İzmir Kent Haber- İlkem Baydarlı Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan koronavirüs salgınında aşı çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Son olarak Türkiye’nin 50 Milyon adet Çin aşısı olarak bilinen “Sinovac” aşısını aldığı bilgisi herkesin aklında cevaplaması gereken soruların oluşmasına neden oldu. Pek çok ülke milli aşısını üretmek için çalışmaları hızlandırırken aşıların ne zaman tamamlanıp halkla uygulanabileceği henüz netlik kazanmadı. Aşı çalışmalarındaki son durum, aşıların yan etkileri gibi sorular artmaya devam ederken, Ege Üniversitesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Üyesi ve Aşı Bilim Derneği Başkanı Prof. Dr Adnan Yüksel Gürüz, İzmir Kent Haber Stüdyolarında yayınlanan Mikail Karadaş ile Kent Ve Gündem programında merak edilenleri yanıtladı.
Prof. Dr Adnan Yüksel Gürüz, aşı çalışmalarında gelinen son durumu anlatırken, aşıların içeriklerini ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna açıkladı.
“Aşının Nisanda gelecek ifadelerini iyimser buluyorum”
Türkiye’de de faz 3 aşı çalışmalarının sürdüğünü belirten Prof. Dr Adnan Yüksel Gürüz,“ Sinovac aşısı 25 merkezde aşağı yukarı bin 200 kişiye uygulandı. İzmir’de de Ege Üniversitesi ve Tepecik Araştırma Enstitüsü’nde bulunuyor. Bu testler hala faz 3 çalışması sürdürülen aşılardır. Önümüzdeki hafta içinde "Körleri" açılacak Körlerin açılması sonucunda kimlere Plasebo (ilaçsız insana zarar vermeyecek bir madde) Bir kontrol grubu bir de ilacın aslının verildiği grup var o grup "Kör" dediğimiz grup. Ama kör mü yoksa Plasebo mu uygulanacak kimse bilmeyecek. Yalnızca üstteki kontrol eden kısım bilecek. Çünkü Plasebo yapılması sonucunda ateşi çıkan birine bu aşı ateş yapıyor diye yazmanın anlamı yok. “ dedi.
Prof. Dr Gürüz, Sinovac aşısının yan etkilerinin azlığından bahsederek, “ Türkiye’ye gelecek olan Sinovac aşısının yüzde 3’ler düzeydinde yalnızca aşı yerinde ağrıya neden olduğu bildirildi. Bir iki tane çok hafif alerjik reaksiyonlar görüldü, bir de hastanede kaldıktan sonra taburdu oldular.” İfadelerini kullandı
Prof. Dr Gürüz, “İnaktif aşıyı aynı Çin aşısına benzeyen aşı, Prof. Dr AYKUT ÖZDARENLİ tarafından Erciyes Üniversitesi'nde faz1 çalışmaları başlatıldı. 50 gönüllüye uygulandı . Sonuçların iyi olduğunu biliyorum . Her ne kadar aşı nisan ayında gelecek gibi görünüyorsa da ben bu sürecin iyimser olduğunu düşünüyüm.” Dedi.
Veriler saklanıyor
Prof. Dr Gürüz, verilerin saklandığın değinerek, “Bildiğim, gördüğüm ve açıklandığı kadarıyla herkes şu an verilerini saklıyor .Herkesin önünde bunları konuşmuyoruz. Verilerimizle ilgili tüm detayları Sağlık Bakanımıza ve rektörümüze sunuyoruz. “dedi.
“Çin aşısı yabana atılacak bir aşı değil”
Prof. Dr Gürüz, Çin aşısı hakkında açıklama yaparak, “Çin’in inaktif aşılarda alt yapıları çok sağlam. Çin aşısının yabana atılacak bir aşı olmadığı kanaatindeyim. BioNtech aşısı ise saklanması zor ve saklanma maliyeti yüksek bir aşıdır. Çin aşısı ise daha kolay saklanılabilir bir aşıdır. Oxford astrazeneca aşısı da Sinovac gibi saklaması kolay bir aşıdır. Moderna aşısının bile evlerimizdeki buzdolaplarında saklanabilme özelliği var. “ dedi.
Aşıların dünya genelinde lisansı yok
Prof. Dr Gürüz, “Dünya Sağlık Teşkilatının son verilerinde faz1’ de 40, faz2’de 16 aşı, faz3’ te 14 aşı var sınırlı onaylı ya da erken onay almış 6 aşı var . Kanada da BioNtech aşısını onayladı. Bir tane onaylanmış aşı var fakat şu ana kadar hiçbir aşının dünya genelinde lisansı yok. Sputnik V, Sinovac, Sinopharm’nın aşısı erken kullanım onay izni aldılar. Bunların sakıncaları var mı ? Elbette var. Lakin hastalık çok ciddi ölümlere neden oluyor. Bugüne kadar ki testlerde aşağı yukarı yüzbinlerce gönüllü insan çeşitli aşılarla aşılandı onların sonuçlarını bekliyoruz. Daha hiçbirinin sonuçları bilimsel güvenilir olan bir kaynakta resmi olarak açıklanmadığı için kimse yorum yapamıyor .Bir aşı diyor ki “ yüzde 90 koruyorum” bir diğeri “yüzde 95” bir başka aşı “şu dozda verirsem yüzde 60 koruyor, bu dozda yüzde 92 korudu” diyor. Lakin bu verilerin hepsi ham veriler olduğu için bilim insanları tarafından yorumlanması lazım. Her ülkenin sağlık bakanlıkları var. Bunların bir takım ön testleri var bugün FDA’ın ya da Avrupadaki yorumcuların görüşleri “ Var olan aşıların olumlu olduğunu ama hangisi için bu aşı kullanılmalı diyemiyoruz “tarzı açıklamaları var. “sözlerini kaydetti.

Türkiye milli aşı çalışmalarını desteklemekten çekinmiyor
Prof. Dr. GÜRÜZ, “Şu anda hastalık ciddi öldürüyor. İnsanlarda ciddi sekel bırakabiliyor, hastalığı geçirenlerin ciğerlerinde ileriye dönük sorunlar çıkabilir bunların hepsi çok ciddi insan gücü kaybına yol açtı. Turizm, sanayi, üretim insan gücünün üretimi bunlar hepsi askıya alındı. Bunları ortadan kaldırmak içi tüneli ucundaki ışığa doğru koşmamız gerekli. Burada hangi aşı diğerinden daha iyidir bilemiyoruz çünkü aşıların karşılaştırıldığı bir çalışma yok. Bizim ekibimiz günde minimum 14-15 saat çalışıyor . İlk defa Türkiye aşılarla ilgili bu kadar güçlü bir destek verdi. Cumhurbaşkanı ve bakanlıklar tarafından bize çok büyük destekler sağlandı . 8-9 tane merkezde Türk aşısıyla ilgili çalışmalar var. “ dedi.
Türkiye’de 2’nci faza geçmiş aşı çalışması olmadığına değinen Prof. Dr. GÜRÜZ, “ Ben aşıların nisan ayını geçeceğini düşünüyorum Bizim aşımız en erke mayıs sonunda anlamlı hale gelecek. Hayvan testlerimiz oldukça iyi geçti sonraki süreci de göreceğiz. Faz 1 çalışmaları da şubat ayı gibi olacak görünüyor. Türkiye geçmiş domuz gribi aşı tecrübesinden çok büyük ders çıkardı. Bu yüzden kendi aşılarımıza yatırım yapılıyor .” açıklamasını yaptı.
“Dünyada aşılar üzerinden Allah rolü oynamaya çalışan bir grup var “
İnsanların aşının siyasi bir malzeme olarak kullanılmasından endişe duyduklarının altını çizen Prof. Dr. GÜRÜZ, “ Tükiye hariç pek çok ülke aşıları özel sektör üzerinden yapıyor. Bizler bu aşları pahalıya alacağız. . Moderna 20 dolar, BioNtech 20 dolar civarında olacak. Dünyanın zengini ve fakirine ulaştırma aşamasında Allah rolünü oynamaya çalışan birgrup var. Bu kimsenin haddi değil. Bu aşıların tüm insanlık için kullanılabilir olması gerekir.” Dedi.
Aşıların uygulanma kriterleri
İlk zamanlarda Oxford/ Astra Zeneca aşısının çok önde olduğunu ama yan etkilerinde dolayı aşı çalışmalarının durdurulduğunu hatırlatan Prof. Dr. GÜRÜZ, “ Dünya sağlık örgütünün ve Amerika’daki aşı araştırmalarındaki hedefin mevcut bir aşının yüzde 50’nin üzerinde koruyucu olması yönünde. Bugüne kadar pek çok firma yüzde 90 ve üzerinde koruyuculuk açıkladı. Gameya-Sputnik V aşısını olacaklar, aşıdan önce 14, aşıdan sonra 28 gün toplamda 48 gün alkol almamalıdır.
Sinovac aşısının 3.faz’ında da ön kriterler var.Aşının etkinliğini bozabilir olduğu için ; 18 yaşüstü, gebelik olmaması ve alkol – uyuşturucu madde bağımlılığı olmamasışartı koyuldu. “ dedi.
“Kimse ölüme terk edilmeyecek
"Alkol - madde bağımlılarında aşının etkili olmaması gibi olursa ne olacak ? "sorusuna yanıt veren PROF. Dr. GÜRÜZ, “Aşılar kullanılmaya başlandıktan sonra bile firmaların takibinde olacak ve geliştirilmeye devam edecek. Hamileler , çocuklar ve alkol bağımlıları için de uygulanabilir olan aşılarda geliştirilecektir. Kimse ölüme terk edilmeyecek” sözleriyle her kesime aşının geliştirileceğini belirtti.
Aşı karşıtlığı bir kara propaganda aracı
Aşı karşıtlığının “Benim vücuduma dokunamazsınız yaptırmamak benim kararım” ifadesinin haricinde bir kara propaganda aracı da olabileceğini söyleyen Prof. Dr GÜRÜZ,” Bir takım gruplar aşının yan etkilerinin genetik bozukluklar yapabileceği ifadeleriyle insan üzerinde korku ve kaos yaratmayı hedefliyor. Evlerimizdeki tencerelerde bile çok daha fazla zararlı madde hatta civa var. Bu argümanlar konuyla ilgili fikri olmadan insanların aklını karıştıranlardır. Herkesin aşıyı kabul etmeme haklı olsa bile aşıyı yaptırmak toplumsal sorumluluktur. Yüzde 67’nin altında aşı olmazsa bu enfeksiyona karşı savaşı kazanmak mümkün değil. “ diyerek açıklamalarına son verdi
Yorumlar
Kalan Karakter: