Sevgili okuyucularım uzun zamandır sizlerle buluşamadık. Akademik takvimdeki yoğunluk, kızımın ameliyatı, son 20 yılda ilk defa 4 günlük izin kullanmam bu hasreti yarattı. Gündemin ekonomik boyuttaki baskısı ne yazık ki bizleri SARS-CoV-2’nin kabusundan sıyırdı. Dövizle en işi olmadığı düşünülen! kişilerin (apartman görevlisi, emekli işçi/memur, çiftçi, mavi/beyaz yakalı bordrolular) malum dövizle maaş almayan herkes çektiği sıkıntının daha da büyüyeceğini hissedince hastalık ve ölüm korkusu unutuldu. Üst üste gelen doğal gaz, akaryakıt, elektrik, ham madde, ulaşım/lojistik zamları evdeki tuzdan, dolaptaki buza kadar her ürünün fiyatlarını katladı. Vadeli işlem kalmadı, yaşam vadesini kimse umursayacak durumda olamadı. Son yazılarımdan birinde vatandaşlarımız 2 değil, 3 değil, 4 değil 7 aşı olsa bile aynen 7 Kocalı Hürmüz şarkısında olduğu gibi,tam korunma söz konusu değil diye görüşümü yazmıştım. Çünkü Afrika’da aşılanma oranları %1 düzeyinde, dünya nüfusunun %40’ıaşı karşıtı, ayrıca aşılananların pandemiyi atlattık umursamazlığı ile MASKE-MESAFE-HİJYEN (MMH) kurallarına riayet etmemesi tehlikeyi katlayarak gündemde tutuyor.Son 2 yaz dönemininsonrasında ve uzun tüm tatillerin dönüşünde tırmanışa geçtiğini gördüğümüz COVID-19 halen Türkiye’de 25-30 bin günlük vakaya(yapılan PCR testlerinin yaklaşık %10-11’i) ve ortalama 220 vatandaşımızın can kaybına neden olmaktadır. Aşılama hiç şüphesiz ki, korunmadaki en önemli silahımızdır, bunun kişilere (nüfusun en az %70-75’ine), en kısa sürede yapılması gerekliyken dünyadaaşılamayı ciddiye alan ülkelerde bile 2 yıldır bu orana ulaşılamamış olması salgının sönmesine etkili olamadı. Tabii mali kaynak yetersizliği, iğne, enjektör, flakon üretiminde yetersizlikler, rivayet o ki veteriner aşı üretimi için kullanılan sarf malzemelerinden kesinti yapılarak bu üretim hatları COVID-19 aşısı üretimine tahsis edildiğinde veteriner aşılarında ciddi sıkıntı oluşmuş. Her platformda uyardığım noktayı tekrarlayacağım; her yeni hasta yeni mutasyonlara ve farklı varyantların ortaya çıkmasına neden oluyor. Dünya genelinde tüm ülkeler ekonominin, siyasetin el verdiği oranda kapanma veya MMH yaptırımlarına dönüşe başladı. Bu arada piyasadaki maskelerin büyük bir kısmı çöp. Maskenin iç dış katmanındaki Spunbond ve ortada esas filtrasyonu sağlayan meltblown kumaşların kalitesizliği veya yerine işlevsiz kumaşların kullanılması dışında fullultrasonik yapıştırma, tam otomatize paketleme hak getire. Büyük firmalar bu beklenmedik gider kapısında binlerce işçi için milyonlarca maske almaya kalktıklarında ucuza kaçarak bunun yaratacağını iş günü/gücü kayıplarını şimdilik halının altına süpürmeyi tercih ediyorlar. Kızgın ekonominin sıkıntısına bir de işgücü kayıpları çıkacak. Portekiz liginde Belenenses’de14 oyuncu COVID-19 pozitif olunca maça 9 oyuncu ile çıkabilmiş ve Benfica’ya karşı ilk yarıyı 7-0 geride tamamlamış ve 2. yarıda sahada 6 oyuncu kalınca maç hakem tarafından bitirilmiştir. Dün itibariyle Türkiye 5 Afrika ülkesinden girişi yasakladı, Avrupa’da bu tedbirleri hayata geçirdi. Yeni varyant, B.1.1.529,OMICRON adıyla yaşamımıza girdi. Dünya genelinde SARS-CoV-2 Virüs evrimi izleme teknik tavsiye grubu (TAG-VE) düzenli olarak virüsün tüm mutasyonları izleyerek, virüsün olası davranış değişiklikleriyle ilgili bilgilendirme yapıyor. Bu konuyla ilgili toplantısını da 26 Kasım 2021’de yapan kurul bilgilendirmeyi ilgili ülkelere yaptı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 24 Kasım 2021’de, Güney Afrika’daki Omicron varyantının bilgisini paylaştı. Güney Afrika sonuncu tepe noktası Delta varyantı ile olan 3 dalganın da odak noktası durumunda. Son haftalarda 4. dalganın tepe noktasına giden bir eğilimde de B.1.1.529 varyantının devreye girdiği görüldü. İlk pozitif örneğin 9 Kasım’da bir hastadan alındığı anlaşıldı. Afrika’daki dağınık yaşam ve tanısal zorlular göz önüne alındığında bu varyantın uzun zamandır hayatımızda olduğunu düşünüyorum. Yakın çevremde de geçen hafta 3 kişi pozitif çıktı. Etken varyant bilgisine ulaşamadım sanırım Delta halen Türkiye’de baskın suş.
B.1.1.529 varyantına gelince, önceki baskın varyantlarda görülenlerden çok daha fazla mutasyona rastlandı. Özellikle bazı mutasyonların reenfeksiyona neden olacak şekilde gerçekleştiği saptandı. Güney Afrika’nın her bölgesinde varyanta rastlanması durumun ciddiyetle izlenmesini gerektiriyor.Tanıda yaygın olarak kullanılan PCR yöntemleri bu varyantıtespit edebiliyor,sık kullanılan bir PCR testi hedeflenen 3 genden birini (S geni devre dışı veya hedef hatası veriyor) görmüyor, yani test bu ayakta çalışmıyor, ama diğer iki hedef gen pozitif, bu S geni negatif olması, OMICRON varyantını işaret ediyor. Bu varyantın saptanmasında, diğer dalgaları yaratan varyantların saptanmasına göre daha kısa sürede tanı konuluyor. TAG-VE ve DSÖ tüm ülkeler ve yetkili laboratuvarla ortak çalışarak varyantın durumunu tespit etmeye çalışıyor. Afrika ülkelerine kapılarını kapatan batılı ülkelere DSÖ bu uygulamadan vazgeçmelerini, varyantın daha bulaşıcı veya öldürücü olduğuna dair kesin bir bulgunun olmadığını söyleyerek karşı çıkıyor. TAG-VE,B.1.1.529 varyantının SARS-C0V-2’de ciddi tehlikeli değişime neden olduğunu DSÖ’üne raporlayınca, DSÖ bu varyantı dikkat edilmesi gerekli varyant (VOC=Variant of concern) statüsüne alaraka adını OMICRON olarak belirledi.
DSÖ, ilgili ülke birimlerinin dolaşımdaki SARS-CoV-2 varyantların daha yakından takip edilmesini, taramaların yoğunlaştırılmasını, elde edilen verilerin tüm detayları ile tüm genom sekansının paylaşılmasını, VOC ile enfekte olan hastaların tüm verilerinin düzenli tutularak paylaşılmasını, potansiyel VOC’lerin COVID-19 üzerine etkisinin (tanı, tedavi, nötralizan antikor, immün yanıt gibi, detaylı olarak araştırılması için uluslararası camiayla ortak saha çalışma olanaklarının yaratılmasını, halkın MMH kurallarına uymasında daha dikkatli olunmasını, çalışma ve ortak alanların temiz hava sirkülasyonunun sağlanması konusunda titizlikle durulmasını talep etmektedir.
Mevcut bilgiler ışığında aşıların yeni varyant üzerinde de etkin olduğu, etkinliğin mutasyonların yerleşim yeri nedeniyle sadece S proteine yönelik hazırlanmış aşılarda biraz düşebileceği, inaktif aşıların bu aşamada etkinliğinin çok fazla düşmeyeceğini,mRNA aşılarının, inaktif aşılara göre daha yüksel ve uzun süreli immünite bıraktığının bu aşılama sürecinde net olarak görülmesine rağmen halen bu eski dost inaktif aşıların pabucunu dama atacak kadar alkışlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Sizlerden kişisel olarak önce kendi sağlığınız, sonra da toplumun sağlığı için hangi aşıyı seçerseniz seçin, ama lütfen iki tam doz aşınızı olun.
Sağlıklı günlerde görüşmek ümidiyle...