Eleştiri düşüncenin ürünüdür, düşünce aklın, akıl imanın, iman dinin ürünüdür.
Bu coğrafyada maalesef kutsal değerler hep aşağılanır ama yaşayanlar üzerinden hiç eleştirilmez, bir inanç diğerini aşağılar, küçümser, yok sayar ama eleştiremez. Şarkıda söylendiği gibi;
Ya dışındasındır çemberin
Ya içinde yer alacaksın
Kendin içindeyken, kafan dışardaysa
Çaresi yok kardeşim!
Her akşam böyle kederlenip, mutsuz olacaksın
Böylece emniyetleri özgürlüklerine kurban edilmiş koca bir mutsuzlar ordusu ‘yaratılır’. Hem içinde olup hem eleştirmek ihanete eşdeğer toplumsal reaksiyonlara maruz kalır.
Halbuki bir inancı yüceltmenin yolu onu eleştirenleri küçümsemekten geçmemeli, insanı yok ederek bir inancı var edemezsiniz. Herkes sizin gibi olacaksa bu coğrafyada artık hikâye yazılmayacak mı? Sadece sizin pencerenizden görünen bir dünya, insan olmak için yeterli mi?
Evet belki sizin sığınağınızda kalarak emniyetli bir hayat sürdürülebilir, fakat erdem sahibi insan asla olunamaz. Erdemli insanların yol hikayeleri vardır önce kendi düşünce dünyalarında başlayan. Erdemli insanların keşifleri vardır, haritaları önce yüreklerinde ve kendi düşünce dünyalarında çizilmiş.
Şimdi bütün bunları bir kenara atalım ve sizin sığınağınızda emniyette mi yaşayalım? Ruhu ölüme mahkûm edilmiş düşünmenin ‘’akıl etmenin’’ özgürlüğü elinden alınmış hangi insan emniyettedir?
Siz erdem yolculuğunun referansı olduğunu düşünen faniler ‘hikmetinden sual olunmaz’ lafının yeni muhatapları sizler misiniz?
Ağzına yüreğine sağlık değerli Abım.