Olay, 2018 yılında Gaziantep'te özel bir hastanede meydana geldi. İddiaya göre, 4 yaşındaki Hüseyin Beyaz, yapılan bademcik ameliyatının ardından gelişen komplikasyonla yaşanan kanama sonucu solunum yolunun tıkanması nedeniyle beyni oksijensiz kalarak engelli kaldı. Yaklaşık 7 yıl önce yaşanan olay sonrası yargı süreci başladı.
Hastanın ailesi ihmal iddiasıyla davacı oldu, mahkeme rekor tazminata hükmetti
Küçük çocuğun ailesi, ihmali olduğu ve tıbbi yanlış uygulama yapıldığı iddiasıyla hastane ve hekim H.B.'den şikayetçi olarak tazminat davası açtı. Hastane ve hekim ise kanamanın ameliyatın komplikasyonlarından kaynaklandığını savunarak iddiaları reddetti. Tarafların savunmaları, adli tıp raporları ve bilirkişi raporlarının ardından görülen duruşma sonrası mahkeme heyeti ameliyatı gerçekleştiren hekimi sorumlu tutarak yasal faizleriyle birlikte yaklaşık 109 milyon TL'yi bulan rekor bir tazminat ödemesine hükmetti.
Bademcik ameliyatı sonrası engelli kalan küçük Hüseyin'in ailesi ilk kez konuştu
Küçük çocuğun babası Ömer ve annesi Kübra Beyaz, 7 yıllık sürede yaşadıkları zorlu süreci ilk kez anlattı. Geçen zamanda ameliyat öncesi hiçbir sıkıntısı olmayan çocuklarının ameliyat sonrası yatağa bağımlı kaldığını belirten acılı anne-baba, gündem olan tazminat miktarına yönelik tepkilere cevap verdi. Acılı aile, "Değil 109 milyon, dünyaları da verseler oğlumuzun sağlığı yerine gelmeyecek" derken yatağa bağımlı küçük Hüseyin'in içler acısı hali ise yürekleri dağladı.
"Kanama sonrası oğlumun her şeyini kaybettik"
Yaşanan süreci anlatan baba Ömer Beyaz, "7 yıl önce Gaziantep'te oğlumu bademcik ameliyatı için özel bir hastaneye götürdüm. Sonrasında ameliyat oldu ve 3 gün sonra şikayetlerle çocuk hastalıkları bizi servise yatırdı. 7. günün sonunda da Hüseyin'de çok ciddi anlamda bir kanama meydana geldi. Yani kanama o kadar şiddetliydi ki hemşireyi çağırdıktan sonra hemşire bile hiçbir şey yapamadı ve bize Hüseyin'i çok hızlı bir şekilde acil servise indirmemizi söyledi. Ben de Hüseyin'i hemşirenin yönlendirmesi sonucu çok hızlı bir şekilde acil servise indirdim. Kanamadan sonra yaklaşık 20 dakika kadar oğlumun kalbi durdu, kalp masajı yapıldı ve sonrasında da 60 gün kadar bir Adana Balcalı'ya sevk ettikten sonra yoğun bakımda kaldı. Bu süreçte biz oğlumun her şeyini kaybettik" dedi.
"Oğlumdan geriye elimizde sadece zaman zaman bize gösterdiği bir gülümsemesi kaldı"
Olay sonrası oğlunun tamamen yatağa bağımlı hale geldiğini ve sadece çok nadiren gösterebildiği gülümsemesiyle avunduklarını söyleyen acılı baba Beyaz, "Artık oğlum göz teması kuramıyor, görme duygusunu kaybetti. Ağızdan 7 yıldır hiç besleyemedik oğlumu. Hiç hareket edemedi, hareket kabiliyetini de kaybetti, konuşmayı da kaybetti. Yani bir çocuğun yapması gereken her şeyi, bir insanın, sağlıklı bir insanın yapması gereken her şeyi kaybetti. Elimizde sadece bir gülümseme kaldı zaman zaman bize verdiği. Ağlama duygusunu bile kaybetti" dedi.
"Keşke biz bu rakamı almasak da oğlum gelip benden sadece 1 TL harçlık isteyebilse"
Olayı yargıya taşıdıklarını ve dava sürecinin 7 yıl devam ettiğini de belirten baba Ömer Beyaz, özellikle tazminat miktarının çok konuşulmasına tepki gösterdi. Oğlunun tüm insani fonksiyonlarını kaybettiğini ve bunun maddi hiçbir değerle kıyaslanamayacağını belirten baba, "Yaşanan olayda biz tabi davacı olduk süreçte. Ve olay 2 defa adli tıpa, 1 kere de heyete gitti. Ve sonuçta da tüm bu değerlendirmeler sonucunda 7 yıl süren bir adalet arayışımızın sonucunda haklılığımız kanıtlandı. Hem hastane hem doktor ağır kusurlu bulundu. Mahkeme 37 milyon TL'lik bir tazminata hükmetti, yani kazandığımız rakam 37 milyon TL. Bu tazminat bedelinin aslında oğlumun, bu zamana kadar ve bundan sonra bakıcı giderleri ve sağlık giderleriyle ilgili bir rakam olduğunu söyleyebilirim. Son zamanlarda bu rakam çok farklı lanse ediliyor. Toplum barışını etkileyecek şekilde sanki bir meslek grubuna yöneltilmişçesine bir algı oluşturulmaya çalışıyor ama ben öncelikle şunu söylemek isterim. Ben işini layıkıyla yapan doktorlardan her zaman 'Allah razı olsun' diyorum ve demeye de devam edeceğim. Ama ortada çok büyük hata var. Yani Adli Tıp Kurumu'nun gönderdiği raporda 10'a yakın bariz hata var ve bir doktorun yapmaması gereken hatalar var. Bu rakam bizim için gerçekten hiçbir anlam ifade etmiyor. Şunu söyleyeyim. Keşke biz bu rakamı almasak da oğlum gelip benden sadece 1 TL harçlık isteyebilecek pozisyonda olsa. Bu insanı gerçekten çok üzüyor. Yani bizim 7 yıldır yaşadıklarımızı bir kenara bırakıp sadece tazminatı konuşmak, sadece bu süreci anlatmak, sanki burada hatalı biz de mağdur karşı tarafmış gibi bir algı oluşturmak gerçekten insanlıktan, insani değerlerden çok uzak olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi oğlum her şeyini kaybetti. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bizim için. Gelinen noktada maalesef sanki hatalı bizmişiz gibi, bir çocuğun hayatı mahvolmamış gibi, bir anne babanın, bir kardeşin, bir ailenin hayatı yok olmamış gibi sadece tazminatın konuşulması gerçekten beni çok üzüyor" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: