Salı günü İP, TBMM grup toplantısında genel Başkan Meral AKŞENER, bırakın haddini aşmayı, edepsizlik, haysiyetsizlik ve kansızlık ederek Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında mesnetsiz ve ahlaksız bir teşbihte bulundu. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanını, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren katil bir devletin başbakanına benzeterek kökü derinlerde olan kin ve nefretini açıkça ortaya koydu. Demokrasilerde siyasi rakibinizin politikalarını, siyaset yapma şeklini eleştirebilirsiniz. Hükümet edenlerin yanlışlarını ortaya koyarak, bir sonraki seçimde, seçmenlerin oylarını size vermelerini talep edebilirsiniz. Ama milletin çoğunluğunun oyunu almış, hem de AKŞENER ve ortaklarının bin bir türlü yalan ve entrikasına rağmen Cumhurbaşkanı seçilmiş bir zatı, ellerinde müslümanların, kadın ve çocukların kanı olan bir katile benzetemezsiniz.
Ancak görünen o ki, emir aldıkları mahfil aynı olan İP, CHP, HDP, PKK ve diğerleri Recep Tayyip ERDOĞAN ve Cumhur ittifakı düşmanlığını öyle bir seviyeye çıkarmışlar ki davranışlarında ne basiret kalmış, ne de infial halindeki bu kin ve düşmanlığın kendilerini götüreceği noktayı anlayacak bir izanları var. Aslına bakarsanız bunda anlaşılmayacak bir şey yok. FETÖ denilen dünyanın en gelişmiş terör örgütlerinden birinin lideri tarafından siyaset sahnesine çıkarılan, siyasi hayatı boyunca örgüt tarafından desteklenen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da, MHP’yi ele geçirmek için kendilerine bağlı yargı mensuplarını kullanarak MHP genel başkanlığına getirilmek istenen, bunu başaramayınca MHP’nin bölünmesini sağlayarak İP’i kurdurup Meral AKŞENER’i de partinin başına getiren örgüt bütün bu lütuf ve ihsanın karşılığını isteyecektir.
Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Türkiye de şu an muhalefet durumunda olan bütün odaklar, yani millet ittifakı dedikleri ortaklığın bütün bileşenleri aynı merkezden idare edilmektedir. Bu ortaklığa günümüzün CHP’si başta olmak üzere İP, HDP ve dolayısıyla emir aldıkları PKK, DHKP/C, Ahmet DAVUTOĞLU’nun gelecek Partisi ve Ali BABACAN’ın DEVA partisi dahildir. Bir önceki seçimde bu ittifaka destek veren SP ise hakikati anlamış olacak ki şu sıralar ayrılık sinyalleri veriyor. Görünen bu manzarayı iyi analiz edersek hepimiz hakikatın ne olduğunu bütün çıplaklığıyla görmüş oluruz. Sağcısıyla, solcusuyla Milletimizin ekseriyeti tarafından TBMM’de bulunmalarına bile tahammül edilemeyen bölücü terör örgütünün temsilcileriyle aynı çizgide siyaset yapanları, PKK ile ittifak kuranları yüce Türk milleti asla affetmeyecektir. Evlatlarımız, Suriye’de, Irak’da ve ülke içinde, bu katil sürüsü eşkıyalarla savaşıp Şehit ya da Gazi olurken, bunlarla birlikte hareket edip adına da demokrasi diyenler tek kelimeyle ihanet içerisindedir. Lafı eveleyip, gevelemeden, dala budağa sarmadan söylersek hakikat budur.
ABD ve AB’nin görmek istediği Türkiye modeli bizdeki muhalefetin düşündüğü Türkiye’nin aynısıdır. FETÖ’ye ve PKK’ya sahip çıkıp, sınırsız destek veren ABD ve AB ülkeleri hiç saklama gereği duymadan Recep Tayyip ERDOĞAN düşmanlığını açıkça dile getirmektedirler.
Salgının da etkisiyle ekonomik olarak zor durumda olsak da ben bu sıkıntılardan kurtulmanın yegane çaresinin Cumhur ittifakının yanında olmakla mümkün olacağına inanıyorum. Zira diğer tarafın çizgisi bellidir. Ülkemizin dünyada kazandığı saygınlığı yok etmek ve yeniden eski Türkiye’ye dönmek istemekten başka bir projeleri yoktur. Kandil’den, Pensilvanya’dan idare edilen siyasetçilerin milletimize verebilecekleri şey sadece kriz ve kaostur. Yapılacak muhtemel bir seçimde tarafımızı belli etmek durumundayız. Ya daha güzel günlere ulaşmak için devleti her şeyin üstünde tutan vatanseverlere, ya da her biri ayrı bir görüşü temsil etseler de aynı merkezden idare edilen eski Türkiye sevdalılarına oy vereceğiz.
Selam ve dua ile.