğu bu bölgenin Türkiye'nin ihracatı için, Türkiye'nin imalatı için, Türkiye’nin kalkınması için geçmişte olduğu gibi gelecekte de lokomotif rol oynaması hepimizin arzusu. Buna altyapımız hazır. İstanbul-İzmir toyolunu hizmete açtık. İstanbul komşu kapısı oldu. Bu hat üzerinde 5 ilimiz bundan yararlanıyor. Hızlı tren çalışmammız sürüyor. Aydın otoyolunun Denizli'ye, Antalya'ya kadar uzaması da gündemde. Çandarlı'ya gidecek 80 kilometrelik otoyol bitti. Belki birçok İzmirlinin haberi yok. Bu yılın sonunda tamamen hizmete girmiş olacak. 2 yıl sonra Çanakkale Köprüsü bitiyor. Avrupa İzmir’e daha da yakınaşıyor. Yani bütün yollar İzmir’e çıkıyor. Geriye artık İzmir’in boyozunu yapmak kalıyor. Herşey var."
Dünyanın büyümediğini, 2008 sonunda başlayan krizin hala bitmediğini kaydeden Yıldırım, "Amerika'da çıktı, bütün dünyaya yayıldı, hala etkileri sürüyor. Dünya büyümesi yüzde üçün altında, küresel enflasyonun altında. Dünya yerinde sayıyor, hatta büzülüyor. Bu bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin aleyhinde bir durum. Dünya gelirinin paylaşımında adaetsizliik var. 75 milyona ulaşan mülteci varsa, arkasında küresel refahın adil dağıtılmamış olması var. Buna rağmen dünyayı yöneten ülkeler ne yapıyor. Gümrük duvarlarını yükseltiyorlar. Ticaret savaşları almış başını gidiyor. 2018 ağustosunda kur üzerinden ülkemize de bir operasyon yapıldı. Onun oluşturduğu olumsuzlukları daha yeni dengeleme sürecine giriyoruz. Bölgesel anlaşmazlıklar, iç savaşlar, bölgemiz merkezli olarak devam ediyor. BM, çözüm üretmekten aciz, bu olayları seyrediyor. Ülkeler arasındaki dijital uçurum artıyor. Teknoloji insanların mutluluğuna hizmet etmiyorsa, silaha dönüşür. Bunu müttefik bildiğimiz dostlarımızın yaptıklarıyla gördük. Türkiye memleketini terk etmek zorunda kalanlara kucak açarken, az gelişmiş ülkelere en cömert yardımı yapan ülke unvanını koruyor. Türkiye gelecek itibariyle fırsatların tehditlerden daha fazla olduğu bir ülke. Çünkü artık dünyada zenginlik batıdan oğuya doğru hicret ödüyor. 1970’li yıllarda havacılığın merkezi Amerika’ydı. Bugün Türkiye’nin bulunduğu Avrasya merkez. Üç kıtayı birleştiren bu coğrafya bütün insanlık için daha önemli hale gelecek. Bizim yapmamız gereken, etnik kimlikleri bir tarafa bırakın. Ayrılıkları bir tarafa bırakın. Ortak özelliklerimizi, ön plana çıkararak enerjimizi kendi içimizde tüketmeyecek konulara daha fazla yoğunlaşarak gelecek vizyonumuzu kurumamız lazım. Türkiye enerjisini terörle kaybetmek zorunda kalmamalı. 40 yıllık belayı gündemden düşürmemiz azım. 1.5 trilyon dolarımız gitti. Şehitlerin, hayatını kaybeden onbinlerin değeri parayla ölçülmez. Bir olma, kardeş olma, birlikte Türkiye olma zamanıdır" dedi
"İzmir’de engelleri aşa aşa bugünlere geldik" diyen Yıldırım, "Haziranın birinde İzmir'in en güzel yerinde şehir hastanesini hzmete alacağız. Ekonomk kriz var ama İzmirin yatırımları devam ediyor. Devam edecek. Menderes'te hain teröristlerin kundakladığı ormanları tekrar fidanla buluşturmak için 24 Kasım’da 850 bin genç fidanımızı İzmir'deki öğrencilerimizle, öğretmenlerimize ve bütün İzmirlilerle tprakla buluşturacağız. Ciğerimizin yandığı o toprakları tekrar suyla ve fidanla uluşturacağız. Bu etkinliğe şimdiden hepinizi davet ediyorum” dedi.

EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam da ikinci gün açılışında yaptığı konuşmada, dünya için tartışmasız çok önemli olan tarımı konuşacaklarını belirterek, “Ege’nin ortak noktası tarımdır. Türkiye ve dünya için tarım önemlidir. Tarımsal kalkınmada teknolojik gelişmeler ve bilim önemlidir. Yerel yönetimin tarımsal kalkınmaya katkısı önemlidir” dedi. Yıldırım’a seslenen Susam, hızlı tren Ankara-İzmir arasının diğer illerle bağlantısı konusunda takviye isteyen illere destek istedi, “Ayrıca Kemeraltı ile ilgili özel bir çalışma yapılıyor. Oranın restorasyonu için ayrılan bir kaynak var. Yerel yönetim, limandan başlayarak, kaleye kadar gidecek çalışmaların önemli bir kısmını yaptı, bundan sonra da devam edecek. Kemeraltı ile bütünleşecek bir çalışma, İzmir ve Ege için önemlidir Ayrılan kaynağın kullanılması konusunda desteğinizi rica ediyorum” dedi.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi konuşmasında, iki yaka bir deniz temasıyla düenlenen forumların İzmir ve Ege ile Türk ekonomisinin gelişimine katkılar sağladığını belirtti. Eskinazi, forumlara verdiği destek nedeniyle Yıldırım’a teşekkür etti. Eskinazi, Türk ekonomisindeki kırılganlığın aşılmak üzere olduğunu, faiz düşüş, ihracat rakamlarındaki seviyesinin daha güzel günlere duyulan inancı artırdığını belirterek, “Kırılganlığı gidermek için inovasyon, AR-GE ve tasarım odaklı üretime yoğunlaşmalıyız” dedi. Eskinazi, EİB olarak yaptıkları çalışmaları da anlattığı konuşmasında, Çin ile işbirliği konusunda attıkları adımları anlattı, “Hedefimiz 2023’e kadar Çin’e gıda ürünleri ihracatını 1 milyar doların üzerine çıkarmak. Enseyi karartmıyoruz. Hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar bugün bir üst akıl gerektiğini, üretim için yatırım ortamını cazip hale getirmenin şart olduğunu söyledi. Yorgancılar, hükümetin son dönem hamlelerinin takdire şayan olduğunu kaydetti, “Yeni bir vizyonu ortaya koyacak, daha iddialı ir heyecana ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek. Sanayide alım garantili modelin hayata geçirilmesi, yatırımcının tedarikçilerle oluşturacağı konsorsiyumun teşvik kapsamına alınmasını önemsiyoruz. Faizler indi, enflasyon iniyor, bunun sonucunda yatırım ortamının da olumlu hale geleceğini biliyoruz. Yabancı yatırımcılar ülkemize geldiğinde arsa ve binalarla ilgili yatırım yapmak istemiyor. Kurumlar vergisi kanununda düzenleme ve gözden geçirilmesinde yarar var” dedi.
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Tarım 4.0 ve getirdiği yeniliklerden söz ettiği konuşmasında, "Teknolojik yeniliklerin gıda ve tarım sektörüne entegrasyonunu önemiyoruz. Kooperatif ve üretici birliklerine önemli rol düşüyor. Tarım sektöründeki girişimlere baktığımızda gençlerin ilgisinin arttığını görüyoruz. Gençlere iş dünyası olarak gerekli desteği vermeliyiz. Kentimiz özellkle sektörel işbirlikleri ve kümelenmelerle son dönemlerde önemli bir sinerji yakaladı. Ticaret Odası olarak onbinden fazla üyemizin yer adığı tarım ve gıda sektöründeki sorunların çözümü için Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla işbirliği halindeyiz. Tarım sektörüyle ilgili hayallerimiz var. Tarımın ileri teknolojilerle dönüştürüldüğü, ARGE merkezleriyle öncülük yapan bir İzmir hayal ediyoruz. Yüksek teknoloji, milli inovasyon merkezi, tarımda akademik araştırmaa ve kuluçka merkezi, inovatif alanlar için araştırma enstitülerimiz olsun İzmir tarım reformunda pilot il ilan edilsin. Geleceğimiz çocuklarımıza güzel bir dünya bırakmak, ortak hedefimiz. En çok güvendiğimiz projemiz İZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezleri. Geleneksel tarım yöntemlerini bu merkezde girişimcilerimiz ve büyük firmaların uluşmalarına aracılık ederek teknolojik yöntemlere dönüşmesini sağlayacağız. Bunun İzmir için büyük fırsat olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: