Bilim kurulu üyesinden açıklama
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, koronavirüs semptomlarını göstermeyen ama virüs taşıyan kişilerin yarattığı bulaşma riskine ilişkin, "Attıkları virüs miktarı sanki biraz düşük. Büyüklerimiz kadar hastalandıklarında virüs bulaştırmıyorlar gibi görünüyor. Bu da şu anlama geliyor, biraz daha az bulaştırıcı olabilir ama 'bulaştırmıyorlar' anlamında değil" dedi.
Yayınlanma :
11.06.2020 12:35
Güncelleme :
11.06.2020 12:35


Ateş Kara, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), koronavirüs semptomlarını göstermeyen
hastalardan virüs bulaşmasının çok nadir olduğu yönündeki açıklamalarını DHA'ya
değerlendirdi. Prof. Dr. Kara, asemptomatik hastaların koronavirüsü başkalarına
bulaştırdıklarını belirtti. Normalde viral enfeksiyonların çoğunluğunun,
öncelikle çocuklarda başladığına ve onları daha çok etkilediğine dikkat çeken
Prof. Dr. Kara, "Çocuklar, bu virüsleri yetişkinlere oranla daha çok
bulaştırıyor. Koronavirüste farklı bilgiler ortaya çıkmaya başladı. Diğer
virüslerden farklı olarak büyüklerimiz hastalandıklarında bu virüsü daha fazla
atıyorlar (bulaştırıyorlar). Diğer enfeksiyonlarda genellikle büyüklerimiz
hastalanıyordu ama virüsü daha az atıyorlardı. Çocuklar hastalanıyorlardı
virüsü çok daha fazla atıyorlardı. Koronavirüste, çocuklar daha az
hastalanıyor, virüsü daha az atıyorlar. Büyükler daha kolay hastalanıyor, daha
ağır geçiriyorlar ve daha çok virüs atıyorlar. Hastalığı geçiriyorsanız,
emptomlarınız ağırsa ve yaşınız büyükse virüsü daha uzun süre ve daha yüksek
miktarlarda atıyorsunuz. Bu da şu anlama geliyor, sizin bir başkasına bulaştırmanız
daha kolay. Semptomunuz var ama çok fazla değil, semptomunuz var ve fazla ama
aynı yaşlardasınız. İkisi de aynı oranlarda atıyor" diye konuştu.'Bulaştırmıyorlar anlamınaNormal
viral enfeksiyonlarda semptom göstermeyenlerin, semptom gösterenlere oranla
virüsü daha az oranda bulaştırdığını kaydeden Prof. Dr. Kara,
"Semptomu olmadan virüsü alan ve hiç semptom geliştirmeyen yani tamamen
dışarıdan baktığımızda sağlıklı görünen ama virüsü taşıyan kişiler
var. Normalde bizim viral enfeksiyonlarda bu kişiler virüsü semptom
gösterenlere göre bir miktar az atıyorlar. Semptom göstermeyen, herhangi bir
bulgusu olmayan ama virüsü taşıyanların rakamı yüzde 30'lara kadar gelebiliyor.
Bu kişiler virüsü atıyorlar ama şunu gördük biz; Attıkları virüs miktarı
anki biraz düşük. Büyüklerimiz kadar hastalandıklarında virüs atmıyorlar gibi
görünüyor. Bu da şu anlama geliyor, biraz daha az bulaştırıcı olabilir ama
'bulaştırmıyorlar' anlamında değil. Diyelim ki büyükler iyileştikten sonra 14
gün daha virüs atmaya devam ediyorlar. Bu kişiler ise ortalama 7 gün gibi
nadiren 10 güne varan şekilde atıyorlarmış gibi. Bu atış da gittikçe
azalıyormuş gibi görünüyor. Bulaştırma rakamları sanki biraz daha düşük,
bulaştırma süreleri de sanki 7 gün civarında yani biraz daha kısa gibi
görünüyor" ifadesini kullandı.'Teorik de olsa riskin olabileceğini düşünmeliyiz'İyot
eksikliğinin koronavirüs riskini artırdığı yönündeki iddiaları da değerlendiren
Prof. Dr. Ateş Kara, kanıtlanmış bir bilimsel çalışma olmadığını söyledi. Prof.
Dr. Kara, "İki şekilde değerlendirmek lazım. Bir hastalığı daha kolay
alabilirler, iki aldıklarında hastalığı daha ağır geçiriyor olabilirler. Buna
yönelik kesin olan bir bilimsel verimiz yok elimizde. Ama baktığımız zaman
iyotun vücudumuzdaki faydalarını düşündüğümüz zaman teorik de olsa riskin
olabileceğini düşünebiliriz ama bunun gösterildiğini, kanıtlandığını söylemek
bugün için mümkün değil. İyot eksikliğinin önüne geçmek için, mesela Türkiye'de
tuzun iyotlanması, ki bu çok büyük bir başarı sağlamış vaziyette"
ifadesini kullandı.Kan grubuyla ilişkisi var mı?Prof.
Dr. Kara, kan grubuna göre koronavirüsün bulaşma oranı hakkında çıkan
çalışmalara ilişkin de şunları söyledi:"Buna
yönelik iki büyük çalışma çıktı. Bu çalışmalarda belirli kan gruplarının biraz
daha hastalığı kolay aldığı ve ağır geçirebilecekleri yönünde iddia ortaya
çıktı. Diğer çalışma sadece koronavirüsün kolay alındığını gösterdi. Özellikle
'A' kan grubunun riskinin yüksek olduğunu, '0' grubunun riskinin düşük olduğu
veriler geldi. Bu olabilir mi, baktığınız zaman şöyle değerlendirmek lazım, kan
grubunu gösteren yapılarda aslında hücrelerin yüzeyindeki aynen bu
koronavirüsün vücuda girmesi için kullandığı, 'kapı' diyoruz, onun gibi ama
onunla çok ilişkili değil, vücudun hücrelerinde ve belirli hücrelerinin
üzerinde bulunan yapılar. Bunların gelişmesinde yaşadıkları süreçte virüsün
hücre içine girdiğindeki süreci bir miktar yansıtıyor. O bakımdan ilişkili
olabilme ihtimali var. Bu çalışmalarda eldeki verilere bakıldı. Kaç kişi
hastalanıyor, o hastalananlar arasında kan gruplarına bakılarak
değerlendirildi. Bu çalışmalar hata olabilecek çalışmalar ama bugün için
öyle bir veri sunuyorlar. Biraz daha detaylanması lazım, bizim
'A grubundaki kişiler hastalığı çok daha kolay alıyor ve daha
ağır geçiriyor' dememiz için."
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: