Kıymetli okurlarım, bu hafta bir soruyu birlikte cevaplamaya çalıştım.
Ne istediğimizin, kim olduğumuzla. Kim olduğumuzun kendimizi ne kadar tanıdığımızla çok ilgisi var.
Kendimizi sıfatlandırmayalım biz kimiz diye...
Ben Ayşeyim, ben Fatmayım demeyelim BEN İNSANIM diyelim.
Peki İnsan neydi ?
Bilimsel olarak sormuyorum size.
Hisleri ve duyguları olandı…
Ne zamandan beri acaba bizim duygularımız yok?
Savaşta sırt sırta verip savaşan biz değimliydik. Şimdi ne oldu da sırtımızı döndük birbirimize. Biz değimliydik kardeşliği savunan. Ne oldu da kardeşlikten vazgeçtik. Kardeşimize yan gözle baktık ya da öldürdük.
Ben insanım.
İnsan olmak istiyorum...
Ben Ayşe Fatma diye sınıflandırılmak değil İnsanlığımla sınıflandırılmak istiyorum.
Sevdiğim şeyleri savunurken düşman olmak istemiyorum başkalarına. Ya da savunduğum için öldürülmek.
Ben kapalı olduğum için ayrımcılığa uğramakta istemiyorum.
Başka ülkeden geldiğim için dolandırılmak. Ya da örf adetlerimi değiştirmek zorunda kalmak istemiyorum.
Ben yeri gelince çocuk, yeri gelince kadın, yeri gelince de erkek olmak istiyorum. Ben özgür olmak istiyorum. Her şeyi savunmak savunduğum şeyler içinde cezalandırılmamak. Yeri gelince bu çocuk dokunmamalıyım. Yeri gelince bu bir kadın onunda her şeyde hakkı var. Yeri gelince de bu bir erkek taşı sıksa suyunu çıkartır kendini koruyabilir denmesini istiyorum çok şey istemiyorum aslında sadece insan, özgür bir insan olmak istiyorum. Karakaşım kara gözüm için işe alınmak değil, yapabilir güçlü dendiği için işe alınmak istiyorum. Bu taciz edilemez kadın olduğu için onunda hisleri var arzuları var densin istiyorum. Bu kadının her şeyde hakkı var bu kadın elinden gelenin en iyisini yapar densin istiyorum.
Aslında şuan kurduğum tabirde yanlış kadın çocuk erkek sıfatları birer çöp. İsimler birer çöp. Düzeltelim o zaman şöyle deneyelim. Bu insan her şeyi yapabilir. Bu insanın her şeyde hakkı var. Ben bu insan istemediği sürece dokunamam diyelim. Kadın, erkek, çocuk demek ne kadar kolay.
Bir obje gelir aklımıza, çocuk büyüyünce her şeyi unutur, susmak zorunda ve hiçbir şey anlatamaz kendini koruyamaz, erkek ise her şeyi yapmakla mükellef.
Hayır efendim...
Kadın erkek çocuk hepimiz eşitiz. Sen bana da, bir çocuğa da, bir erkeğe de istemediği sürece dokunamazsın. Sen bir kadını da, çocuğu da, erkeği de koruyup kollamalısın.
Hiçbirimizin hiçbirimizden bir farkı yok. Hepimiz beynimizle algılar, duygularımızla yönlendirilir, kalbimizle severiz. Hepimiz birer insanız. Ben kadın olduğum için insan değilim. Sen çocuk olduğun için insan değilsin. O erkek olduğu için insan değil. Hepimize, insan olduğumuz için insan denmeliyiz. Birini işe alırken erkek kadın diye ayırt etmeyin. Bırakın kadındır denesin, yapamaz diye bir şey yok. Kadın her şeyi yapar.
Bir erkek evinde karısına yardım ediyor ya da yemek yapıyor diye kılıbık değil. Sadece yardımlaşmayı biliyor. Çocukların sözleri önemsenmemeli onlar çocuk ne dediğini bilmez değil. Çocuk herkesten daha fazla bilir. Böyle düşünüyorsan asıl bilmeyen konuşmaması gereken sensin. Seslenmek istiyorum.
Beni, seni, bizi bir kalıba sokmayın artık.
Biz ayrımcılık istemiyoruz. İnsan olduğumuzu hissetmek ve hissettirmek istiyoruz. İnsan dediğin değerli bir hazinedir. Soktuğumuz kalıplar ise birer parça, biz bölünmemeliyiz biz tam iken hazineyiz. Ayrılınca değersizleşiriz.